Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Beşparmak Dağları’nda bulunan St. Hilarion Kalesi, Orta Çağ’dan bu yana ayakta duruyor. Beşparmak Dağları’ndaki St. Hilarion Kalesi’ni görüntüledi. Yaklaşık 732 metre yükseklikte yer alan kalenin burçlarından KKTC’nin Girne bölgesi kuşbakışı görülebilirken kale, manzarasının yanında ziyaretçilerine mistik bir hava da sunuyor.
Orta Çağ’a ait etkileyici mimariye sahip olup adını kalede yaşadığı belirtilen azizden alan St. Hilarion Kalesi’nin bilinen diğer adı ise Dieu D’Amour. Ada halkını, 7. yüzyılda başlayıp 10. yüzyıla kadar aralıklara süren saldırılara karşı uyarmak ve korumak için dağlardaki en yüksek noktalarda gözetleme noktası amacıyla yapılan kaleler zincirinin halkası olan kalenin, Aslan Yürekli Richard’ın 1191’de Ada’yı ele geçirdiği zaman var olduğu, yazılı kaynaklarda yer alıyor.
Kale, Lüzinyan döneminde geliştirilip, güzelleştirilirken KKTC’deki diğer kalelerden farklı olarak hava sıcak olduğunda bahçesinin serinliği ve manzarası dolayısıyla Lüzinyan asillerinin tercih ettiği bir mekan olarak biliniyor.1489’da Venediklilerin adayı ele geçirmesi ile boşaltılarak kaderine terk edilen St. Hilarion Kalesi, başarı ve trajedilerin yaşandığı yer olarak da biliniyor.
Kale üç ana bölümden oluşuyor
Üç ana bölümden oluşan kalenin birinci bölümünde asker, kale çalışanları ve bu kişiler için yapılmış sarnıç, ahır odaları ve diğer yapılar yer alıyor. Ana girişi koruyan Barbakan (savunma yeri) ile başlayan bu bölüm, at nalı şeklindeki kulelerle güçlendirilmiş. İkinci bölüm ise kilise, kraliyet sarayı ve holü, mutfak, sarnıç ve yine kale komutanına ait odalar ve kiler, atölye, kışla yapıları ve Orta Çağ tuvaletleri gibi birçok yapıdan oluşuyor. Bu bölümdeki 10. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Bizans Kilisesi de görülmeye değer, etkileyici bir mimariye sahip.
Üçüncü bölüm ise dik fakat geçmişte çıkışı merdivenler ve zikzak çıkışlarla kolaylaştıran bir yürüyüş yoluyla başlıyor. İç bahçeye gelindiğinde burada içinde fırın bulunan mutfak, sarnıçlar ve ilave odaların kalıntıları bulunuyor. Bu bölümdeki Gotik mimari özellikteki pencereler, “Kraliçe pencereleri” olarak biliniyor. Bahçeden kısa bir tırmanışla deniz seviyesinden 732 metre yükseklikteki doyumsuz bir manzaraya sahip zirveye ulaşılıyor. Aynı yoldan aşağıya inerken zorlu bir yolun ardından güçlü ve izole durumundaki Prens John Kulesi’ne varılıyor.
Walt Disney ”Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı çizgi filminde St. Hilarion Kalesi’nden esinlendi
Walt Disney’in ”Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı çizgi filmi tasarlarken esinlendiği St. Hilarion Kalesi’nin bir peri masalından çıkmış gibi duran mistik havasının birçok sanatçıya da ilham kaynağı olduğu kaydediliyor. Ayrıca, Disney çizgi filminde resmedilen kulelerin, kaledeki kulelerle büyük benzerlikler gösterdiği ifade ediliyor.
Alanya’dan kaleyi gezmeye gelen Yılmaz Kan, tavsiye üzerine buraya geldiğini belirterek “(Kaleyi) Bu tepeye nasıl yaptıklarını merak ediyorum. Bu taşları buraya kadar nasıl taşıdıklarını merak ediyorum. Kalede o vakitler insanların suyu ve yiyeceğini gerçekten merak ediyorum.” dedi.
Ziyaretçilerden Belaruslu Ola, kaleyi çok güzel bulduğunu, kaleden manzaranın çok güzel göründüğünü söyledi.
St. Hilarion Kalesi’nde turist rehberliği görevi yapan Mustafa Tolgalı, Kovid-19 öncesinde kaleye çok yoğun ziyaretçi akının olduğunu belirtti. Kalenin tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını anlatan Tolgalı, “1960’larda yani mücadele yılları dediğimiz yıllarda kale, Kıbrıs Türkü’nün, mücahitlerin merkezi haline geliyor. 1977’ye kadar mücahitlerin kontrolündeydi, milli mücadele yıllarında bir mihenk taşı oldu. Yakın tarihimizde görevini yapmış bir mekan burası.” ifadelerini kullandı.
Tolgalı, kalenin Kıbrıs Türkü’nün mücadele yıllarında “Kartal Yuvası” olarak kodlandığını ve daha çok askeri amaçlı kullanıldığını söyledi. Kalenin bugün KKTC Turizm Bakanlığına bağlı olduğunu belirten Tolgalı şunları kaydetti “Birçok ülkeden kişi kaleyi ziyaret ediyor, ABD, Afrika, Asya olmak üzere farklı kıtalardan ziyaretçi geliyor. Salgın öncesi yaklaşık yıllık 100 bin kişi kaleyi ziyaret ediyordu. Salgından dolayı kaleyi ziyaret eden kişi sayısında epey bir düşüş var. Kale ziyarete günümüzde de açık. Kalede bir müzemiz var. Şu an tadilatta, o bölümde yakın tarihimizi, mücahitleri anlatan bir bölüm olacak. KKTC’nin olası bir tanınırlığında kaleyi bir yılda ziyaret eden kişi sayısından 5 kat, belki de daha fazla kişi kaleyi ziyaret edecektir.”