Fransa’nın Orta Çağ’dan günümüze korunmuş kasabası Colmar, çiçeklerle bezenmiş rengarenk evleri, kanallarıyla masal köyüne benziyor. Kasaba, şeker hamurundan yapılmış gibi görüntüsü, arnavut kaldırımlı sokakları ve eski köprüleriyle bir harikalar diyarına ışınlıyor adeta. Fransa’nın gizli cenneti olarak bilinen Alsace bölgesinde bulunan Colmar, geçmişte Almanya’nın da etkisinde kalmış. Bu nedenle Fransız kültürü olduğu kadar Alman kültürü de yaşanmaktadır. Öyle ki Almanca kasaba halkının yoğun olarak kullandığı dildir.
Harikalar diyarı Colmar’ı hiçbir köşesini atlamadan gezmek istiyorsanız gezi rehberimizi okumadan yola çıkmayın.
Colmar Old Town
Colmar’ın en eski merkezi olan Old Town, kasabada görmeniz gereken yerlerin çoğunu barındırıyor. Attığınız her adımda sevimlilikleriyle yüzünüze tebessüm konduracak dükkanları keşfetmeye doyamayacaksınız. Old Town’da bölgenin en meşhur yapılarından biri olan Kafalar Evi olarak da adlandırılan Maison De Tetes’in restoranında şık bir öğle yemeği yiyebilirsiniz. Yapı ismini dış cephesini süsleyen her biri farklı mimiklerdeki kafa büstlerinden alıyor.
Bu harikalar diyarının renkli dünyasından çıkarak kasvetli görüntüsüyle dikkat çeken St Martin Kilisesi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Kilisinin yapımı tam 130 yıl sürmüştür.
Petite Venise
Kanallarıyla ünlü Venedik’e benzerliğiyle minyatür Venedik diyebileceğimiz Petite Venise veya diğer adıyla Le Petite Venice, gözlere şenlik veren renkleriyle kendine hayran bırakıyor.
Kanallarla birbirine bağlanan otantik sokaklar, kurabiyeden yapılmışçasına tatlı görünen ahşap evler ve bin bir çiçekle bezenmiş köprüler, Colmar’ın masalsı dünyasının içine davet ediyor.
Ulaşımın teknelerle sağlandığı Petite Venise’de bot turuna katılmayı sakın ihmal etmeyin. Rehber eşliğinde hem bilgilendirici hem de romantik bir tur geçirebilirsiniz.
Dericiler Sokağı (Tanner’s District)
İsminden de anlaşılacağı üzere tarihte deri zanaatı ile uğraşanların ikamet ettiği bu sokakta dericiler, hem burada yaşayıp hem de evlerinin alt katında deri işliyorlarmış. Zanaatçılarını kaybeden sokak restore edilerek turizme kazandırılmıştır. Colmar’ın diğer sokakları gibi göz kamaştıran bir mimariye sahip olan Tanner’s District, özellikle yılbaşı süslemeleriyle ayrı bir nefes kesiyor.
COLMAR’A NE ZAMAN GİDİLİR?
Dört mevsim ayrı güzelliğe bürünen Colmar, bahar aylarında çiçeklerin açtığı dönemlerde daha göz alıcı oluyor. Turistik bir kasaba olması sebebiyle her dönem turist yoğunluğu yaşayan Colmar’a gitmek için sakin sezon aramak yerine manzaranın en keyifli olduğu zaman dilimini tercih etmelisiniz.
Buna göre bembeyaz karlarla kaplanmış sokaklar ile yılbaşı süslerinin renk kattığı cıvıl cıvıl Aralık ya da çiçeklerin renk cümbüşü yarattığı Nisan-Mayıs ayları Colmar’ı ziyaret etmek için en iyi zaman dilimi.
COLMAR’DA NE YENİR?
Pek çok Avrupa ülkesinde bolca tüketilen hamur işleri ve hafif tatlılar, Colmar’da da karşınıza çıkıyor. Harikalar diyarının pastaneleri de bu renkli dünyaya yaraşır şekilde sevimli pasta çeşitleriyle hem göze hem mideye şenlik veriyor. Çeşit çeşit kurabiye ve pastayı görünce kendinize hakim olamayacak hangisini yemek istediğinizi şaşıracaksınız.
Bu kararsızlığı bitirmek için ilk olarak Colmar’ın en meşhur lezzeti Kukelhopf kekiyle başlayabilirsiniz. Üstünde toz şeker, üzüm, badem bulunan sıradan bir kek gibi görünse de herkesin bayılarak yediği Colmar’a özel bir lezzet.
Tatlı dışında bir şey ararsanız da Fransız kreması, soğan, peynir ve pastırmayla hazırlanan Tarte flambee, tercih edebileceğiniz yemekler arasında bulunuyor.