Yerleşimi İlk Çağ’a dayanan Diyarbakır’ın saklı cenneti geçen asırlara rağmen ihtişamını koruyor..
Diyarbakır’da geçmişi İlk Çağ’a dayanan bölge Taşköprü, Atatürk’ün 1. Dünya Savaşı’nda kullandığı yol, yüksekliği 200 metreye ulaşan boğazı, berrak suyu ve doğal güzellikleriyle ihtişamını koruyor.
Kulp, Silvan ve Hazro ilçeleri arasında bulunan ve halk arasında “Gorderni” olarak bilinen Taşköprü ve kanyon doğal güzelliğiyle büyülüyor. Kaya mağaraların bulunduğu bölgenin tarihi İlk Çağ’a kadar dayanıyor. Sultan 2. Abdülhamid döneminde yapılan Taşköprü ise, o günden bu yana vatandaşların ulaşımını sağlıyor. Köprü, yol ve güzergah, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1. Dünya Savaşı’nda kullandığı ve Hazro ilçesinde konaklandığı yer olarak da tarihi belgelerde yerini alıyor.
“Diyarbakır’a devam eden önemli bir kervan yolu güzergahıdır”
Bölge ile ilgili açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, yerin Kulp ilçesine bağlı olduğunu, ancak Kulp, Hazro ve Silvan ilçesi üçgeninde yer aldığını belirtti. Prof. Dr. Yıldız, “Buradaki kaya yerleşmelerine baktığımız zaman ilk çağlardan beri bir yerleşme olduğu, kaya sığınaklarında milattan önce 10 bin, 11 binlerden günümüze, 12, 13 bin yıllardan önce yerleşim olduğunu görüyoruz. Köyün eski ismi, ‘Gordern’ dediğimiz ölülerini küplere koyan köy anlamına geliyor. İsmini oradan alıyor. Bu aynı zamanda Muş, Kulp, Hazro üzerinden Diyarbakır’a devam eden önemli bir kervan yolu güzergahıdır. Burada yer alan köprü, Sultan 2. Abdülhamid Han döneminde inşa edilen bir köprüdür. İki gözlü bir köprüdür, Osmanlı dönemi özeliklerini gösteriyor” dedi.
“Bu yola aynı zamanda ‘Atatürk yolu’ deniliyor”
Bölgedeki yola aynı zamanda “Atatürk yolu” denildiğini dile getiren Prof. Dr. Yıldız, “Bu yolun en önemli özelliklerinden biri de budur. Mustafa Kemal Atatürk, 1. Dünya Savaşı esnasında Rus saldırılarını Muş cephesinde durdurmak için cepheye giderken bu yolu kullanıp, bir gece Hazro’da kalıyor. Devamında bu yolu kullanıp Kulp-Muş sınırına gidip 1. Dünya Savaşı’na katılıyor. Ondan dolayı bu yola Atatürk yolu deniliyor. Gorderni kanyonu, doğasıyla, suyuyla çok güzel bir kanyon. Hafta sonları Diyarbakırlıların piknik yaptığı bir yer. Sarum Çayı da Lice’nin karlı dağlarında doğan bir sudur. Lice, Kulp, kısmen Silvan sınırlarını aşarak Batman Çayı’na, oradan da Dicle Nehri’ne karışıyor” diye konuştu.
Bu yıl özelikle kurak bir yıl beklendiğini kaydeden Yıldız, “Özelikle nisan ayında güzel yağışların olmasından dolayı hem doğa çok canlıdır hem de sular coşkuludur. Bunun üzerine Silvan Barajı yapılıyor. Devamında bu suyun Silvan Barajı’na da çok büyük katkısı olacak” şeklinde konuştu.
“Bölgede istikrar, güvenlik olunca insanlar buralara akın etmeye başladı”
Bölgenin güvenli hale gelmesiyle insanların akın etmeye başladığını aktaran Yıldız, “2016 yılından sonra özelikle bu Taşköprü kanyonu çok yoğun ilgi görüyor. Hem piknikçiler tarafından, hem doğaseverler tarafından, hem doğa yürüyüşçüleri tarafından çok ilgi gören bir yerdir. Bölgede böyle bir huzur ortamı olunca bu tür yerler de ön plana çıkıyor” dedi.
Prof. Dr. Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı:
“2011 yılında Diyarbakır ili ve ilçelerinde Orta Çağ ve sonrasına ait mimari sanat eserlerinin tespiti için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni, Dicle Üniversitesi’nin katkılarıyla çalışma yapmıştım. O dönemde bu kanyonu ve köprüyü de çalıştık. Bunu ‘Diyarbakır’ın Kulp İlçesindeki Kültür Varlıkları’ adlı bir makale ile bilim dünyasına tanıttım.”