Saraç'ın evi, 45 yılda dünyanın farklı köşelerinden topladığı 1500'e yakın biblo ile dolup taşıyor. Biblolar, özel müzayede, telefon ve internet araştırmalarıyla özenle seçilmiş, koleksiyonunun her parçasıyla özdeşleşmiş. Saraç, "Bir gün bir yere gitsem, ertesi gün geldiğimde ilk buraya giriyorum. Renklerine ve markalarına göre gruplar oluşturuyorum. Temizliklerini yapıyorum. Bugün bu parçayı görmedim diyerek gece kalkıp bakıyorum, onu bulduktan sonra uyuyorum." diyor.
Eşi de biblolarla ilgileniyor ve evde bir odayı koleksiyonları için ayırmış. Saraç, “Önceki evimde hobi odam vardı. 3 duvarın 3’ü de raflıydı. Oda bana aitti, orada sergiliyordum. Buraya yeni taşındım. Ne yapacağıma karar veremediğim için yerlere koymayı düşündüm. Bunlar için evimde her zaman bir oda olacak. Bunlar benim vazgeçilmezim.” diyor.
Bu biblo koleksiyonu sadece bir obje biriktirme tutkusu değil, aynı zamanda yaşamına dokunan anıların izini sürme biçimi. Saraç, çocuklarına gittiği Hollanda ziyaretlerinde yeni biblolar araştırıyor. Koleksiyonunda 50-60 yıllık parçalar da var. "İlginç bulduğum 12 vazo var. İkisini seçmiştim, satan kişi 'Hepsini alman gerekiyor.' dedi. O da 12 ayı temsil ediyor. Hepsi benim bebeklerim ve çocuklarım gibi. Hayatımın bir parçası. Çocuklarım bile evlenip bir hayat kuruyorlar. Bunlar hep benimle beraber." diyor Saraç, biblolarıyla kurduğu özel dünyasını paylaşıyor.