Doğal, tarihi ve kültürel değerleriyle dünya çapında tanınan Kapadokya’yı ziyaret eden turistler, bölgede binlerce yıllık geçmişi olan yer altı şehirlerini gezerek yaşam izlerine tanıklık ediyor.
Peribacaları ve doğal kaya oluşumlarıyla kaplı geniş coğrafyada arazi araçları ve atlı tura katılan, yaya olarak gezinti yapan turistler, sıcak hava balonuyla kuşbakışı izleyebildikleri Kapadokya’da yerin metrelerce altında da dolaşarak eski medeniyetleri keşfediyor.
Bölgeye özgü yumuşak tüf kayaların milattan önce 3000-3500 yıllarında insanlarca oyulmasıyla yapılan yer altı şehirlerinin, Hititlerin ardından Roma ve Bizans dönemlerinde de genişletilerek bugünkü durumlarına geldiği biliniyor.
Bir topluluğun geçici olarak yaşayabilmesi için gerekli barınma şartlarına uygun inşa edilen yer altı yerleşimlerinde, dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda, depo, su mahzenleri, kilise ve diğer yaşamsal birimler bulunuyor.
Yılbaşından beri 1 milyondan fazla turist yer altında ağırlandı
Bölgede bulunan çok sayıda yer altı şehrinden 6’sında ışıklandırma yapılan alanlar ziyarete açık tutuluyor. Konuklar, yer yüzeyinin yaklaşık 100 metre altına iniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, yılın ocak-ekim döneminde, bölgedeki yer altı şehirlerinden Kaymaklı’yı 459 bin 456, Derinkuyu’yu 298 bin 117, Özkonak’ı 194 bin 41, Mazı’yı 9 bin 172, Tatlarin’i ise 4 bin 846 turist gezdi.
Nevşehir Belediyesi verilerine göre de kent merkezinde 2020 yılında turizme açılan Kayaşehir’i, aynı dönemde 87 bin 322 kişi ziyaret etti. Böylece yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı 1 milyon 52 bin 954’e yükseldi.
Bölgedeki yer altı şehirlerini geçen yılın aynı döneminde 528 bin 98 kişi gezmişti.
“Yer altı şehirlerinin şimdilik yüzde 10’u gezilebiliyor”
Nevşehir Turist Rehberleri Odası Başkanı Özay Onur, Kapadokya’nın her köşesinde turizm açısından ayrı zenginliğin bulunduğunu, yer altı şehirlerinin bölgedeki cazibe merkezlerinden olduğunu söyledi.
Dünyanın farklı yerlerinde yer üstü ve yer altı zenginlikleri bulunduğu ancak Kapadokya’da tüm değerlerin bir arada olduğunu vurgulayan Onur, şöyle konuştu: “Kapadokya’da, yerin altını gezersiniz, yüzeyi gezersiniz ve gökyüzüne çıkarsınız. Dünyada üçünün bir arada olduğu tek yer Kapadokya’dır. Yer altı şehirlerinin Hititler döneminden beri kullanıldığını görüyoruz. Bölgede kaç yer altı şehri bulunduğunu bilmiyoruz. Çünkü henüz hepsini keşfedemedik. 20’si bulundu ama 6 yer altı şehri gezilebiliyor. İçerideki sıcaklık yılın her dönemi 16-18 derece arasında. Geçmişte saklanma alanı olarak kullanılmış. Yer altı şehirlerinde bir yaşanmışlık var. Bunların yoğun olduğu dünyada başka bir yer yok. En az iki ziyaretçiden birinin mutlaka yer altı şehirlerini gezdiğini biliyoruz. Yer altı şehirlerinin şimdilik yüzde 10’u gezilebiliyor. Çünkü zamanla erozyona uğramış, geçiş kapıları kapalı olduğu için belirli noktalar gezilebiliyor.”
Yer altı şehirleri turistleri etkiliyor
Kaymaklı’yı gezen turistlerden Yasemin Saris, farklı dönemlerde Kapadokya’ya geldiğini, her seferinde başka bir yer altı şehrini gezdiğini belirtti.
Yer altındaki yaşam alanlarının etkileyici olduğunu kaydeden Saris, “Mimari açından baktığımızda, geçmişte yaşayan insanların buraları inşa etmesine hayranlık duydum. Her seferinde farklı şekilde etkileniyorum. İnsanların bu şekilde bir yerde yaşadığını bilmek inanılmaz. Film setinde gibisiniz, tüneller, erzak odaları zaman tüneli gibi. Tekrar gelmeyi düşünüyorum.” dedi.
ABD’li turist Priscilla Rash da yer altı şehrinde karşılaştığı manzaranın hayranlık uyandırıcı olduğunu anlatarak, “Yer altı şehrini gezmek çok farklı bir deneyim oldu. Girişte biraz ürkütücü gelmişti ama tünellerden geçtikten sonra gerçekten de harika bir yerde olduğunu fark ettim. Kapadokya fotoğraflarını sosyal medyada gördüğümde ‘Burası benim gitmem gereken yer.’ dedim ve geldim. Kapadokya’yı bence ziyaret eden herkes çok sevecek ve çok keyif alacak.” diye konuştu.
Meksikalı turist Robert Porkins ise Kapadokya’nın tarihi, kültürel ve doğal değerlerce zengin olduğunu gözlemlediğini belirterek, “Yer altı şehri çok etkileyici ve güzel. Herkesin mutlaka görmesini isterim. Kapadokya’ya birkaç günlüğüne gelmiştim ama daha fazla tarihi yeri görebilmek için bence burada 30 güne ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.