Adıyaman, tarihte birçok krallığa, imparatorluğu ev sahipliği yaptı. Adeta tarihle harmanlanan şehrimiz bölgede yaşayan her medeniyetten nasibini de almış.
Biz de Adıyaman’ın tarihi güzelliklerini görmek için uçak biletlerimizi aldık. Sadece tarih görmeye gitmiyoruz tabii ki… Çünkü aynı zamanda bir gastronomi şehri olan Adıyaman’da Nemrut Gastronomi Buluşmaları’na katılacağız. Birbirinden güzel lezzetleri bir de yerinde denemek hiç de fena bir fikir sayılmaz…
ADIYAMAN MUTFAĞI SADECE 1,5 SAAT UZAKLIKTA
Sabah çok erken saatlerde yola çıktık. Gastronomi konusunda iddialı bir şehre gidiyoruz sonuçta, tüm vaktimizi verimli değerlendirmek zorundayız…
1,5 saat süren keyifli bir yolculuğun ardından Adıyaman’a iniş yaptık…
MUHTEŞEM MANZARASIYLA KARAKUŞ TÜMÜLÜSÜ
Adıyaman’daki ilk durağımız Kahta’da yer alan Karakuş Tümülüsü. Burası Kommagene Krallık Ailesi’nin kadınlarına ait bir anıt mezar. Tümülüs, öyle bir noktaya konumlandırılmış ki manzarasına hayran kalmamak elde değil.
DOĞANIN İÇİNDE KÖY KAHVALTISI
Adıyaman’ın en güzel köylerinden biri olan Karadut’ta bir köy evine misafir olduk. Bir tarafta doğal peynir, yumurta, bal diğer tarafta ev sahiplerinin sacta yaptıkları sıcak mı sıcak lavaş… Sanırım bu kahvaltıyı uzun bir süre unutamayacağım.
NEMRUT’UN ETEKLERİNDE GASTRONOMİ FESTİVALİ
Kahvaltımızı yaptıktan sonra gezimizin en keyifli kısmına geçmek üzere yola koyulduk.
Adıyaman Valiliği ve Kahta Kaymakamlığı işbirliğiyle düzenlenen Nemrut Gastronomi Buluşmaları, Lübnan’dan Barbara Massaad, İran’dan Parisa Kalantari, İtalya’dan Michelangelo de Lauretis ve Massimiliano Catena ile ülkemizin önemli şefleri Ahmet Güzelyağdöken ile Sait Önder bu özel festivalde hünerlerini sergiledi.
Nemrut Dağı’nın eteklerinde gerçekleşen festivalde şeflerin ellerinden harika lezzetler ortaya çıktı.
GÜN DOĞUŞU VE BATIMININ EN İYİ İZLENDİĞİ YER: NEMRUT DAĞI
Nemrut Dağı’nın eteklerinden, zirveye çıkmak üzere yola koyulduk. Amacımız belliydi doğu ve batı medeniyetlerinin kesişme noktasında bulunan, anıt mezarı ve dev heykelleriyle adından söz ettiren UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ndeki 2 bin 150 metre rakımlı Nemrut Dağı Ören Yeri’de gün batımını izlemek…
Zirveye çıkmak her ne kadar yorucu olsa da ‘buna değdi’ diyeceğiniz bir manzarayla karşılaşacağınızdan emin olabilirsiniz.
Zaten bulunduğumuz zirve “Güneşin doğuşu ve batışının dünyada en güzel izlendiği yer” olarak nitelendiriliyor ve böyle bir iddialı cümlenin hakkını da gerçekten veriyor.
ADIYAMAN’DA ZARA COŞKUSU
Gün batımızı izlemenin keyfi hala üzerimizden atmamışken birde akşam kulaklarımızın pasını silecek bir konsere katıldık.
Ülkemizin değerli sanatçılarından biri olan Zara, ilk defa memleketi olan Adıyaman’da konser verdi. Tarihi Cendere Köprüsü’nde gerçekleşen konsere tam 25 bin kişi katıldı. Konser alanına araç ve insan kalabalığından dolayı girmekte zorlansak da buna değdi.
KAHTA KALESİ’NDE LEZZET ŞÖLENİ
Nemrut Gastronomi Festivali’nin ikinci gününde ‘yeşilin’ ve ‘sarının’ binbir tonunun olduğu yollardan geçerek Kahta Kalesi’nde vardık. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan tarihi yapıyı bize rehberlik eden arkeolog Ramazan Kalan ile gezdikten sonra kalenin zindan kısmına geçtik. Burada şehrin lezzetlerinden oluşan büyük bir sofra kuruldu. Sofrada meyir çorbası, pirpirim cacığı, sarımsaklı pilavdan tutun da hitap, peynir helvası ve yarpuzlu köfteye kadar pek çok yöresel yemek tanıtıldı.
CENDERE’DE “ÇOBAN ISLATMA”
Rotamızı dünyanın hâlen kullanılmakta olan en eski köprülerinden biri olarak anılan Cendere Köprüsü’ne çevirdik. Antik Roma mimarisinin muhteşem bir anıtsal örneği olan tarihi köprü, Adıyaman’da ilk uğramanız gereken yerlerden birisi.
Kahta’da bir bereket ritüeli olarak bir çoban Cendere Çayı’nda ıslatıldı ve ortaya renkli görüntüler çıktı.
İLKLERİN FESTİVALİ
Festival kapsamında açıklamalarda bulunan Kahta Kaymakamı Selami Korkutata, “Festivalde yapılan yemeklerin tarifleri metaverse üzerinde NFT olarak yayımlanıyor. Bu anlamda da Türkiye’deki ilk festivaldir.” dedi.
ANTİK KENT VE KAYA MEZARLARI
Vaktimiz kısıtlı olmasına rağmen Perre Antik Kenti’ne de uğramazlık etmedik. Burası, Helenistik dönem krallıklarından Kommangene Krallığı’nın beş büyük şehrinden biri olarak antik kaynaklarda geçiyor. Antik kentteki kaya mezarları da görülmeye değer bir görünüme sahip.