On bin yıllık geçmişi ile Antik Çağ yolculuğuna çıkacağımız Niğde gezi turumuzda kültür bakımından çok zengin bir şehir tanıyacağınız. Niğde geçmişte ”Nahita” veya ”Nakita” olarak adlandırılıyordu. Orta Kızılırmak Bölümü’nde yer alan Niğde, dağ ve kültür turizmi ile popüler yerlerden biridir. Doğal güzelliklerini, kaplıcalarını ve daha birçok yerini ise gezebileceğiniz en uygun mevsim yaz mevsimidir. Niğde’ye gittiğinizde mazaklı köftesi, Niğde tava, söğürme, halveter tatlısı, Niğde gazozu ve ayva boranası mutlaka denemelisiniz.
Niğde Aleaddin Camii
1223 yılında Niğde sancak beyi Ziynettin Beşare tarafından yaptırılmıştır. Bu caminin en büyük özelliği yıllar boyu süren bir aşkı temsil etmesidir. Orijinal özelliğini büyük ölçüde koruyan Niğde Aleaddin Cami‘nin iki kapısı bulunmaktadır. Doğuya bakan kapının üzerinde yaz aylarında sabah saatlerinde güneşin vurmasıyla ustalıkla işlenen bir taçlı kadın silueti ortaya çıkıyor. Bir efsaneye göre camiyi yapan usta aşık olduğu ve hiç evlenemeyeceğini bildiği Niğde sancak beyinin kızına duyduğu aşkı sonsuza dek yaşatmak için, kapıya böyle bir süsleme yapmıştır.
Niğde Müzesi
Niğde kazı çalışmalarında bulunan eserlerin sergilenmesi ve korunması için yapılan Niğde Müzesi, Niğde’nin tarihi geçmişini en iyi şekilde anlatan yerdir. Arkeoloji meraklılarının gezmekten çokça zevk alacağı Niğde müzesi altı ayrı salondan oluşmaktadır. Ayrıca kronolojik bir sırayla düzenlenmiş olan müze de muhteşem bir nizam bulunmaktadır. Müzede sergilenen en önemli eserler Nahita Krallığı’na ait Hitit Fırtına Tanrısı eseridir.
Roma Havuzu
Kleopatra’nın süt banyosu yaptığı Roma Havuzu, Roma Dönemi’nin en iyi eserlerinden ve işçiliklerinden biridir. M.S 2. ve 3. yüzyılda Dikdörtgen bir plan üzerine kurulan havuz Trojan ve Hadrian Dönemi’nde inşa edilmiştir. Roma döneminden sonra toprak altında kalmış olan havuz kazı çalışmaları sonucu tekrar gün yüzüne çıkarılmıştır. Etrafı yeşil alanla çevrili olan Roma Havuzu‘nda soluklanarak piknik yapabilirsiniz.
Narlıgöl
Volkanik kökenli olan Narlıgöl Niğde, Aksaray ve Nevşehir’in kesişme noktasında yer almaktadır. Yukarıdan bakıldığında kalp şeklinde görülen göl fotoğraf tutkunlarının da büyük ölçüde ilgisini çeken bir yerdir. Narlıgölü taraflarına yazın yolunuz düşerse bisiklet festivalleri ile karşılaşma olasılığınız çok yüksek. Hani bisiklette iddialıyım dersiniz bu fırsatı kaçırmayın deriz. Belki Niğde’den küçük bir birincilikle dönersiniz.
Gölün garipte bir hikayesi var;
Sofular Kasabası’nda birbirini çok seven yoksul bir aile yaşarmış. Kocası askere gitmek zorunda kalan kadın çocuğuyla bir başına kalmış. bir gün kış ayında, köyün girişinde ak sakallı bir adam belirmiş. ak sakallı adam herkesten yardım istemiş ancak yoksul genç kadından başka kimse yardım etmemiş. Adam kendisine yardım eden kadına, “bebeğini al ve tepeye çık ve sakın arkasına bakma” demiş. Kadın istediğini yapmış ancak bir zaman sonra arkasına bakmış. Bunun üzerine göğsünden sular fışkırmış ve köy sular altında kalmış, bebeği ve kendisi de oracıkta taşa dönüşmüş.
Çinili Göl
Niğde’nin Ulukışla ilçe sınırlarında yer alan Çinili Göl, halk arasında Dipsiz Göl olarak da adlandırılıyor. Nedeni ise Gölün ölçülebilen derinliğinin 100 metre olması ve dibini göstermeyen karaya çalan renginden dolayıdır. Niğde’de yaz aylarında trekking ve kamp yapabileceğiniz adreslerin başında gelen Çinili Göl oldukça temiz ve huzur veren çevresi ile hayran kalacağınız bir yerdir. Endemik bir tür olan Toros kurbağalarının evi olan Çinili Göl adeta gizli kalmış bir doğal hazinedir.
Gümüşler Manastırı
Büyük bir kaya kilisesinin iç tarafına oyulan manastır Kapadokya bölgesinin ve ülkemizin günümüze kadar korunarak gelmiş en büyük manastırlarından biridir. Manastırın en önemli yapısı kuzeyinde yer alan kilisedir. Kilisenin duvar resimlerinde en üstte bulunan tahtta İsa, sağında melekler, İncil yazarlarının sembolleri ile Meryem ana ve Havariler, bulunuyor. En altta ise kilise babalarının resimleri yer alıyor. Kendine özgü olan freksleri ile oldukça dikkat çeken bu yapı zamanla Niğde’nin en çok turist çeken bölgesi olmuştur.