Kuzey Kıbrıs’ta turizme yeni bir soluk getiren muhafazakâr turizm konseptiyle 2 yıl önce yola çıkan turizm temsilcisi Ömer Beyoğlu, adanın köklü tarihi ve manevi değerlerini ön plana çıkararak özellikle muhafazakâr misafirler için alternatif tatil imkanları sunduklarını anlattı. Beyoğlu, “Kıbrıs artık sadece eğlence adası değil; maneviyatı ve tarihiyle bambaşka bir deneyim sunuyor” dedi
“Kıbrıs artık sadece bir eğlence adası değil, maneviyatın da merkezi olacak”
Kıbrıs’ta iki yıl önce başlatılan muhafazakâr turizm hamlesi kısa sürede ciddi karşılık buldu. Projenin öncülerinden turizm temsilcisi Ömer Beyoğlu, bu yeni anlayışın detaylarını anlattı.
Ömer Beyoğlu ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajın detayları:
Bu güzel oluşum nasıl başladı?
İki yıl önce başlattığımız bu çalışmayla Kuzey Kıbrıs’ta yepyeni bir turizm vizyonu geliştirdik. Muhafazakâr misafir kitlesi ne yazık ki bugüne dek Kıbrıs’a hep mesafeli durdu. Bunun temelinde yanlış bir algı vardı; Kıbrıs sadece kumar ve eğlence adası olarak görülüyordu. Oysa bu topraklar, çok derin bir tarihi ve dini mirası barındırıyor.
Bu algıyı değiştirmek için nasıl bir yol izlediniz?
İlk adım olarak Türkiye’den muhafazakâr turlar düzenleyen 18 acentayı adaya davet ettik. Onlara İslam tarihinin izlerini, sahabe türbelerini, Osmanlı eserlerini yerinde gösterdik. Lefkoşa’dan Girne’ye kadar uzanan birçok noktada derin izler var. Ayrıca Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in süt halası olarak bilinen Hala Sultan’ın türbesi de bu adada yer alıyor. Bu değerleri anlatmaya başladıkça, insanların bakış açısı değişti.
Peki misafirler en çok neye dikkat ediyor?
En büyük beklenti, konaklama koşullarının muhafazakâr hassasiyetlere uygun olmasıydı. Alkol servisinin yapılmadığı, kadın ve erkeklere özel mescitlerin bulunduğu bir otel açıldı. Şu anda bu konsepte uygun tek oteliz ama yeterli kaliteyi ve konforu sağladık. Otelimizde kumarhane yok, gıdalar helal sertifikalı, tur programlarımız ise tamamen kültürel ve manevi değerlere odaklı.
Konaklama dışında nasıl deneyimler sunuyorsunuz?
Kıbrıs’ın kültürel zenginliklerini tanıtan özel programlarımız var. Şehitlik ziyaretleri, sahabe türbeleri, Osmanlı camileri gibi manevi yönü güçlü rotalarla misafirlerimizi buluşturuyoruz. Gelen misafirler, “Kıbrıs’a neden bugüne kadar böyle bakmadık?” diyerek büyük bir içsel dönüşümle ayrılıyor. Manevi tatminin yanı sıra, doğayla iç içe portakal ve çilek hasadı gibi aktivitelerle de bu deneyimi zenginleştiriyoruz.
Tesiste kadınlara özel alanlar mevcut mu?
Şu an inşaatı süren yeni etapta kadınlara özel spa ve havuz alanları yer alacak. Ancak şu anda gelen gruplar, küçük kapasiteli özel villalarda ya da otelin tamamını kapatarak kendi arasında mahremiyetini sağlıyor. Ayrıca özel tekne turları organize ediyoruz; sadece muhafazakâr gruplar için ayrılan teknelerde denize girme imkânı sunuyoruz.
Yeni dönem için planlarınız neler?
Ürünlerimizi sürekli geliştiriyoruz. Türkiye dışında Almanya, Avusturya, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde yaşayan Müslüman misafirler için de programlar düzenliyoruz. Hedefimiz, Hala Sultan Türbesi’ni daha fazla Müslümanla buluşturmak. Bunun yanında “Helal Kıbrıs” adıyla yeni bir sosyal medya ve tanıtım platformu kuruyoruz. Amacımız, Kıbrıs’ın dini, kültürel ve tarihi değerlerini dünya Müslümanlarına tanıtmak.
Son olarak bu çalışmaların size en büyük getirisi ne oldu?
Manevi boyutu çok büyük. Buraya gelen insanların huzur içinde ayrılması, adanın bambaşka yönlerini keşfetmesi bizim için en büyük kazanç. Kıbrıs artık sadece eğlence değil, maneviyatın da adası olabilir. Bu misyonla yolumuza devam ediyoruz.
