8. ile 12. yüzyıl arasındaki dönemde yapıldığı tahmin edilen manastırda bulunan kilisenin duvarlarını Hz. İsa, annesi Hz. Meryem ile Hristiyanlığın başlangıç dönemi ileri gelenlerinin resimleri süslüyor.
Ayrıca, kayadan oyma rahip odaları, mutfak, saklama küpleri, iki katlı yer altı şehri ve acil durumlarda saklanmak üzere yapılmış gizli bölmeler yer alıyor.
Anadolu’da tek örnek olduğu bilinen ve kilisenin duvarına resmedilmiş olan “Gülen Meryem Ana” freski ise ziyaretçileri cezbediyor.
Duvarlardaki fresklerle, Hz. İsa’nın doğumunun müjdelenmesi, dadılarının Hz. İsa’yı yıkaması, Hz. İsa’ya hediye sunulması, Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı azizlere tanıtması, baş melekler Gabriel ve Mikail’in Hz. Meryem’e tanrı selamını iletmesi de anlatılıyor.
Vali Cahit Çelik, tamamen kayadan oyma manastırın içinde 15 metre çapında, 14 metre yüksekliğinde bir avlu bulunduğunu, bu özelliğiyle bölgede tek olduğunu söyledi.
Kapadokya bölgesindeki kilise manastırlarının genelde mutfaklı ve yemekhaneli yapıldığını kaydeden Çelik, Gümüşler Manastırı’nın ise kare şeklinde, açık avlulu, tek yapı olduğunu anlattı.
Çelik, manastırın doğusu, güneyi ile batısındaki kısımlarda mesken ve müştemilat olarak kullanılan alanlar olduğuna dikkati çekerek, “Kuzeyindeyse dünyada tek, sadece ‘Gülen Meryem Ana’ figürünün olduğu bir kilise mevcut. Aynı zamanda bu manastırın dış kısmında da yaklaşık 1,5 kilometre uzunluğunda yerleşimlerin olduğu bir alan var. Bu anlamda da Niğde, Kapadokya bölgesinde çok önemli bir şehir. Gümüşler Manastırı da bu anlamda ilimizin en önemli turistik değerlerinden biri, herkesi bu güzel ören yerini, bu güzel manastırı gezmeye, görmeye davet ediyoruz.” diye konuştu.