Gezelim.com Muhabiri Hümeyra Zorlu, sanatın ve felsefenin bir yansıması olarak belirli konular etrafında ele alınan kentleri ve ‘Kent Manzaraları’ sergisini, serginin küratörü Denizhan Özer ile konuştu.
İşte röportajın tamamı:
Öncelikle Denizhan Özer’i tanıyabiliriz miyiz?
“Ben Denizhan Özer, serginin küratörüyüm. Sadece Türkiye’de değil dünyanın dört bir tarafında sergiler ve sanat projeleri yapıyorum. Çifte vatandaşlığım olduğu için biraz İstanbul’da biraz da Londra’da yaşıyorum. Bu sergide de kenti irdeleyen 32 sanatçının 50 farklı da eserine yer verdik.”
Kent Manzaraları sergisinde bizleri nasıl bir kent tasviri bekliyor?
“Bu sergide sadece İstanbul yok, Kent Manzaraları derken kentin ve kentlerin ruhunu irdeleyen bir sergi oluşturduk. Tabii ki İstanbul’da olduğumuz için ağırlıklı olarak İstanbul manzaraları var. Fakat şu an yanında durduğumuz Zeynep Yazıcı’nın eseri yapıbozumcu bir resim olarak bombalanan ve parçalanan kentler olarak Ortadoğu’yu, Gazze’yi, Halep’i anlatıyor. Avrupa’dan kentler var, erimiş kentlerden Çernobil var. Bu sergide her sanatçı kentlere farklı bir şekilde dokundu.”
“DÜŞTEN GERÇEĞE KENT MANZARALARI”
Manzara denildiği sadece görüneni değil aynı zamanda kentin ruhu da bu sergide yakalanmaya çalışıldığını belirten Denizhan Özer, hayallerin ve gerçeklerin bir arada olduğu kent manzaralarını bu sergide sunuyor.
“Biz bu sergide ustalar, orta kuşak ve genç sanatçılardan oluşan, fırsat eşitliği ilkesine bağlı kalarak bir seçki yaptık. Çünkü zaten üniversite ortamında bulunuyoruz ve çağdaş bir dünyada bunu yapmak gerekiyordu. Serginin 5-6 farklı bölümü var. Bunlardan bir tanesi doğayla ilgili, doğa-kent ilişkisi üzerine hazırlandı. Çünkü insanlar kenette yaşarken, kentin o koşturmacası içinde doğaya bir özlem duyuyor. Diğer bir bölümde ise gördüğümüz kentler; yani İstanbul, Galata Kulesi gibi manzara olarak gördüğümüz kentler yer alıyor. Başka bir bölümde kaostan beslenen kentler irdelendi. Kudüs gibi kutsal kentler ise serginin bölümlerinden birini oluşturdu. Kent-yaşam ilişkisi ve insanın yok sayıldığı erimiş kentler ise farklı bir bölüm olarak ele alındı. Yani kent kavramını farklı farklı kavramlar ve temalarla ele aldık. Biz buna düşten gerçeğe kent dedik. Çünkü kentlerin insanların hayatlarında her zaman düşsel olarak da yeri vardır.”
Kent Manzaraları sergisinde hangi şehirleri görüyoruz?
“Doğal olarak İstanbul var, Kudüs, Gazze, Şam, Halep gibi yıkılan ve yeniden yapılan kentler var. Bunların dışında Çernobil, Trabzon, İskenderun gibi kentler de yer alıyor. Kısacası farklı coğrafya ve kentlerden oluşan bir Kent Manzaraları sergisi oluşturuldu.”
Kent Manzaraları sergisi sadece bir sergi olmanın da dışında özel bir projeye de ev sahipliği yapıyor, bu projeden bize bahseder misiniz?
“Sergi İstanbul Kent Üniversitesi’nin Kağıthane kampüsünde, Kağıthane Belediyesi’nin destekleriyle gerçekleştiriyor. Dolayısıyla hem İstanbul Kent Üniversitesi’ne hem de Kağıthane Belediyesi’ne çok teşekkür ediyoruz. Çünkü sanatı burada gençlerle ve halkla buluşturdular. Sanatçıların görünür olmasına katkı sağladılar. Bu sergi sadece İstanbul Kent Üniversitesi öğrencilerine açık değil herkese açık bir sergi dolayısıyla bütün sanatseverleri bekliyoruz.”
“ÖĞRENCİLERİ SANATLA BULUŞTURUYORUZ”
“Bunların haricinde de Milli Eğitim Bakanlığı ve Kağıthane Belediyesi’nin desteğiyle lise ve ortaokul öğrencilerini sergiye gelip sanatla buluşmaları için de destek olacağız ve sergiye taşıyacağız. Böylelikle lise ve ortaokul öğrencileri hem üniversite ortamını görecekler hem de sanatla karşılaşacaklar.”
Son olarak ne söylemek istersiniz?
“İlk olarak serginin 15 Mart’a kadar açık onu belirteyim. 2 haftalık süreç içerisinde zamanı olan, bu kentin koşturmacası içinde zaman bulabilen herkesi sergimize bekliyoruz. Burada görevli arkadaşlarımız var, her konuda sanatseverlere yardımcı olacaklardır.”