Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Hatay’daki arkeoloji müzesinde sergilenen çeşitli dönemlere ait eser ve objeler, ziyaretçileri tarih yolculuğuna çıkarıyor. Antakya ilçesinde 2014’te ziyarete açılan Hatay Arkeoloji Müzesi’nde 3 bin 500 metrekaresi mozaik olmak üzere toplam 10 bin metrekarelik sergileme alanı bulunuyor.
Eski Taş Çağı’ndan günümüze yüzlerce mozaik, heykel ve tarihi objenin sergilendiği müzeyi geçen yıl 140 bin kişi ziyaret etti. Bu yılın ilk 4 ayında 40 bin ziyaretçiyi ağırlayan müzenin yıl sonuna kadar 300 bin ziyaretçiye ulaşması bekleniyor. Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy, çağdaş müzeciliğin bütün donanımlarına sahip olan müzede Eski Taş Çağı (Paleolitik Dönem), Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Hitit, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eşsiz eserlerin bulunduğunu söyledi.
Hatay’ın tarihte her dönemde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Ersoy, “Hatay ilk çağlardan günümüze kadar jeopolitik konumu, verimli ovaları ve su kaynaklarıyla sürekli yerleşim görmüş kadim bir kent. Doğunun batıya-batının doğuya açıldığı bir kapı görevini üstlenmiştir. Bu nedenle ziyaretçilerimiz müzemizi gezdiğinde Paleolitik dönemden günümüze kadar olan tüm dönemleri bizzat yerinde gezip görebilirler.” dedi.
Ersoy, müzeye gelen ziyaretçilerin en çok beğendiği eserlerin Kral Şuppiluliuma heykeli, Antakya Lahdi ve İskelet mozaiğinin olduğunu kaydetti. Bu üç eserin müzenin en nadide eserleri olduğunu ifade eden Ersoy, şöyle konuştu “Kral Şuppiluliuma heykeli nadide bir eserdir, dünyada çok az örneği var. 1,5 metre yüksekliğinde ve 1,5 ton ağırlığında bazalttan yapılmış bir heykeltıraşlık örneği. Bir elinde hançer, bir elinde buğday başağı tutuyor. Elindeki buğday başakları Amik Ovası’ndaki bolluğu ve bereketi, hançer de savaşı simgeliyor. Heykel ziyaretçilerimizin özellikle özçekim noktası. Diğer bir önemli eser de Antakya Lahdi. Özelliği de bulunduğu güne kadar hiç açılmamış bir mezar olmasıdır. Kent merkezinde bulunmuş bir eser. Afyonkarahisar’dan getirtilmiş mermerlerle özel olarak yapılmış, çok önemli bir yöneticiye ait bir mezar. Mezarın üzerindeki bezemeler İskender Lahdi’nden sonra Türkiye genelindeki en önemli lahitlerden biri. Diğer önemli bir eser ise Antakya’da bulunan İskelet Mozaiğidir. Mozaikte bize bir mesaj veriliyor. Yazıtında ‘Neşelen’ yazıyor. ‘Hayatınızın kısa olduğunu göz önüne geçirin. Ne kadar mutlu olabiliyorsanız kısa dönemde o kadar güzel yaşayın’ mesajı veriliyor. Hatay Müzesi’nde sergilenen her bir eser çok önemli ve döneminin simgesi olmuştur.”
Müze ziyaretçilerinden tam not alıyor
Afyonkarahisar’dan gelerek müzeyi ziyaret eden Gül Çetinkaya, çok güzel bulduğu müzede en dikkati çeken ve kendisine ilginç gelen eserin Şuppiluliuma heykeli olduğunu belirtti. Ziyaretçilerden Hayrettin Yıldırım da İstanbul’dan geldiği kentte ilk durağının Hatay Arkeoloji Müzesi olduğunu kaydetti. Müzedeki mozaiklerin eşsiz olduğunu dile getiren Yıldırım, “Hatay’ı simgeleyen mozaikler olsa gerek. Her baktığımda şaşırarak ve keyif alarak izledim. Özellikle iskelet mozaiğini. Eserlerin korunması ve sergilemesi çok güzel. Hatay Arkeoloji Müzesi müzecilik anlamında bence çıtayı yükseltmiş.” diye konuştu.
Serkan Caferoğlu ise İstanbul’dan Hatay’ın tarihi dokusunu ve geçmişten günümüze kadar olan süreci görebilmek adına müzeye geldiğini belirtti. Caferoğlu, müzeyi gelecek kuşaklara aktarılması noktasında çok önemli gördüğünü sözlerine ekledi.