Güney Afrika Cumhuriyeti’nin kültür ve turizm merkezi Cape Town’daki Cape Yarımadası, ziyaretçilerine Atlas Okyanusu kıyısında, görkemli bir doğa yolculuğu sunuyor.
Travel and Leisure dergisince geçen yıl Afrika’nın en iyi kenti seçilen Cape Town, başta Batılı ülkeler olmak üzere, dünya genelinden her yıl yüz binlerce turistin ziyaret ettiği popüler bir destinasyon olarak öne çıkıyor.
Cape Town’ı ziyaret eden tatilcilerin gözde mekanlarının başında ise Cape Yarımadası boyunca uzanan sahil beldeleri geliyor. Şehri kısa süreliğine ziyaret edenler de yarımadanın çevresini dolaşan günübirlik yolculuklarla bu sahillerden bir çoğunu görme fırsatı buluyor.
Cape Yarımadası
Cape Town şehrini de içine alan, Masa Dağı’ndan Ümit Burnu’na dek 51 kilometre güneye inen Cape Yarımadası, yaklaşık 270 kilometrekarelik bir alana ve dünyada yalnızca bu dar bölgeye özgü bir iklime sahip.
Şehrin batı sahillerini takip ederek güney istikametinde gerçekleştirilebilecek Cape Yarımadası turunda, uğranabilecek ilk duraklardan biri Camps Bay. Şehrin eğlence merkezleri arasında yer alan bu geniş koy, beyaz ince kumdan oluşan uzun bir sahile ev sahipliği yapıyor.
Camps Bay’den sonraki durak olan Hout Bay kasabası ise Cape Town’ın önde gelen turistik bölgeleri arasında yer alıyor. Bölgenin balıkçılık merkezlerinden biri olan bu kasabanın restoranlarında daima taze okyanus balığı bulmak mümkün. Sahil, kumsalıyla fotojenik bir körfez manzarasına sahip.
Buranın 1 kilometre açığında bulunan Duiker Adası ise kürklü fok kolonisine ev sahipliği yapıyor. Ada çevresine çeşitli tekne turları yapılıyor. Hafta sonları ise kasabada yemek pazarı kuruluyor.
Chapman’s Peak Yolu
Hout Bay’in güneyindeki eski Chapman’s Peak Yolu ise derin uçurumların ve uçsuz bucaksız okyanus maviliğinin kıyısında keyifli bir manzara eşliğinde sürüş imkanı sunuyor.
Ücretli olan bu yolu kullananlar, duraklama noktaları ve seyir teraslarından okyanusun uçsuz bucaksız maviliğini kuş bakışı izlemenin keyfini çıkarıyor. Chapman’s Peak yolunun sonu ise Cape Town’ın bir başka ünlü sahil kasabası olan ve uzun kumsal plajıyla meşhur Nordhoek’e çıkıyor.
Yaz aylarında Atlas’ın serin sularının tadını çıkarmak isteyenlerin uğrayabileceği yaklaşık 6 kilometre uzunluğundaki bu ince beyaz kum plaj, aynı zamanda bir at biniciliği merkezi olarak da biliniyor.
Cape Point
Bundan sonra M65 yolunu takip edilerek ulaşılabilecek Ümit Burnu Doğa Koruma Alanı ise Cape Town’ı ziyaret eden turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerler arasında yer alıyor.
Masa Dağı Milli Parkları’na bağlı olan bu koruma alanına giriş ücreti ise kişi başı 360 rand (368 Türk Lirası). Yarımadanın güney ucunu kapsayan bu geniş alana en az 3-4 saat ayrılması tavsiye ediliyor.
Dünya dillerindeki ismini, Avrupalıların güneydoğu istikametinden Hindistan’a ulaşma ümitlerinden alan burun ve çevresi yerli Khoiler tarafından “bulutların toplandığı yer” ismiyle biliniyor.
Afrika’nın en güney noktası olarak da anılan bu bölge, aslında kıtanın en güney batı noktası olma özelliği taşıyor. En güney nokta unvanının sahibi ise buraya karadan ortalama 1,5 saat mesafedeki Agulhas Burnu.
Buradaki bir diğer ünlü nokta olan Cape Point ise zirvesindeki deniz feneriyle dikkati çekiyor. Bu zirveye ve fenere çıkmak isteyenler ortalama 45 dakikalık bir yürüyüş yahut kişi başı 85 rand gidiş dönüş bilet ücretli füniküler seçeneklerinden birini seçebiliyor.
Ziyaretçileri, bu zirvede okyanusun sert bir şekilde dövdüğü uçurumların nefes kesen manzarası ve sert bir rüzgar bekliyor. Turistlerin ilgi duyduğu ikonik fener ise “aşırı yüksekte” olmasından ötürü gemileri yanılttığından dolayı artık kullanılmıyor.
Penguenlerin mekanı
Ümit Burnu bölgesinin ardından gidilecek mekanların arasında Simonstown kasabası bulunuyor. . Çeşitli konaklama imkanlarına sahip bu kasaba, güvenli ve huzurlu atmosferi, denizcilik tarihi ve meşhur penguen sahilleriyle bir günden fazla sürecek yolculuklar için ideal konaklama noktalarından biri.
Buradaki Seaforth ve Boulders sahilleri penguenlere ev sahipliği yapıyor. Seaforth sahiline giriş ücretsiz. Ailelerin yüzme alanı olarak da kullandıkları bu sahilde az sayıda penguen bulunuyor. Yetkililer penguenlere 1,5 metreden fazla yaklaşılmaması gerektiği konusunda uyarıyor.
Giriş ücreti 170 rand olan Boulder Sahili ise penguenlerin esas yaşam alanı. Çok sayıda penguenin yumurtlama alanı olan bu bölgede, penguenlerin sosyal hayatları seyir terasından izlenebiliyor.
Simonstown Askeri Denizcilik Müzesi ise bu alanda meraklılarını cezbeden türden zengin bir koleksiyona sahip. Burası daha önceleri Britanya İmparatorluğu’nun güneydeki en önemli deniz üslerinden biri olarak inşa edilmiş.
Bu kasabadaki özel oyuncak müzesi ve popüler kültür müzesi de meraklıları için ilginç objeler sergiliyor. Kasabada Güney Afrika ve dünya mutfağından türlü sayıda seçenek mevcut.
Buranın kuzeyindeki balıkçı kasabası Fish Hoek ise taze deniz mahsulü tüketmek isteyenler için uygun seçenekler sunuyor. Emeklilerin ve tatilcilerin tercih ettiği bir muhit olan Fish Hoek’da envaiçeşit konaklama seçeneği mevcut.
Mavi bayraklı Muizenberg plajı yüzmek için ideal
Cape Town’da yüzmek için tavsiye edilen yerlerden biri olarak gösterilen Muizenberg ise mavi bayraklı berrak suları ve beyaz ince kum plajıyla Cape Town’lıların ve turistlerin yaz aylarında akın ettikleri yerler arasında.
Burası aynı zamanda Cape Town’da sörf topluluklarının da merkezi konumunda. Muizenberg sahillerinde yılın her mevsimi sörf yapan sporculara rastlanıyor.