Çin’e ulaşma hedefiyle İtalyan gezgin Marco Polo’nun izini takip eden İtalyan gezgin Vienna Cammorata, seyahatinin ilk bölümünde gittiği Türkiye’de gördüğü misafirperverlikten etkilendiğini, ve Türkiye’deki Napoli havasına hayran kaldığını belirtti.
İtalya’dan Çin’e yürüyerek ulaşmayı planlayan 73 yaşındaki İtalyan gezgin Cammorata, seyahatinin ilk kısmını, bu sırada ziyaret ettiği Türkiye’ye dair izlenimlerini değerlendirdi.
Turuna 26 Nisan 2022’de gezisine ilham kaynağı olan ünlü gezgin Marco Polo’nun kenti Venedik’ten başladığını anlatan Cammorata, “Seyahatimin ilk bölümü Gürcistan da dahil 8 ay sürdü. Önce Slovenya ve Hırvatistan’ı geçtim sonra Sırbistan, Bulgaristan ve Türkiye’ye geldim.” dedi.
Cammorata, Türkiye’yi çok sevdiği Napoli kentine benzettiğini belirterek “Burada şunu söylemeliyim ki Türkiye’ye gelir gelmez Napoli’ye benzettim ve ‘Napoli gibi’ dedim. Tabii bunu kötü anlamda söylemiyorum, aksine Napoli’yi çok seviyorum. Türkiye’de Napoli havası edindim. Harika, büyüleyici bir yer.” diye konuştu.
Yürüyerek katettiği ülkelerdeki arkeolojik kalıntıları da ziyaret eden Cammorata, “Türkiye’deki gezime İzmir ve çevresinden başladım. Önemli arkeolojik bir merkez olan Efes’i ziyaret ettim, oradan Pamukkale’ye geçtim. Kapadokya’ya da gittim. Benim niyetim aslında Türkiye’nin orta kesimlerine gitmek değildi ama Ankara’ya gitmek hedeflerim arasındaydı. Çünkü orada Anıtkabir’i, Atatürk’ün mozolesini ziyaret etmek istedim ve yaptım. Elektronik kayıt defterini de imzaladım.” ifadelerini kullandı.
Gezisinin Türkiye ayağında karşılaştığı ilginç bir an ya da tecrübesi olup olmadığı sorusu üzerine Cammorata, şunları söyledi:
“Türkiye’deyken herhangi bir zorlukla karşılaşmadım. Beni gördükleri anda ya da ben bir şey sorduğumda, bana ilk olarak ‘kahve mi çay mı’ diye soruyorlardı. Seçim yapmak zorunda olduğum bir durumdu. Bir defasında da yönümü kaybedip sorduğumda iki kişi tartışıyordu yaklaştım onlara ve yolu sordum. Bana ‘Sen önce otur. Ne istiyorsun? Kahve mi, çay mı? Sonra biz seni gideceğin yere götürürüz’ dediler. Türkler çok misafirperverdi.”