İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan ve Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip olan Konya, doğal ve tarihsel zenginliğiyle ön plana çıkan şehirlerimizin arasında yer alıyor. Mevlana Celaleddin Rumi’nin de türbesinin bulunduğu şehirde maneviyatı sonuna kadar hissedebilirsiniz.
Türkiye’nin en eski yerleşim yerlerinden bir tanesi olması ve birçok medeniyete ev sahipliği yapması, Konya’nın tarihi yapılarının zengin olmasına sebep olmuş. Camileri, müzeleri, türbeleri ve doğal güzellikleriyle ün salmış Konya’da gelin beraber bir gezintiye çıkalım.
MEVLANA MÜZESİ
Konya’yı temsil eden en önemli kültürel miraslardan biri olan Mevlana’yı bilmeyen yoktur değil mi? Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akın ettiği şehrin kültürel miraslarından en mühimi Mevlana Müzesi’dir. 1926 yılında faaliyete başlayan müze, “Mevlana Türbesi” olarak anılır. Mevlana Celaleddin Rumi’nin mezarının bulunduğu türbenin içinde şadırvan, mescit ve semahane bulunuyor. Osmanlı döneminde yapılmış olan ve Selçuklu döneminin mimarisini taşıyan yapı yıl boyunca ziyaretçilerini ağırlıyor.
TROPİKAL KELEBEK BAHÇESİ
Türkiye’nin ilk kelebek bahçesi ve Avrupa’nın en büyük kelebek uçuş alanına sahip Konya Tropikal Kelebek Bahçesi’nde, 60 farklı türde aylık 20 bin adet canlı kelebek uçuş gösteriyor. 2015 yılında açılan bahçe, o günden bugüne binlerce ziyaretçi ağırlıyor. Çeşit çeşit kelebeklerin, bitkilerin bulunduğu bahçe adeta cennetten bir köşeyi andırıyor.
ARKEOLOJİ MÜZESİ
Geçmişin izlerini bugüne taşıyan Konya Arkeoloji Müzesi, 1962 yılında ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Neolitik, Erken, Bronz, Hitit, Frig, Grek, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserlerin sergilendiği müzede, Roma dönemine ait lahitlerde bulunuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin en eski ikinci arkeolojik müzesi olma özeliği de taşıyor. Konya’nın tarihini öğrenmek, geçmişin kalıntılarını görmek isterseniz ziyaret edebilirsiniz. Bunun gibi birçok müze barındıran Konya, müze konusunda zengin bir şehir.
KONYA MERAM BAĞLARI
Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde övgüyle bahsettiği yerlerden bir tanesi de Konya Meram Bağlarıdır. Yüzyıllar önce övgüyle bahsedilen bu yer, günümüzde de oldukça beğenilen yerlerden bir tanesidir. Bugün çevresi ormanlarla kaplı bağ şehrin 5-6 km batısından başlayıp, yeşil vadiye kadar uzanıyor. Ayrıca kafe ve restoranların bulunduğu Konya Meram Bağlarında, sevdiklerinizle doğa ortasında bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
ÇATALHÖYÜK
Konya Çumra ilçesinde yer alan Çatalhöyük 1958 yılında keşfediliyor. Daha sonra kazı çalışmaları yapılan yerde, birçok tarihi eser ve kalıntılar bulunuyor. Çok geniş bir Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeri olan Çatalhöyük, geniş bir alanı kapsıyor. Çatalhöyük kazılarında çıkarılan eserler Konya’daki çeşitli müzelerde sergileniyor.
KONYA SELİMİYE CAMİİ
1558 yılında 2.Selim tarafından yapılan Selimiye Camii’nin, Mimar Sinan’ın eseri olduğu tahmin ediliyor. Taş işçiliğiyle ve tek şerefli iki minaresiyle dikkat çeken cami, günümüze kadar ayakta durmayı başarmış yapıtlar arasında yer alıyor. Mimari yapısıyla İstanbul’daki Fatih Camii’ni andırıyor.
BEYŞEHİR GÖLÜ
Türkiye’nin 3’üncü büyük gölü olan Beyşehir Gölü, Milli Park Statüsüne alınmış göllerimizden bir tanesidir. Aynı zamanda ülkenin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nde irili ufaklı 33 tane ada bulunuyor. Her mevsimde doğal güzelliğiyle dikkatleri çeken gölde, olta balıkçılığı da yapılıyor. Çevresinde birçok aktivite yapabileceğiniz alanlar da mevcut. Yürüyüş, bisiklet, piknik gibi aktiviteler gerçekleştirebilir veya gölün üzerinde bulunan harika nilüferleri fotoğraflayabilirsiniz.
SİLLE KÖYÜ
5 bin yıllık tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Sille Köyü, yerli ve yabancı ziyaretçilerini cezbediyor. Adının Yunan mitolojisinde ‘Sylla” yani “su perileri” kelimesinden geldiği kabul ediliyor. Bu herkesin gidip görmesi gereken yer sizi adeta tarihi yolculuğa çıkarıyor. Köyde; Romalılar, Frigler, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok kültürün izlerini taşıyan yapılar bulunuyor. Bunlar; kiliseler, camiler, çeşmeler, hamamlar ve dahası…
80 BİNDE DEVR-İ ALEM PARKI
Türkiye’de sadece üç bölümün bir arada bulunduğu tek park olma özelliğini taşıyor. Bu bölümler; Tarih Öncesi Dönem, Cihan-ı Türk Bölümü ve Masallar Diyarı Bölümü’nden oluşuyor. Her yaşa hitap eden 80 Binde Devr-i Alem Parkı’nı ziyaret eden genci, yaşlısı, çocuğu büyük keyif alıyor. İçerisinde bulundurduğu heykeller, minyatürler ve masallardan fırlamış gibi olan evler çocukları büyülüyor. Aynı zamanda da tarihi yansıtan minyatürlerinde olması bu parkı ayrıcalıklı kılıyor.
NASREDDİN HOCA TÜRBESİ
Mizahın ustası Nasreddin Hoca’yı da bilmeyen yoktur değil mi? Nasreddin Hoca geçmişten günümüze kadar fıkralarıyla yüzümüzü güldürmüş, tebessüm oluşturmuştur. 1208 yılında doğup, 1284 yılında da hayata gözlerini yuman Nasreddin Hoca ömrünü Mevlevilik, Yesevilik, Rufailik yolunda geçirmiştir. Şu anda ise türbesi Akşehir ilçesindedir. Türbesi külah şeklindeki 12 köşeli çatısıyla dikkat çekiyor.