Türkiye’de yayla denince akla ilk olarak yüksek tepelerin ardında yaz aylarında bile serinliğini koruyan araziler gelir.
Muğla’da bu tanıma uymayan bir yer var. Menteşe ilçesindeki Karabağlar Yaylası, Türkiye’de çıkılan değil, inilen tek yayla olma özelliği ile bilinirken, yaz aylarında 4 bin 500 haneden 4 bininde hayat devam ediyor
Kent merkezinden rakım olarak yaklaşık 25-30 metre daha aşağıda olan Karabağlar Yaylası, yaz aylarında bitki örtüsü ve yeşil dokusu ile serin olması nedeniyle son yıllarda vatandaşlar tarafından tercih edilen bölgeler arasına girdi.
Yaylada yaklaşık 4 bin 500 hane bulunduğunu belirten Ortaköy Mahalle Muhtarı Hüseyin Uçar, yaz aylarında bu hanelerin yaklaşık 4 bininde oturulduğunu, kış aylarında ise 800 ile bin arasında hanenin kışı Karabağlar Yaylası’nda geçirdiğini açıkladı.
Uçar, “Aklımıza yayla dediğimiz zaman yukarıya doğru çıkılan yer gelir ama Muğla’da bunun tam tersi aşağıya inilen yerdir. Karabağlar Yaylası, bu özelliği ile Türkiye’de bir ilktir. Karabağlar Yaylası ile merkez arası mesafe 3-4 kilometre arasında. Karabağlar Yaylası’nın özelliği, doğal tabiat unsurları ile iç içe olmasıdır” dedi.
Karabağlar Yaylası’nda yaşayan insanların, küresel iklim değişikliklerine karşı tarih boyunca çeşitli çözümler bulduklarını anlatan Uçar, “Dağlardan gelen suları kuyularda biriktirip tarlalara vererek su krizini çözmüşler. Bu su yönetim sisteminin bozulmadan devam etmesi gerekiyor. Karabağlar Yaylası’nın doğal güzelliklerinin gelecek nesillere aktarılması çok önemli” ifadelerini kullandı.
Yaylanın diğer bir özelliğinin ise burada bulunan kahvehaneler olduğunu belirten Muhtar Uçar, “Burada yaklaşık 18-19 kahvehane var. Eskiden insanların toplanma noktası olan bu kahvehanelerden 5-6 tanesi restore edilip hizmet vermeye devam ediyor. Karabağlar Yaylası, Muğla merkezden 5-6 derece daha soğuk. Bu kadar yakın olmasına rağmen sıcaklık daha düşük” dedi.
1 yorum
Muğla Menteşe Karabağlar Yaylası yazıda anlatılan ve özeti geçilen nadir bir bölge veya adeta farklı bir mikroklima özelliği taşıyan yerdir. Karabağlar Yaylası’nın aşırı nüfus ile tanışması son 20 yıl desek yeridir. Ancak maalesef esas yoğun nüfusa geçmesi “Pandemi döneminde” oldu. Üstelik ben de bu yöreye ülkemizin başka bir kentinden gelmiş olmama rağmen, şunu söylemek isterim. Gelen insanlar parasal açıdan sorunsuz veya zengin insanlardan oluşuyor ise, maalesef bölgeye yahut yöreye, çevreye, topluma ve gidişata pekte ayak uydurmak istemeyen, istediğini istediği şekilde yapabileceğini zannedecek kadar pervasız, umursamaz veya geçimsiz olabiliyor. Oysaki bu lokal bölgenin kadim sakinleri ve yaşayan nüfusu var. Hatta endemik bitkileri, yaşayan muhtelif canlıları var. Yaşam bir kolektif bilinci gerektirir. Tabiata ve çevreye, yöre halkına ve canlılara rağmen yapılan herşey zararlı ve tahripkar olur. Karabağlar Yaylası’nı Güzelleştirme ve Geliştirme Derneği’ne öncelikle yaşayan sakinlerin ve yerel yönetimin destek olması ve kulak vermesini dilerim.