Muğla’nın Seydikemer ilçesindeki sarp yamaca oyulan, konut biçimindeki yapısıyla Likya sivil mimarisine ışık tutan yüzlerce kaya mezarı, tarih meraklısı tatilcilerin ilgisini çekiyor. Fethiye-Kaş kara yolunun 5 kilometre batısındaki Minare Mahallesi’nde bulunan Pınara Antik Kenti, bugüne ulaşan hamam, tiyatro, agora, tapınak ve yüzlerce kaya mezarı kalıntısıyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor.
Tarihi Likya Yolu yürüyüş rotasındaki antik kent, kayaya oyulu dikdörtgen biçiminde yüzlerce kaya mezarıyla göze çarpıyor.
“Görülmesi gereken bir antik kent”
Ailesiyle yürüyüş yapan 17 yaşındaki lise öğrencisi Batur Alp Özoğul, bölgedeki farklı antik kentleri ziyaret ettiklerini, Pınara’ya ilk kez geldiklerini söyledi.
Antik kentin çok büyük ve görülmeye değer olduğunu ifade eden Özoğul, şunları kaydetti: “Burada yaşayan uygarlıkların nasıl yaşadığını hissetmek, kavramak çok güzel bir duygu. İnsan burada, tarihte yolculuğa çıkmış gibi hissediyor. Gezerken her dokunduğum taşta farklı bir hava var. Yollarda farklı eserler görüyoruz. Geçmişte yaşayanların duygularını hissetmek güzel. Burada dolaşmak bizi mutlu ediyor. Bu kenti ziyaret ettiğim için çok mutluyum. Bu gibi ören yerleri korunup geleceğe miras bırakılmalı.”
Fotoğraf sanatçısı Semih Soycan da Pınara Antik Kenti’nin çok geniş bir alana yayıldığını dile getirdi.
Kentin doğasının cezbedici bir yapıya sahip olduğunu belirten Soycan, “Bölgeyi daha önce ziyaret etmemiştim. Tarihten kalan en güzel yerlerden birisi. Kenti epey dolaştım. Yüksek tepelerde de kalıntılar var. Gezilip görülmesi gereken bir nokta olduğunu düşünüyorum. Antik tiyatro çok güzel görünüyor. Henüz gün yüzüne çıkmamış birçok eser de var.” ifadelerini kullandı.