Cumhuriyetin 100. yılının yaklaştığı bu dönemde tamamlanan proje, 4 yıllık hazırlık ve 4 yıllık uygulama sürecinin ardından hayata geçirildi. Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün ana binası, Gaziantep’teki Kendirli Kilisesi’nin restore edilmesiyle oluşturuldu.
Enstitü aynı zamanda arşivleme, kütüphane çalışmaları ve dünyanın diğer enstitüleriyle iş birliğinde faaliyet yürütmeyi hedeflerken geleceğin arkeologlarını yetiştirmek için çalışmalar gerçekleştirmeyi amaçlıyor.
“Dijital arşivler ve ihtisas kütüphanesi kuruldu”
8 yıllık çalışmada Osmanlı’dan günümüze Türk arkeolojisiyle ilgili bütün kazı ve belgeler dijital hale getirerek dijital arşiv oluşturuldu. Ayrıca Balkanlar, Kafkaslar, Anadolu ve Ortaasya bölgelerindeki çalışmalardaki yayınlar getirilerek kütüphaneye eklendi.
Yürütülen 18 aylık restorasyon çalışmaları neticesinde Kendirli Kilise’nin tarihi yönü ön plana çıkartılırken yapı, enstitüsü için sergi ve konferans salonunu, çalışma ofislerini, Arkeoloji İhtisas Kütüphanesi’ni, Türkoloji Kütüphanesi’ni, Arkeometri Laboratuvarı’nı ve etkinlik alanlarını kapsayan bir komplekse dönüştürüldü.
“Gaziantep özel bir şehir”
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Çok önemli eserler burada artık. Uzmanlaşmış bir kütüphanemiz, dijital çalışmalarımız var. Osmanlı dönemi eserlerini burada Türkçe tercüme ettirdik. 50 bin Osmanlı belgesini 2 bin 100 fotoğrafı getirdik. Enstitümüzün bizi biz yapan bir değer olduğunu görüyoruz. Artık zenginlik kültürel miras, kültürel değer ve bunların üzerinde çalışabilecek ne kadar bilim adamı var bu üzerinden ölçülüyor. Önümüzde çok uzun bir yolculuk var. 5 antik kentimize yapacağımız yatırımlarla bu salonundaki değerli bilim adamlarıyla yapacak çok işimiz var.” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut ise şunları söyledi:
“Kültürel miras aslında hepimizin ortak noktası. Hem Avrupa arkeolojisi açısından hem de tarihi araştırmaların yürütüleceği bir ağ oluşturmak açısından girişim son derece önemli. Gaziantep’in böyle bir Enstitünün kurulması için seçilmesi son derece doğru bir karardı diyebilirim. Hem şehre hem uluslararası ilişkilere hem topluma hem de arkeoloji toplumuna çok ciddi katkıları olacağını düşünüyorum.”