Türkiye, her köşesi açık hava müzesi değeri taşıyan hem tarihi hem de doğal güzellikleri bir arada bulunduran eşsiz bir ülke. Tarih önce çağlardan bugüne ilk yerleşim yerlerine ev sahipliği yapan ve en büyük imparatorlukların doğduğu bu topraklar, hazine değerinde kültürel mirasları elinde bulunduruyor. Kültür Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 17 bin 958 arkeolojik sit alanı bulunurken yüzün üzerinde de antik kent yer alıyor.
TARİH TÜRKİYE’DE YAZILIYOR
Dünyanın en eski yerleşim yeri olarak Konya’daki Çatalhöyük görülürken yapılan kazılarda Göbeklitepe’nin varlığı tespit edilmiş ve ilk yerleşim yeri Göbeklitepe olarak değiştirilmiştir. Tarih kitaplarını etkileyen bu değişim Türkiye’de yaşanırken Türkiye, yeniden tarihin yazıldığı yer olarak kayıtlara geçti.
Türkiye topraklarında yaşanan derin tarihe yakından şahitlik etmek isteyenler için Türkiye’de görülmesi gereken antik kentleri sizler için derledik.
Dara Harabeleri Antik Kenti- Mardin
Perslerden Anadolu’ya miras kalan Dara Harabeleri’nin tarihi M.Ö 570’li yıllara dayanıyor. İçerisindeki 5 kilometre uzunluğundaki şehir surları, su sarnıçları, kiliseler, agora, silolar, kaya mezarlar ve köprüler bulunan antik kent “Mezopotamya’nın Efes’i” olarak kabul ediliyor.
Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alması, Mezopotamya’nın ilk barajının burada yapılması antik kenti dini, sosyal ve ticari olarak değerli kılıyor. Türkiye’de henüz keşfedilmeyen turistik bölgeler arasında bulunan Dara Antik Kenti’nde görülmesi gereken yerler arasında galerinin alt katında yer alan mezarlar bulunuyor.
Galerideki mezarlarda 3 binin üzerinde kemik kalıntılarını cam platform içerisinde görebilirsiniz.
Afrodisias Antik Kenti- Aydın
Ara Güler’in 1958 yılında Aydın’da kaybolmasıyla keşfettiği Afrodisias Antik Kenti, günümüze değin çok iyi korunmuş anıt yapılarıyla Türkiye’nin en önemli arkeolojik alanlarından. Roma İmparatoru Augustus’un “tüm Asya’dan kendime bu kenti seçtim” sözleriyle koruma altına aldığı kent, Babadağ’ın eteklerinde bulunan mermer ocaklarına yakınlığı nedeniyle mermer ustalığında çok önemli eserler ortaya çıkmasına zemin hazırlamış.
Afrosias Antik Kenti’nde Roma İmparatoru Hadrian’a özel tasarlanan ve iki bölümden oluşan Banyo, Anadolu’nun en iyi korunan antik stadyumlarından biri ve 8 bin kişi kapasiteli antik tiyatroyu gezebilirsiniz.
Sagalassos Antik Kenti- Burdur
Torosların eteklerinde 3000 yıl önce inşa edilen Sagalassos Antik Kenti, deniz seviyesinden 750 metre yüksekte bir dağ kenti olma özelliğine sahip. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan kent, döneminin 5 büyük seramik üretim merkezi olarak biliniyor.
Antik zaman kapsülüyle yolculuk ediyormuş gibi hissedeceğiniz çeşmeler, Neon kütüphanesi, Tiberius Kapısı, kahramanlar için yapılmış büstlerin olduğu Heroon, kent meclisi, imparatorluk hamamı ve tiyatro gibi çok çeşitli ve iyi korunmuş yapıtlar sizi karşılıyor.
Yedi farklı taştan inşa edilmiş ve 2 bin yıldır suyu kesilmeyen Antoninler Çeşmesi’nin suyunun insanları güzelleştirdiğine ve sudan içenlerin birbirine aşık olduğuna inanılıyor.
Göbeklitepe- Şanlıurfa
Tarihin yeninden yazılmasına neden olan Göbeklitepe, dünyanın ilk yerleşim yeri olma ve en büyük ile ilk tapınağına ev sahipliği yapma gibi büyük değerleri taşıyor. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan antik kent “İnsanlık tarihinin sıfır noktası” ve “Medeniyetin doğduğu yer” olarak adlandırılıyor.
Daha önce yerleşik hayata geçmemiş bir toplumun ilk kez böylesi görkemli bir tapınak inşa etmesi Göbeklitepe’yi önemli kılan özelliklerin başında geliyor. Ziyaretçilerini 12 bin yıl önceye götüren kentin önemine vurgu yapılmak amacıyla Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 2019 yılın Göbeklitepe yılı olarak seçmişti.
Çatalhöyük Neolitik Kenti- Konya
Göbeklitepe’nin keşfine kadar dünyanın ilk yerleşim yeri olduğu düşünülen Çatalhöyük, mimarisi, inanç eserleri, ilk manzara resimleriyle tarihe ışık tutan nadir eserlere sahip. Dönem şartlarına göre olağanüstü diyebileceğimiz sanat eserleriyle karşılaşacağınız Çatalhöyük’te kerpiçten yapılan evler, evlerin çatısından açılan giriş kapıları ve kamışla kaplanmış çatılar göz kamaştırıyor.
Eşitliğin ön plana çıktığı kentin her evinde bir oda bir gıda deposu bulunuyor. Evlerde kil ile konserve haline getirilmiş orijinal geyik, boğa, koç başları da bulunuyor.
Patara Antik Kenti- Antalya
Patara Antik Kenti, 2000 yıldan daha eski bir tarihe sahip, Akdeniz’in en eski medeniyeti Likya’ya başkentlik yapmış antik miraslarımızdan. Tüm dünyada Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolas’ın doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği şehrin Patara olduğuna inanılıyor. Antik kentte önce çıkan yapılar arasında Meclis binası, tarihi deniz feneri, amfi tiyatro, hamamlar, Patara antik ana caddesi ve birçok tapınak bulunuyor.
Helenistik Dönem, Roma, Bizans ve son olarak da Türk devletleri içinde değerli bir liman kenti olan şehrin beş katlı bir apartman yüksekliğindeki dünyanın en eski deniz fenerinin de büyük bir kısmı hala ayakta duruyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Patara’nın tarihteki önemine değinerek 2020 yılını “Patara Yılı” olarak ilan etmişti.,
Efes Antik Kenti- İzmir
Roma İmparatorluğu döneminde Asya Eyaleti’nin başkenti ve en büyük liman kenti olabilecek gelişmişliğe sahiplikte her bir detayı mermerden inşa edilmiş özel heykeller ve anıtlarla bezenmiş Efes Antik Kenti, tam bir sanat şehri. Kent aynı zamanda M.Ö 6 binli yıllarda çağının politik, ticaret ve kültür sanat merkeziydi. Efes Antik Kenti’nin en bilinen yapısı hem mezar anıtı hem de bir kütüphane olan Celcus Kütüphanesi’dir.