Kırklareli’deki Istranca Dağları’nın eteklerinde beslenen, coğrafi işaret tescilli kıvırcık kuzulardan elde edilen kokoreç, lezzetiyle damaklarda ve hafızalarda yer ediyor. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarının etinin lezzetiyle ünlü Kırklareli, köftesiyle olduğu kadar kokoreciyle de öne çıkıyor.
Et entegre tesislerinden alınan bağırsaklar iyice temizlendikten sonra şişlere sarılıyor, odun közüne yatırılarak yavaş yavaş, içini çeke çeke pişerek sokak lezzeti tutkunlarının damaklarını şenlendiriyor. Pınarhisarlı kokoreççi 43 yaşındaki Gürel Külsan, 10 yıldır sokaklarda müdavimlerine seyyar tezgahında hizmet veriyor. Kokoreççi Gürel, akşama doğru ekmek fırınından tenekeyle aldığı yanmış odun kömürünü aracının mangalına dolduruyor, ardından satış yaptığı caddedeki yerini alıyor.
Seyyar arabasında ekmekleri, domatesleri doğrayıp müşterilerini bekleyen Külsan, duman ve kokusuyla müşterilerini cezbetmek amacıyla ara ara mangalını yelliyor. Müşterileri ekmek teknesine çekmeyi başaran Külsan, siparişe göre zırh bıçağıyla kestiği kokoreçleri tercih edilen baharatları da katarak müşterilerine sunuyor.
“Bu sokak lezzeti çok bambaşka bir şey”
Gürel Külsan, sokakta kokoreçten ateşe damlayan yağ sesini duymanın ve o kokuyu hissetmenin insana ayrı bir duygu verdiğini belirtti. Uzun yıllar muavinlik yaptıktan sonra seyyar kokoreççilik yapmaya karar verdiğini anlatan Külsan, yaz kış, yağmur çamur, soğuk sıcak demeden 10 yıldır sokaklarda kokoreç satışı yaptığını ifade etti.
Külsan, sokak lezzeti kültürünün önemli olduğunu, işini severek yaptığını kaydetti. Soğuk havalarda müşterilerinin araçlarına servis yaptığını, yaz aylarında ise tezgahın etrafının çok şenlikli olduğunu anlatan Külsan, şöyle konuştu: “Yazın insanların hepsi arkadaşım oluyor, kışın ise arkadaşım hiç olmuyor çünkü kışın çok soğuk, herkes aracının içinden seslenip siparişini veriyor. Yazın ise tezgahımın önü kuyruk oluyor, bir anda herkes arkadaşım oluyor. Yavaş yavaş kendimi geliştirdim ve öğrendim. İşimi severek yapıyorum. Ben kokoreç yapmadan yapamam. Köfte de sucuk da yapamam, antrikot veya uykuluk yapamam. Benim hayatım kokoreç.”
Külsan, daha önce açtığı dükkanı kapattığını ifade ederek, “Dükkan açtım kapattım. Dükkanda bu hikaye olmuyor. Müşteriyi içeri sokamazsın. Bu sokak lezzeti çok bambaşka bir şey. Yani tarifi yok bu işin. Sokakta kokoreçten ateşe damlayan o sesi, o kokuyu hissetmek ayrı bir şeydir. O ses var ya, o sesi yaşamak lazım.” dedi.
Müşteriler memnun
Pınarhisar ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Vedat Özgen ise Gürel usta sayesinde kokoreci sevdiğini belirtti.
Hemen hemen her akşam kokoreç yemeye Gürel ustanın tezgahına geldiğini ifade eden Özgen, “10 yıl önce kokoreç nedir bilmezdim. Ne zaman ki Gürel mahallemizde pişirmeye ve satmaya başladı, abonesi oldum. Bu lezzeti yemeden, tatmadan geçemeyiz.” diye konuştu.
Vatandaşlardan Kemal Dülger de Gürel ustanın kokorecinin lezzetinin çok ayrı olduğunu kaydetti.
Gürel ustanın el lezzetini hiçbir yerde bulamadığını belirten Dülger, “Onun mahareti o, işi onun. Bir de onun ek işi değil, tek işi. Aile de gelip oturabiliyor burada, gençler geliyor, düğünden çıkanlar geliyor. Herkes için burası güzel bir ortam. Burada zaten herkes herkesi tanıyor hemen hemen. Yabancı bile görse biliyor sokak lezzeti de güzel. Ben mesela her yerde lokantayı değil de genelde sokak lezzetini tercih ederim.” ifadelerini kullandı.