Endülüs medeniyetinin kültürel değerleri ile inşa ettiği, İslam mimarisinin günümüze ulaşan eserleri arasında yer alan El Hamra Sarayı, ilk günkü zarafetiyle yerli ve yabancı turistlerin gözde rotaları arasında yer alıyor.
Orta Çağ’da kurulan Ben-i Ahmer Devleti’nin başkenti olan Gırnata’da, 13. yüzyılın ortalarında inşasına başlanılan ve zaman içinde görkemli yapıya dönüşen saray; süslüme tarzı, bahçeleri ve havuzları ile konuklarını büyülüyor. Birden fazla detaya sahip olan El Hamra Sarayı; tahta işleme, mozaik ve çini gibi birçok el sanatının motifini bünyesinde barındırıyor.
Sayısız odası, geniş avlusu ve çeşitli süslemeleri ile göz kamaştıran tarihi yapı, Avrupa’da bulunan İslami mimari eserlerin başında geliyor. Arapça’da “Kırmızı Saray” anlamına gelen El Hamra, ismini duvarlarının kırmızılığından alıyor.
Asırlardır zarafetini koruyor
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan yapı, 8 asırdır dimdik ayakta durarak İslam mimarisinin en değerli hazineleri arasında yer alıyor. Yüzyıllar boyunca bir kale, bir konak ve bir hükümdarlık merkezi olarak kullanılan El Hamra, dünya üzerinde en çok ziyaret edilen yapıtların başında geliyor.
1 yorum
Müslümanlar için yürek acısı.”Endülüs” bölgeyi gezme şansımız oldu çok şükür.
Gerçekten çok büyük bir medeniyet. Bir Fransız yazarın dilinden “yakılan Endülüs kütüphanelerinden kalanlar ile dünya bugün uzaya gitti.
Tamamı kalmış olsa idi nasıl bir dünya olurdu”
Avrupa’lı’ların suyu sadece içmekten ibaret bildiği o dönemdeki su kültürü.
Dünya gözü ile görülmesi gereken nadir eserlerden birisi.