Sivas, Anadolu’da İpek Yolu’nun ve Kral Yolu’nun kesiştiği Türkiye’nin yüz ölçümü bakımından en büyük ikinci şehridir. Köklü bir tarihe sahip olan şehrimiz doğal güzellikleri, kaplıcaları ve Selçuklular döneminden kalma önemli eserleriyle dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlıyor. Sivas’ın güzellikleriyle tanışacağımız gezimize Selçuklu Döneminden kalan Divriye Ulu Camii ve Darüşşifası ile başlayalım.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası
Sivas Divriği Ulu Camii 1228 yılında Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah tarafından yaptırılmıştır. Darüşşifa kısmı ise eşi Melike Turan Melek tarafından eklenmiştir. Taş işçiliğinin mükemmel bir örneği olan Divriği Ulu Cami sanat tarihçileri tarafından “Divriği mucizesi”, “Anadolu’nun Elhamrası” olarak nitelendiriliyor. Caminin yapımında birçok motif kullanılmış ve bu motiflerin hiç biri birbirini tekrar etmemiştir. Dünya çapında büyük bir öneme sahip olan Divriği Ulu Camii 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edilmiştir. Evliya Çelebi, bu eseri anlatabilmek için
Methinde diller kısır, kalemler kırıktır.
ifadesini kullanmıştır. Tarihi Divriği Ulu Cami’ni diğer camilerden ayıran önemli bir özelliği ise ikindi namazı zamanlarında ortaya çıkan namaz kılan insan siluetidir. 2005 yılında bir turistin çektiği fotoğrafta görülen siluet araştırılarak tesadüf olmadığı yapılış sırasında tasarlandığı ortaya çıkmıştır.
Sivas Çifte Minareli Medrese
Çifte Minareli Medrese 1271 yılında Sahip Şemseddin tarafından yaptırılmıştır. Medresenin büyük bir kısmı yıkıldığı için günümüze kadar süslemeli taç kapısı ve çini ile tuğlanın bir arada kullanılarak yapıldığı ünlü iki minaresi kalmıştır. Minareler günümüzde Sivas’ın simgesi haline gelmiştir. Medresenin taç kapısı bitki ve geometrik motifleriyle Selçuklu mimarisini en iyi şekilde yansıtmaktadır. “Dar’ül Hadis” ismi ile de anılan Çifte Minareli Medrese Sivas gezinizde mutlaka görmeniz gereken bir eserdir.
Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi
1892 yılında Mazlum Paşazade Memduh Mehmet Bey tarafından lise olarak inşa edilmiştir. Milli Mücadele döneminde karargâh olarak kullanılan bina 1981 yılında Kenan Evren tarafından müze olarak kullanıma açılmıştır. Cumhuriyet döneminde büyük bir öneme sahip olan müzenin içinde Atatürk ve heyet üyelerine ait eşyalar, Sivas Kongresi’ne ait belgeler, İrade-i Milliye Gazetesi’nin basıldığı matbaa makinesi ve etnografik eserler gibi birçok değerli eşya ve eser vardır.
Sivas Arkeoloji Müzesi
Anadolu’nun en büyük arkeoloji müzesi olan Sivas Arkeoloji müzesi, Katolitik ve Eski Tunç Çağı’ndan, Hititler’ e ait kalıntılar, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri’ ne ait eserlere ev sahipliği yapıyor. Dokuz milyon yıl önce yaşayan hayvanların fosil kalıntılarını da görebileceğiniz Arkeoloji müzesine girişler ücretsizdir. Sivas’a gittiğinizde birçok eserin sergilendiği bu müzeyi mutlaka ziyaret edin deriz.
Hobit Evleri
Şehir merkezine 6 kilometre uzaklıktaki Paşabahçe Piknik ve Mesire Alanı’nda bulunan, toprağa gömülü ilginç mimarisiyle dikkati çeken Hobit evleri, Sivas’ın en çok turist çeken bölgesidir. Konaklama imkânınızın da olduğu Hobit evleri doğayla bir arada olması ile de ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Sivas’a yolunuz düştüğünde Sivas Belediyesinin “Hobbit evleri”nden esinlenerek inşa ettiği yamaç evlerini görmeden ve konaklamadan dönmeyin deriz.
Gökpınar gölü
Sivas’ın Güren ilçesinde bulunan Gökpınar Gölü ülkemizdeki en önemli doğal oluşumlardan biridir. Derinliği 20 metreyi bulan Gökpınar Gölü berrak suyu ile görenlerin içini açıyor. Güneşin konumuna göre rengi değişen göl ismini de gökyüzünün göl üzerine yansıyan renginden almaktadır.
Gökpınar Gölü’nün ortaya çıkışı ile ilgili de çeşitli hikâyeler vardır. Bir çoban sürüsünü gölün olduğu yerde dinlendirirken uyuyakalır. Uyurken rüyasında bir ses çobana, ‘’Buradan su çıkacak, sürünü al ve uzaklaş’’ der. Çoban hemen kalkar sürüsünü alır ve arazinin karşı tarafına geçer. Sonra bu günkü göl oluşur. İkinci inanışa göre ise; Çoban ve sürüsü çok susar ve susuzluktan güçsüz düşer. Güçsüz düşen çoban ‘’Ya Rabbim su’’ diye dua etmeye başlar ve asasını yere vurur. Asayı vurduğu yerden su çıkar ve bu günkü Gökpınar Gölü ortaya oluşur.
Gökpınar Gölü Küçük Göl ve Büyük Göl olmak üzere ikiye ayrılır. Küçük Gölde alabalık üretimi yapılırken Büyük Göl ziyaretçilere açık olarak hizmet sağlamaktadır. Ayrıca gölde dalış yaparak eşsiz bir su altı deneyimi yaşayabilir rafting yaparak eğlenceli saatler geçirebilirsiniz.
Yıldız Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi
Yıldız Dağı Kayak Merkezi kışın karın tadını çıkacağınız en güzel yerlerden biridir. Kayak, kızak, snowboard gibi birçok kış sporunun sizleri beklediği Yıldız Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi yazında değerlendirebileceğiniz en iyi adreslerden biri. Yaz aylarında gelen misafirlere binicilik, kaya tırmanışı, kampçılık, yamaç paraşütü gibi farklı aktivitelerle keyifli bir zaman geçirme fırsatı sunuyor. Her mevsim eğlence fırsatı sunan Yıldız Dağı’na Sivas’a geldiğinizde mutlaka uğrayın.
Sivas Eğri Köprü
Kızılırmak’ın üzerinde yüzyıllardır varlığını hiç bozulmadan sürdüren Sivas Eğri Köprüsü 12. Yüzyılda Selçuklular tarafından yapılmıştır. Üzerinde 18 kemer bulunan Eğri Köprüsü yıllarca Bağdat İpek Yolu kervanlarına hizmet etmiştir. Eğer sizde Sivas’a yolculuk planı yapıyorsanız burayı görülecek yerler listesine eklemelisiniz.
Taşhan
19. yüzyılda Sivas valisi Halil Rıfat Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan iki katlı ve açık avlulu bir handır. Hanın dış cephesi kırma çatılı ve kiremitli yapıda olup avlusunun tabanı taş döşemelidir. Sıcak havalarda serin olması nedeniyle yazın gelenlerin uğrak noktasıdır. Günümüzde esnafların satış yaptığı Taşhan’da güzel bir Sivas kahvesi için deriz.