Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Avrupa Birliği (AB) iş birliğinde kurulan Türkiye’nin ilk Türk arkeoloji enstitüsü Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü düzenlenen törenle resmi açılışı yapıldı.
Cumhuriyetin 100’üncü yılına sayılı günler kala 4 yıllık hazırlık ve 4 yıllık uygulama süreci sonucunda açılışı yapılan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, Kendirli Kilisesi’nin restore edilerek ana binası oluşturuldu. Enstitünün kurulması için 430 bilim insanı bir araya gelerek çalışma yürüttü ve TBMM’den yasası çıkarak bugünkü formatına ulaştı.
ENSTİTÜ DÜNYANIN DİĞER ENSTİTÜLERİYLE DE İŞ BİRLİĞİNDE FAALİYET YÜRÜTECEK
Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, Türkiye’de ve kültürel tarihi bağların olduğu dünyanın diğer bölgelerinde Türk ve İslam Arkeolojisinin genel bilim dallarının olduğu insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak bilimsel araştırmalar yaparak yayınlar çıkarmayı amaçlıyor. Enstitü ayrıca arşivleme, kütüphane çalışmaları ve dünyanın diğer enstitüleriyle iş birliğinde faaliyet yürütmeyi hedeflerken geleceğin arkeologlarını yetiştirmek için çalışmalar yürütecek.
DİJİTAL ARŞİVLER VE İHTİSAS KÜTÜPHANESİ KURULDU
8 yıllık çalışmada Osmanlı’dan günümüze Türk arkeolojisiyle ilgili bütün kazı ve belgeler dijital hale getirerek dijital arşiv oluşturuldu. Ayrıca Balkanlar, Kafkaslar, Anadolu ve Ortaasya bölgelerindeki çalışmalardaki yayınlar getirilerek kütüphaneye eklendi. 50 bin kitaplık dijital ihtisas kütüphanesi kurularak, yapılan çalışmalarda uluslararası çalışmalarla ve diğer arkeoloji enstitüleriyle entegre olabilecek kütüphane ve dijital kütüphane altyapısı hazırlandı.
Yürütülen 18 aylık restorasyon çalışmaları neticesinde Kendirli Kilise’nin tarihi yönü ön plana çıkartılırken yapı, enstitüsü için sergi ve konferans salonunu, çalışma ofislerini, Arkeoloji İhtisas Kütüphanesi’ni, Türkoloji Kütüphanesi’ni, Arkeometri Laboratuvarı’nı ve etkinlik alanlarını kapsayan bir komplekse dönüştürüldü.
ŞAHİN: GAZİANTEP İPEK YOLU’NU KALKINMA YOLUNA DÖNÜŞTÜRMÜŞ ÇOK ÖZEL BİR ŞEHİRDİR
Açılış töreninde konuşma yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, enstitünün kurulduğu Kendirli Kilise’sinin tarihine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu bina birçok tarihi olaya şahitlik ettiği gibi 1933 yılında binanın balkonunda Gaziantep’e gelen ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün konuşmasında da şahitlik etmiştir. Bu gördüğünüz çatıda ve eserlerde büyük bir hafıza var. Geldiğimiz noktada, bir yerde İslam Medeniyeti varsa orada kilise, havra vardır, kardeşlik vardır. Gaziantep İpek Yolu’nu kalkınma yoluna dönüştürmüş çok özel bir şehirdir.”
BU TOPRAKLARDA ANADOLU TARİHİNİN BU ENSTİTÜ İLE DEVAM ETMESİ ÖNEMLİYDİ
Başkan Şahin konuşmasının devamında Dünyanın bugün hiç olmadığı kadar barış isteği içerisinde olduğunu aktararak konuşmasına şöyle sürdürdü:
“Bugün arkeoloji enstitüsü kuruluşundan çok daha önemli bir felsefesi var. Barışın, sevginin, kardeşliğin arkeoloji enstitüsü ile inşa edilmektedir. Bu süreçte AB Delegasyonu elçisi, yaptığımız çalışmada her zaman yanımızda oldu. Akademik dünyanın önemli isimleri burada. Şehrin antik kentlerinin ortaya çıkarılması sürecinde büyük emek verdiler. Türkiye olarak biz geç kaldık. Anadolu uygarlıklarının, topraklarının, eserlerinin yurtdışına götürülmediği, bu topraklarda Anadolu tarihinin bu enstitü ile devam etmesi önemliydi.”
ENSTİTÜMÜZÜN BİZİ BİZ YAPAN BİR DEĞER OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ
Türkiye’nin karbon analizlerinin yapılması için artık yurtdışına başvurulmasının gerekli olmadığını söyleyen Başkan Şahin, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:
“Çok önemli eserler burada artık. Uzmanlaşmış bir kütüphanemiz, dijital çalışmalarımız var. Osmanlı dönemi eserlerini burada Türkçe tercüme ettirdik. 50 bin Osmanlı belgesini 2 bin 100 fotoğrafı getirdik. Enstitümüzün bizi biz yapan bir değer olduğunu görüyoruz. Artık zenginlik kültürel miras, kültürel değer ve bunların üzerinde çalışabilecek ne kadar bilim adamı var bu üzerinden ölçülüyor. Önümüzde çok uzun bir yolculuk var. 5 antik kentimize yapacağımız yatırımlarla bu salonundaki değerli bilim adamlarıyla yapacak çok işimiz var.”
Törende konuşan Gaziantep Valisi Kemal Çeber ise Anadolu topraklarından dünyanın çeşitli bölgelerine kaçırılan tarihi eserlere vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Adına amacına bakınca etkilerini hissedebileceğimiz, çalışmalarla sadece Gaziantep ve bölgeye değil, Türkiye’ye getirisinin önemini göreceğiz. İnsanlığın ortak mirası eserler. Ortak tarihe olan bu eserler bu topraklar üzerinde kalması gerekiyor. Bugün eserlerin getirilmesi üzerine mücadele veriyoruz. Son 10 yıldır yoğun çalışmalarla müzelerimizi ihya ederken yurtdışındaki Anadolu’ya ait eserleri tekrar getiriyoruz. Çok hassas bir çalışma. Bu topraklar birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Burası bereketli hilal. Tarihin doğduğu topraklar burası. Bu ülkenin topraklarında nereye kazma vurursanız bir eser tarih bulursunuz. Gaziantep’te bugün 20’den fazla müze var. Çoğu Büyükşehir Belediyesi’nin girişimi. Bu alanda Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’e özel teşekkür ediyorum.”
BÜYÜKELÇİ LANDRUT: BAŞKAN ŞAHİN BU PROJENİN ARKASINDAKİ İTİCİ GÜÇ OLDU
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise konuşmasının başında Fatma Şahin’e teşekkür ederek şunları aktardı:
“Kendisi bu projenin arkasındaki itici güç oldu. Üç yıl önceki ilk görüşmemizde bu projenin Gaziantep ve kendisi için ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştı. Bu proje, AB’nin arkeolojik mirasın toplumsal hafızanın bir kaynağı ve tarihi ve bilimsel çalışmalar için önemli bir araç olarak korunması yönündeki uzun vadeli kararlılığının bir örneğidir. Risk altındayken kültürel mirasımızı korumak daha da önemlidir. Gaziantep’in olağanüstü Zeugma Mozaik Müzesi, uygarlığın kesişme noktasına tanıklık etmektedir. Eski Yunancada “köprü” anlamına gelen Zeugma’da, eskiden Fırat üzerinde bir köprü Doğu ile Batı’yı birbirine bağlıyordu.”
ENSTİTÜ, ANADOLU VE AKDENİZ UYGARLIKLARI’NIN ARKEOLOJİK VE TARİHİ MİRAS HAZİNELERİNE ERİŞİMİ SAĞLAYACAKTIR
Türkiye’de tarihi eserlerin ve Anadolu coğrafyasının önemine vurgu yapan Büyükelçi, bu eserlerin korunması adına harekete geçtiklerini dile getirerek, “Bu ve daha pek çok nedenden ötürü, enstitü için Mezopotamya ve Akdeniz’in kesişme noktasında yer alan Gaziantep’ten daha iyi bir yer düşünemiyorum. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz bu enstitü, Antik Anadolu ve Akdeniz Uygarlıklarının arkeolojik ve tarihi miras hazinelerine erişimi sağlayacaktır. Ortak araştırma, analiz ve restorasyon fırsatı sağlayacak olan enstitü, aynı zamanda genç uzmanlara eğitim ve staj imkanı da sunacaktır. Enstitü ayrıca Türkiye ve Avrupa Birliği’nden sanatçılar, sivil toplum örgütleri, gençler ve akademisyenlere de ev sahipliği yapacaktır. Böylelikle gelecekte dünya arkeoloji ağlarına tam entegrasyonu da sağlanacaktır. Bu enstitünün ortak kültürel mirasımızın korunması ve tanıtılması yoluyla Avrupa Birliği ve Türkiye arasında kültürler arası diyaloğun güçlendirilmesine katkıda bulunacağına yürekten inanıyorum. Geçmişimizi anlamamıza yardımcı olacak ve ortak geleceğimizi şekillendirmemize katkıda bulunacaktır” diye konuştu.
Törende ayrıca Gazikültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tanrıöver, enstitünün kuruluş süreci hakkında bilgi verdi. Kurulum aşamasında görev yapan bilim insanları törende konuşma yaparken Europa Nostra İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Guy Clausse ve Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şube Direktörü Prof. Dr. Felix Pilson’de açıklamalarda bulundu.
Program, ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in, Arkeolojik alanlarda çektiği 27 farklı alandan 133 fotoğraftan oluşan sergi, protokol ve katılımcılar tarafından gezildi. Sergi sonrası enstitünün birimleri ziyaret edildi.