Alptekin, müzenin koleksiyonundaki eserlerin Anadolu ve Mezopotamya'nın binlerce yıllık tarihini yansıttığını açıkladı. Ayrıca, gümüşün anti-bakteriyel özelliği nedeniyle mutfak malzemeleri ve süs eşyalarında yaygın olarak kullanıldığını açıkladı. Telkâri sanatının, Midyatlı Süryani ustalarının usta-çırak ilişkisiyle şekillenen el işlemeleri olduğunu vurgulayan Alptekin, 950 derecede eritilmiş gümüşün ustaların ellerinde inceltilerek telkâri sanatının ortaya çıktığını anlattı.
Midyatlı telkâri ustalarının geleneksel teknikleri kullanarak bilezikler, kolyeler, küpeler, yüzükler, kemerler, tespihler, anahtarlıklar ve dini semboller içeren objelerin yanı sıra mutfak objelerini ve takıları süslediğini belirten Alptekin, müze bünyesinde kurulan telkâri atölyesinde ziyaretçilerin bu sanatın üretim aşamasını canlı bir şekilde izleyebileceklerini söyledi.
Alptekin, Telkâri Müzesi'nin sadece eski eserlerin sergilendiği bir mekan olmanın ötesinde, telkâri sanatının canlı bir şekilde yaşatıldığı bir merkez olduğunu anlatarak, ziyaretçilerin müzenin üretim atölyesinde bu özel sanata katkıda bulunabileceklerini ve beğendikleri eserleri satın alabileceklerini söyledi.