27 yıl ziraat mühendisi olarak çalışan Özgür Dönmez Ankara’da yaşıyor. Emekli olduktan sonra belediyenin açmış olduğu ıslak keçe kursuna giden Dönmez, burada keçe sanatını öğrendikten sonra sınava girerek keçe sanatçısı oldu.
Emekli olduktan sonra keçe sanatı ile ilgilenmeye başladığını belirten Özgür Dönmez, “Keçe sanatıyla tanışma hikayem aslında şöyle oldu; ben aktif çalışan bir kadındım, herkes bana ‘emekli olduktan sonra sıkılırsın’ dedi. Ben de Ankara’da belediyenin açmış olduğu ıslak keçe kursuna gittim. 4 ay haftada 1 gün olmak üzere kursa devam ettim. Kurs bitti yün bitmedi, ben keçe çalışmaya devam ettim” dedi.
Sınava girdiğini ve keçe sanatçısı olduğunu anlatan Dönmez, “Sergiler açıyorum, ıslak keçe ile tablolar yapıyorum. Masalları keçe ile anlatıyorum. Örneğin Zümrüt’ü Anka’nın yolculuğunu 6 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğinde üzerinde 268 tane kuş olan bir keçe tabloya uyarladım. Nefsin mertebelerini de çalışıyorum. Seb-i Arus törenlerinde de çok istemiştim burada olmayı. Şimdi buradayım ve çok mutluyum” şeklinde konuştu.
Dönmez, keçeden tablolar yaparken geleneksel yöntemler kullandığını anlatarak, “Keçe yaparken yünü geleneksel yöntemlerle kullanıyorum. Yünü su ve sabunla çevire çevire keçeleştirerek yapıyorum. O nedenle de iğneli keçe olan yöntem de vardır, kuru keçe denir, onu da kullanıyorum ama ağırlıklı olarak ıslak keçe çalışıyorum. Benim hedefim aslında Türkiye’deki her şehre bu sergiyi götürmek. Yurt dışında Türkiye’yi temsil etmek. Bu sergi geçenlerde yabancılar ile buluştu. İlk defa öyle bir buluşma oldu. Onlar çok etkilendiler ve çok beğendiler” diye konuştu.