Helal turizm sektörü, “Müslüman dostu turizm” konseptinde faaliyet göstermelerinin, Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) tarafından akredite edilmiş kuruluşlarca belgelendirilmesini bekliyor.
Uluslararası Helal Turizm Derneği (IHATO) Başkanı Yusuf Gerçeker, Türkiye’nin helal turizm pazarında dünyada öncü ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Türkiye’de tatil beldelerinde bu alanda faaliyet gösteren 85 tatil oteli olduğunu belirten Gerçeker, termal ve şehir otellerinin de dahil edilmesiyle bu sayının 500’e ulaştığını tahmin ettiklerini bildirdi.
Gerçeker, Kültür ve Turizm Bakanlığınca bu konseptteki otellerin “İslami otel, alkolsüz aile oteli, Müslüman dostu otel” gibi özel tanımlaması yapılmadığı için kesin sayıyı bilmediklerine işaret ederek, bu tür otelleri daha çok “alkolsüz aile oteli” olarak lanse ettiklerini dile getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının bu konseptteki otelleri tanımlaması için “Müslüman Dostu Otelcilik Yönetmeliği”ni yayımlamasını beklediklerini vurgulayan Gerçeker, gelecek dönemde bu konudaki çalışmaların gündeme geleceğini ifade etti.
Gerçeker, Kovid-19 salgını öncesinde dünyada helal turizm hacminin 176 milyar dolara ulaştığını ve Türkiye’nin bu pastanın sadece 8,5 milyar dolarını çektiğini aktararak, “Bu pay da ağırlıklı olarak gurbetçilerden kaynaklanıyor. Türkiye bu pazara tesis olarak yatırım yaptı ama ülkenin tanıtımı anlamında yatırım yapmadığı için diğer ülkelere göre pazar payı olarak geride kaldı. Dernek olarak Türkiye’nin bu pazardan alacağı payı büyütmeyi amaçlıyoruz.” dedi.
Türkiye’de bu konseptte hizmet veren oteller olmasına karşın kalite olarak kiminin bu hizmetleri üretemediğine dikkati çeken Gerçeker, bu durumun hem piyasada olumsuz rekabet yarattığını hem de yabancı misafirler başta olmak üzere tüketici mağduriyetine neden olduğunu anlattı.
Bu nedenle hizmeti resmi olarak Bakanlığın tanımlamasına ihtiyaç duyduklarını kaydeden Gerçeker, HAK tarafından da bu işin standartlarının oluşturulması için harekete geçtiklerini, İslam İşbirliği Teşkilatı İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) ile Türk Standardları Enstitüsü (TSE) gibi kurumlarla görüştüklerini bildirdi.
“Yıl sonuna kadar tamamlanmasını bekliyoruz”
Gerçeker, pek çok firmanın parayla “helal belgesi” verdiğini iddia ederek, şu değerlendirmede bulundu: “Parası olanın ‘helal belgesi’ alması doğru değil. Bu işin bir akreditasyon kuruluşu öncülüğünde gerçekleşmesi lazım. Helal belgesi veren kurumlar bu belgeyi vermek için yeterli mi? Turizm tarafında da helal turizm belgesi alan oteller oldu ama bunların güvenilirliği hep tartışılıyor, bunlar akredite kuruluş değildi. HAK sayesinde bu standartları yakalayabilenler sertifika alacak. Bu da bu konseptteki otellerin hizmet kalitesi ve misafir memnuniyetini artırarak pazardaki gücümüzü artıracak. Belli standartlarda hizmet verilecek. HAK, helal turizm alanında hem TSE hem de bir şirketi şu an akredite etme aşamasında. Biz de ilgili kuruluşlarca belgelendirmeye hazırız ve bir an önce belgelendirmeyi talep ediyoruz. Yıl sonuna kadar çalışmaların tamamlanarak belgelendirmeye başlanmasını bekliyoruz.”
Helal turizm alanında İngiltere, İspanya ve Rusya gibi ülkelerin başı çektiğini aktaran Gerçeker, bu ülkelerde işin hem standartlarının hem de ilgili yönetmeliklerinin bulunduğunu söyledi. Gerçeker, helal turizm alanında tüm dünyadan misafir çekmek istediklerini belirterek, “Türkiye’den 5,5 saatlik uçuş mesafesi çapında 440 milyon Müslüman nüfus var. Bunun yüzde 10’u turizm hareketine katılsa 44 milyon yapıyor. Bunların da yüzde 10’unu çeksek 4,4 milyon yeni turist gelebilir Müslüman turist olarak.” diye konuştu.
“A, B ve C kategorilerinde helal belgelendirme”
Yusuf Gerçeker, bu otellerin, helal gıda hassasiyetine sahip olma, helal sertifikalı ürünler bulundurma, mahrem hizmetler denen hamam, sauna ve masaj kullanımında kadın misafire özel imkan sağlama gibi kriterlere sahip olması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Kadın misafirler için deniz, havuz ve güneşlenme imkanı olmalı. Bu bölümlerde hizmet kadın personelce verilmeli. Odalarda kıble yönü ve seccade olması ile aynı zamanda Türkiye’de zaten bütün otellerde bulunan ibaret altyapısı gibi kriterler de aranıyor. SMIIC bunları A, B ve C kategorilerine göre sınıflandırdı. A kategorisi tamamen İslami şartları sağlayan oteller için, B kategorisi şehir otelleri gibi bazı hizmetleri sağlayacak otellere verilecek. C kategorisi de Türkiye’deki bütün otellerde zaten verilebilen hizmetler için. Burada öncelikli olarak A segmentinde tanımlanan otellerin belgelendirilmesine başlanacak.”
Pek çok ülke vatandaşının bu sertifika konusunda çok hassas olduğunu ve belge sorduğunu vurgulayan Gerçeker, şunları kaydetti: “Ülkemizde zaten helal turizm yapılıyor ancak bu belgeye sahip olunması ve bunun tanıtılması önem taşıyor. Aynı sağlık turizminde olduğu gibi helal turizm alanında da devlet eliyle tanıtım yapılmalı. Otellerin bunu tek başına tanıtmalarına imkan yok. Belgelendirme süreçleri tamamlandığında ilgili bakanlıkların desteğiyle bu konseptin tanıtılmasını bekliyoruz.”