Pera Müzesi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulan “Yeni Bir Hikaye: Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” sergisi İspanyol fotoğrafçı Isabel Munoz’un Göbeklitepe ve çevresindeki arkeolojik alanlarda çektiği karelerden oluşuyor.
Pera Müzesi’ndeki sergi açılışına katılan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol, Munoz’un çok çalışkan bir sanatçı olduğunu belirterek, “Isabel’e proje teklifini sunarken bu işin sıradan bir fotoğrafçılık şeklinde yapılmasını istemedik. Bu yüzden Göbeklitepe çevresini fotoğraflamasını istedik.” dedi.
Isabel Munoz da Türkiye’den arkeologlarla ilk defa çalışma fırsatı bulduğunu söyleyerek, “Bir fotoğrafçı olarak doğal bir merakım ve yeni şeyler keşfetmeye karşı ilgim var. Fotoğraf makinem olmadan önce bile geçmişte insanların nasıl yaşadığını ve hissettiğini anlamaya çalışıyordum. Göbeklitepe’de bana hitap eden manevi bir unsur buldum.” ifadesini kullandı.
Projeyi yaparken diğer fotoğrafçılar gibi bölge yaşayanlarla röportaj yapma, insanları kamera karşısına geçirme gibi bir yöntem kullanmak istemediğine dikkati çeken Munoz, “Burası tarihte ritüellerin yapıldığı ve mistik olayların yaşandığı bir bölge olduğu için fotoğrafları gece çekmek istedim. Oradaki duyguları fotoğraflar üzerinden insanlara iletmeyi tercih ettim.” değerlendirmesinde bulundu.
Munoz, bölgede arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan bulgular ve tarihi yapılardan çok etkilendiğini dile getirerek, “Göbeklitepe ve Karahantepe’yi fotoğrafladığımda, onları yaşayan varlıklar olarak gördüm. Altlarında insan figürleri bulunan hayvan figürleri de bu yaşam hissine katkıda bulundu. Bana göre oradaki taşlar bile canlıydı.” diye konuştu.
“Munoz’un fotoğraflarının masalsı ve mistik bir dili var”
Sergi küratörü ve Mougins Fotoğraf Merkezi Direktörü François Cheval de Munoz’un teklifini duyduğunda çok heyecanlandığını aktararak, Kovid-19 salgınının ardından böyle bir projede çalışman çok heyecan verici olduğunu kaydetti.
Munoz’un fotoğraflarının masalsı ve mistik bir dili olduğuna vurgu yapan Cheval, “Onun fotoğrafları davetli olduğumuz bir şenlik ve bizi uzak atalarımıza bağlayan toplu bir kutlamadır.” dedi.
Pera Müzesi Süreli Sergiler Yöneticisi Begüm Akkoyunlu Ersöz ise sergideki eserlere ilişkin detaylı bilgi vererek, sanatçının kadim yöntemlerle yeni teknikleri bir arada kullandığını söyledi.
Ersöz, Munoz’un kadim zamanlarda kullanılan yöntemlerden ilhamla geliştirdiği “Tepetype” isimli tekniği ilk defa kullandığına dikkati çekerek, “Munoz, bazı fotoğrafların baskısını, bölgedeki toprakları kullanarak yaptı. Aynı zamanda altın varaklı baskılar da yaparak Türk hat sanatlarına göndermede bulundu.” diye konuştu.
Sergi 17 Eylül’e kadar sürecek
Şanlıurfa’daki antik kent Göbeklitepe ve Karahantepe’de çekilen fotoğrafların yer aldığı sergide, bazı fotoğraflar animasyonla hareketlendirilmiş olarak sunuluyor. Kullanılan özel ışıklandırma tekniği ise fotoğraflara mistik bir hava katıyor.
Özel ışıklandırma tekniğinin fotoğraflara mistik bir hava kattığı sergide Munoz’un çalışmaları İspanya Ulusal Fotoğrafçılık Ödülü ve Hasselblad Vakfı Uluslararası Fotoğrafçılık Ödülü gibi pek çok ödüle layık görülen, Venedik Bienali ve New York Uluslararası Fotoğraf Merkezi gibi önemli kurumların sergilerinde yer alan Isabel Munoz, ilk kez 1992’de İstanbul’da açılan sergisiyle Türkiye’de sanatseverlerle buluşmuştu.
Munoz’un eserleri 17 Eylül’e kadar görülebilecek.