Saymakla bitmeyen güzellikleriyle İstanbul, tüm zamanların gözdesi ve hayalleri süsleyen bir şehir olmuştur. Türkiye’nin hatta dünyanın göz bebeği olan İstanbul Asya ile Avrupa kıtasını bağlayan çok önemli bir konumda yer almaktadır. Birçok kervanın gitmek, görmek için gün saydığı masallara ve tarihe konu olmuş destansı geçmişi tüm insanların dikkatini çekmesini sağlamıştır. Öyle ki Avusturyalı diplomat Anton von Prokesh;
Sözüyle İstanbul’a duyulan hayranlığı ve güzelliğini özetlemiştir.
Birbirinden farklı kültürlere kucak açmış, tarihi asırlara dayanan “kadim şehir” haliyle gezmekle bitmeyen önemli turizm kentlerinden biridir. Doğası, asırlık tarihi, saklı bahçeleri, kendine has mimarisi ile İstanbul’u gezdiğinizde tüm semt sokaklarının farklı dünyalara açıldığını fark edeceksiniz. İşte tüm dünyayı hayran bırakan Avrupa’nın ve Asya’nın en değerli hazinesi İstanbul’da doğasının, tarihinin ve eşi benzeri olamayan manzaralarının tadını çıkarabileceğiniz ücretsiz giriş imkanı olan yerleri sizler için bir araya getirdik.
Kuş Gözlem Kulesi
Sarıyer’de İstanbul’un önemli kuş göçü yolları üzerine kurulmuş Kuş Gözlem Kulesi, 15 Temmuz Şehitleri Hatıra Ormanı içinde henüz çoğu insan tarafından keşfedilmemiş bir kuledir. Güzel bir patika yoldan çıkarak hedefinize ulaşacağınız Kuş Gözlem Kulesi yolculuğunuzda ormanın keyfini de çıkarıyorsunuz. İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü ve 15 Temmuz Şehitleri Hatıra Ormanı’nı ayaklarınızın altına seren Kuş Gözlem Kulesi, manzara fotoğrafçılığına ve kuş gözlemciliğine merakı olanların tüm beklentilerini karşılamaktadır. Ayrıca yaban hayatı ile ilgili bilgi veren eğitim merkezinde vakit geçirerek İstanbul üzerinden gerçekleşen kuş göçleri hakkında bilgi alabilir, muazzam bir manzara karşısında kahvaltı yapabilirsiniz.
Küçük Çamlıca Korusu
İstanbul manzarasının tadını farklı bir konumdan çıkarmak için Üsküdar Küçük Çamlıca Korusu‘na gitmelisiniz. Padişah 2. Mahmut’un av faaliyetlerini gerçekleştirdiği Küçük Çamlıca Korusu 1980 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından düzenlenmiş halka açık bir alan olarak faaliyet vermeye başlamıştır. Çamlıca tepesinin eteklerin de içinde ıhlamur ağaçları, erguvan ağaçları, kızılçam ağaçları gibi birçok bitki çeşitti ve Osmanlı mimarisine rastlayacağınız Cihannüma Köşkü, Sofa Köşkü ve Topkapı Köşkü bulunan Küçük Çamlıca Korusu’nda yeşilliklerin içinde geçmişe şahitlik ediyorsunuz. Sahip olduğu doğal güzelliklerin yanına birde İstanbul’un göz kamaştıran manzarası eklenince gezmelere doyulmayan bir ortam oluşuyor.
Belgrad Ormanı
Şehrin kalabalığından uzaklaşıp hafta sonu dinlenme noktası haline gelen Belgrad Ormanı metropol şehir İstanbul için kıymetli bir hazinedir. Belgrad Ormanı, yürüyüş parkurları, spor sahaları, kafe, restoranları, çocuk alanları ve mesire alanları ile herkesi misafir edebilmektedir. Ayrıca kampçı ruhuna sahip insanların kamp kurabileceği birçok alan da orman içinde bulunmaktadır. İstanbul’da “binalar üstüme üstüme geliyor” diyorsanız Belgrad Ormanı’nda küçük bir kaçamak planlamalısınız.
Pera Palas
Pera Palas öyle bir yer ki “Şu duvarların dili olsa da konuşsa” dedirtir insana. 19.yy’dan bu yana pek çok ilke tanık olmuş, gizemleriyle yerli yabancı herkesin ilgisini çekmiştir. Pera Palas tarihi dokusu ve geçmişin izlerini taşıyan ruhu ile keşfedilmemiş gerçekler, gün yüzüne çıkarılmak istenen gizemli olaylar ile mucizelerle doludur. Her odası başka bir anıya, her köşesi başka bir hikayeye tanık olmuş Pera Palas Oteli dönemin diplomat ve yazarlarını ağırlamıştır.
Atatürk’ün de 1917 yılında İstanbul’da konaklamak için tercih ettiği yer Pera Palas Oteli olmuştur. 101 Numaralı oda da konaklamış olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün ardından kaldığı oda müze haline getirilmiştir.
Çözülmeyen büyük bir sır olarak günümüzde dahi filmlere konu olan Agatha Christie Pera Palas ziyareti otelin değerini ve gizemini iyice arttırmıştır. 1926 yılında Agatha Christie günün birinde esrarengiz bir şekilde tam 11 gün boyunca ortadan kayboluyor. 11 günün sonunda İngiltere’de bir otelde görülen Christie, hiç bir şey hatırlamadığını söyleyerek olayın gizemini daha çok arttırıyor. Yazarın ölümü ardından Tamara Rand adında bir medyum sayesinde yazarla iletişime geçilmiş 411 numaralı odadaki döşemelerin altında bir anahtar olduğunu öğrenilmiştir. Söylendiği gibide bir anahtar bulundu ancak otelin sahibi anahtarı kimseye vermedi.
Pera Palas’ın bu gizemli hikayesi çözülememiş bir şekilde ünlü yazar Agatha Christie ile kaybolmuştur. Kim bilir belki Pera Palas Oteli gezinizde 411 numaralı odanın önünden geçerken bir anahtara rastlayacaksınız.
İstanbul Demiryolu Müzesi
2005’te açılan İstanbul Demiryolu Müzesi’nde 300’e yakın eser sergilenmektedir. Müzeye, Pazar, Pazartesi ve resmi tatil günleri haricinde ücretsiz olarak 10.30- 15.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Geçmişe yolculuk yaptıracak İstanbul Demiryolu Müzesi içinde demiryolu parçaları, uyarı levhaları, plakalar, istasyon saati, eski fotoğraflar ve belgeleri görecek tarihe tanıklık edeceksiniz. Nostaljiyi iliklerinize kadar yaşayacağınız Demiryolu Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.