Muğla’da Gökova Körfezi’ndeki Orata Adası’nda bulunan kalıntılar restore edilerek turizmin hizmetine sunulacak.
Ada’da Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon (YİKOB) Başkanlığı ile Ula Belediyesi’nin destekleriyle çalışma yürütülüyor.
Kedrai Antik Kenti Kazı Heyeti Bilimsel Sorumlu Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler, Apollon Tapınağı, tiyatro ve mezarlık kalıntılarının bulunduğu Orata Adası’nda 3 yıldır kazı ve temizlik çalışması yaptıklarını söyledi.
Karia bölgesinde en önemli ada yerleşmesi olan Kedreai Antik Kenti için Sedir Adası’nın güneyinde kalan Orata Adası’ndaki kazıların sürdüğünü belirten Diler, “Buranın kentin kuruluşundan önce var olan, eski bir su kaynağının etrafında gelişen ve son biçimini Doğu Roma döneminde alan, toplu vaftiz törenlerin yapıldığı bir hac yerine dönüştürüldüğünü belirledik” dedi.
Alandaki doğal su kaynağını iki yandan sınırlayan kayanın üst kısmında yağmur sularını toplayan bir kaya teknesi yer aldığını aktaran Diler, karşısında ise daha sonra insan elinde şekillenen vaftiz çukuru olduğunu anlattı.
Diler, bölgedeki Tunç Çağı, Hitit ve Demir Çağı, Urartu, Frig Çağı’ndaki su kültü inançlarının Hristiyanlıkta da aynı gelenekte sürdürülmüş olmasının dikkati çektiğini belirtti.
Orata Adası’nda tören yolunu her iki yandan sınırlayan taş mozaik duvarda koruma çalışması yürüttüklerini dile getiren Diler, “Kurul onayı alınan şapelin restorasyon çalışmaları tamamlandı. Hazine binasının da restorasyon çalışmaları bu yıl içinde başlayacak. Vaftizhane, tören yolu ve hazine binasının restorasyonları ve alan sunumu çalışmaları tamamlandıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığının onayı ile Orata Adası’nı inanç turizmi kapsamında öne çıkarmak istiyoruz. Bunun ana nedeni Doğu Katolik ve Ortodokslar tarafından hala devam eden toplu su vaftizi törenlerinin en eski ayak izlerinin burada olmasıdır. Kedreai kayıtlara göre Hristiyanlık Çağı’nda da çok önemli bir dini merkez olmuştur. Ada’nın o zamanki adı Piskopos Adası” diye konuştu.
Suyun bütün kültürlerde günahlardan arınma, yeniden doğuş ve aydınlanma aracı olarak kullandığını anlatan Diler, toplu vaftiz törenlerinin deniz kıyısında başladığını ifade etti.
Üç kez denize atılan haçın inançlı kişiler tarafından kurtarılmasından sonra papaz eşliğinde edilen dualar ile toplu vaftiz törenleri yapıldığını vurgulayan Diler, şunları kaydetti:
“Tören yolu çok ilginç. Doğal kaya üzerine düzenlemişler. Her iki tarafı taş mozaiklerle süslenmiş. 30 metre uzunluğunda 10 metre genişliğinde toplu tören yolu hazine binasına yakın yerdeki bir şapele kadar ulaşıyor. Bugün sadece dört duvarı ile ayakta kalan hazine binası bütün kutsal armağanların biriktirildiği bir yer. Tören yolunun her iki tarafında da bir mezarlık alanı oluşturulmuş. Anadolu eski inancının Hristiyanlık çağında da devam ettirilmesi açısından da çok önemli. Buradaki şapel yıkılmak üzereydi. YİKOB desteğiyle hazırlanan projeyle restore edildi. Yanındaki diğer binanın da restorasyonu yapılacak. Burası inanç merkezi olarak toplumla buluşturulmalı. Ziyaretçi güzergahları ve restorasyonlar tamamlandıktan sonra burayı inanç turizmi kapsamında öne çıkarmak istiyoruz. 6 Ocak’taki toplu törenler için en eski merkez burası. Hristiyanlık çağında da burası çok önemli bir merkez olmuştur.”