Antik çağlardan bugüne kadar birçok medeniyetin izlerini taşıyan Giresun, zengin kültür birikiminin yanı sıra doğal güzellikleriyle Karadeniz’de yeni turizm merkezi olmayı hedefliyor.
“Mavi ile Yeşilin Buluştuğu Şehir” sloganıyla dört mevsim ziyaretçilerini bekleyen şehirde, önemli turizm noktaları arasında antik dönem Orta Çağ’da yerleşime sahne olmuş, Karadeniz’de insan yaşamına imkan sağlayan Giresun Adası, kireç taşları ve Göksu Deresi’nin etkisiyle özellikle yaz aylarında turkuaz rengini alan Mavi Göl, Kuzalan Şelalesi, Giresun Kalesi, bugün Giresun Müzesi olarak kullanılan 19. yüzyıl sonlarında inşa edilen Gogara Kilisesi, Meryem Ana Manastırı Ören Yeri, Şebinkarahisar ve Tirebolu Kaleleri yer alıyor.
Ayrıca, Türkler ile Rumların birlikte yıllarca yaşadığı, türkülere konu olan Zeytinlik semti, gezginleri tarihin içerisinde yolculuk yaptırıyor.
Karadeniz’in en eski otantik yerleşim yerlerinden birisi olan ve ipek yolu güzergahında bulunan Kulakkaya Yaylası, ilgi çekici coğrafyası ve zengin bitki örtüsüyle Kümbet Yaylası, mineralli suların oluşturduğu, turkuaz ve beyaz renkleriyle Pamukkale’yi andıran Göksu Travertenleri, taşıdığı kültürel ve doğal kaynak değerleriyle Yedideğirmenler Tabiat Parkı ile 2 bin 800 metre yükseklikteki Karagöl de gezginlere farklı deneyimler sunuyor.
“Kültür ve turizm destinasyonunun alt yapılarıyla ilgili ciddi projeler yürütüyoruz”
Giresun İl Kültür Turizm Müdürü Kemal Gürgenci, yaptığı açıklamada, Giresun’un Doğu Karadeniz coğrafyası içerisinde yer alan güzide şehirlerden birisi olduğunu ve özellikle de doğal güzellikleriyle öne çıktığını söyledi.
Son yıllarda Doğu Karadeniz’de doğa turizminin ilgi gördüğüne işaret eden Gürgenci, “Bizler Valiliğimizle, Bakanlığımızla birlikte buradaki kültür ve turizm destinasyonunun alt yapılarıyla ilgili ciddi çalışmalar ve programlar, projeler yürütüyoruz. Örneğin bazı tarihi eserlerin yeniden rehabilite edilmesi, çevre düzenleme projeleri gibi. Karadeniz uğrak bir yer haline geliyor ve Giresun da bundan mümkün olduğu kadar en büyük ölçüde pay sahibi olacaktır, faydalanacaktır diye düşünüyoruz. Elimizdeki turizm verilerine baktığımızda, bu kapının açıldığını görmemiz de mümkün.” dedi.
Gürgenci, turizm çeşitliliği için kış turizmi adına fizibilite raporları hazırladıklarını belirterek, şöyle devam etti: “İlimizde kış turizmine yönelik bir tesis alanı oluşsun istiyoruz. 3 tane turizm merkezimiz, 4 tabiat parkımız var ve tabiat parklarımız, doğa turizmi adına çok önemli değerler barındırıyor. Şelaleleri, içerisinde barındırdığı endemik bitki türleri, yürüyüş yolları, kuş sesleriyle beraber, bunları kültür rotasıyla beraber birleştirdiğimiz zaman ortaya çıkacak sonuç Giresun için, ülkemiz için ve bölgemiz için çok büyük bir değer olacağına canı gönülden inanıyoruz.”
“Giresun Adası, çok değerli bir destinasyon noktası haline gelecektir”
Giresun Adası’nın çevre düzenleme projesinin hızla devam ettiğini aktaran Kemal Gürgenci, şunları kaydetti: “Giresun Adası, çalışmalar tamamlandığında sadece ilimiz için değil, bölgemiz ve ülkemiz için çok değerli bir destinasyon noktası haline gelecektir. Çünkü Giresun Adası bölgenin tek adası, Karadeniz’in üç adasından biri ve adanın içerisinde barındırdığı taşınmaz kültür ve doğal varlıklarıyla beraber çok önemli bir değer. İkinci konu ise özellikle Aksu Vadisi bölgesinde ciddi anlamda valiliğimizin ve ilgili kurumların yatırımları söz konusu. Bunlardan bir tanesi de son dönemde çok revaçta olan Göksu Travertenleri, daha yeni bir proje olmasına ve tamamlanmamış olmasına rağmen çok ciddi bir ilgiye mazhar olan bir alan. Göksu Travertenleri, aslında orada maden sularıyla ortaya çıkan kalker oluşumuyla beraber travertenlerden oluşuyor. O beyaz görüntü aklımıza hep Pamukkale’yi çağrıştırıyor. Biz de istiyoruz ki Karadeniz’in de bir Pamukkale’si olsun bu potansiyele de sahip olduğunu düşünüyoruz. Gökse Travertenleri, Giresun’un en önemli destinasyon noktalarından bir tanesi olacaktır. İlerleyen dönemde travertenle, Mavi Göl’ü birbirine bağlayan bir yürüyüş rotası da planlanıyor uzun vadede.”
Gürgenci, Giresun’u tanıtmak adına yurt içi, yurt dışı birçok fuara katılmaya gayret ettiklerini söyleyerek, “İlimiz ayrıca turizmde özellikle tesisler konusunda yeni yeni hareketlenmeye çalışan bir yer. Dağ bölgesinde, doğa turizmiyle ilgili tesislerimiz açılmaya başladıkça turizm hızımız daha da nitelikli hale gelecektir. Tesisler, Giresun’un özellikle turizm noktasındaki bilinirliğine lokomotiflik yapmaktadır ve yapmaya da devam edecektir. Biz doğa turizmi, kültür turizmi, kış turizmi olmak üzere dört mevsim tüm misafirlerimizi, bütün güzellikleriyle karşılayabilecek potansiyele sahibiz ve tüm misafirlerimizi Giresun’a bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Gerçekten çok renkli tarih ve kültüre ev sahipliği yapıyor bölge”
Karadeniz’in farklı destinasyonlarına kültür ve doğa rotalarıyla seyahatseverlere turlar düzenleyen seyahat acentesinden Hüseyin Uzun da Giresun’un çok zengin bir kültüre ve tarihe ev sahipliği yaptığını dile getirerek, “Giresun’da, adasında amazon kadınların, içeride Oğuz boylarından Çepniler’in ve bölgede Rumların yaşadığını biliyoruz. Aynı zamanda bölgede bir Katolik kilisesi de var. Günümüzde şu anda çocuk kütüphanesi olarak kullanılıyor. Gerçekten çok renkli tarih ve kültüre ev sahipliği yapıyor bölge.” dedi.
Uzun, Giresun’un Tirebolu ilçesinde yeniden düzenlenen Taflan Sokak’tan da bahsederek, “Buranın bir hikayesi var. Burada genç bir arkadaşımız muhtar. Seçim vaatlerinde bulunurken, ‘beni seçerseniz, bölgedeki konaklarımızı turizme kazandırırız ve rengarenk yaparız. Hep beraber bu işin altından kalkarız ve bölgemiz turizm adı altında da çok güzel şeyler katarız’ diyor. Halk da ‘tamam’ diyor. Çok güzel rengarenk, tarih konakları, dışarıda yerleri de dahil olmak üzere boyadılar ve ayrı bir hava kattılar Tirebolu’ya.” diye konuştu.
Giresun, kış turizminde de misafirlerini bekliyor
Karadeniz denildiğinde insanların daime aklına yaylaların geldiğini söyleyen Uzun, şunları anlattı: “Giresun’un en güzel yaylalarından birisi Kümbet Yaylası, daha sonra Kulakkaya Yaylası. Daha yükseklere çıktığımızda Bektaş Yaylası bulunuyor. Geldik nerede kalacağız dediğinizde Kümbet Yaylası’nda çok güzel konaklama tesisimiz var. Koçkaya Tabiat Parkı içerisindeki Birun Kümbet Dağ Evi’nde 1850 rakımda doğanın içerisinde muhteşem bir yerde kalabilirsiniz. Biraz daha aşağıya doğru geldiğinizde Dereli ilçesinde Kuzalan Tabiat Parkı’nda muhteşem bir Mavi Gölü var. Aynı zamanda Kuzalan Şelalesi var ve Karadeniz’in Pamukkale’si, Göksu Travertenleri. Geldiğinizde maden sularından tadabilirsiniz ve Giresun ayrıca en büyük sahillerden birisine ev sahipliği yapıyor. Çok güzel bakir koyları var, keşfedilmemiş. Pandemiden sonra şu anda günümüzde yavaş yavaş toparladık ve o günleri geride bıraktık. Çok güzel beklentilerimiz var. İnsanları yılın sadece yaz ayları değil, 365 gün yani dört mevsim Karadeniz’e bekliyoruz.”
Koçkaya Tabiat Parkı içerisindeki Birun Kümbet Dağ Evi tesisi Müdür Yardımcısı Orhan Kılıç da Giresun’da yaz turizminden ziyade kış turizminin de artık canlandığını belirterek, “Giresun’da çok güzel bir kar bekleme süresi var ve kayak için de aslında uygun. Şu anda Karadeniz’de bir kayak tesisi olan Ordu var. Biz Giresun’da da yapmak istiyoruz. Bunun için hazırlanan projeler var. Biz de destekliyoruz.” dedi.
Giresun’un zengin bitki örtüsü ,180’den fazla lezzeti ile şehrin vejetaryen mutfağının çeşitlenmesine katkı sağlıyor
Anadolu’nun kuzey bölgesinde yer alan Giresun’un yemek kültürü de mutfağındaki doğal bitkiler, sebzeler ve deniz ürünleriyle birlikte yerli ve yabancı turistin merak ettiği alanlarda öne çıkıyor.
Giresun’un sahip olduğu her mevsimi yağışlı ve bol nemli, iklim koşulları ile zengin bitki örtüsü, mutfak kültürünü doğrudan etkileyerek, 180’den fazla lezzeti ile şehrin vejetaryen mutfağının çeşitlenmesine katkı sağlıyor.
Doğal Dükkan kurucusu Şevket Alaeddinoğlu, Giresun gastronomisinde meyve ezmeleri, reçeller, marmelatlar, fındık ezmesi, fındık yağı gibi ürünlerin gözde lezzetler olduğuna dikkati çekerek, köylerde yaşayan insanlardan otlar, meyveler, süt ve süt ürünlerini destek amaçlı satın alarak, bunlardan da yurt içi ve yurt dışına özel gıdalar hazırladıklarını belirtti.
Giresun’a özel taflan olarak adlandırılan kara yemişin yanı sıra ünlü Giresun’un sarı kirazının ve farklı otların uzun vadede kullanılabilmesi amacıyla geleneksel yöntemlerle tuzlandığını, turşu haline getirildiğini ve konserveleştirildiğini ya da kurutulduğunu anlatan Alaeddinoğlu, bu doğal ürünlere de insanların çok fazla ilgi gösterdiğini ifade etti.
Alaeddinoğlu, Giresun’da hamsi zamanında da 8 çeşitten fazla yemek yapıldığına işaret ederek, “Bizim Karadeniz’de çok çeşitli bitkiler var. Bunlardan bir tanesi diken ucu. Kestane ağaçlarına sarılan, meyvesiz böğürtlen dikenli bitkinin uç kısımlarını, filizlerini alıp, mücver şeklinde hazırlıyoruz. Diğer taraftan fasülye bizim olmazsa olmazlarımızdan, turşusunu kavuruyoruz, kendisini kavuruyoruz, sonra dible şekline dönüştürüyoruz, buğulama yöntemiyle pilav gibi pişiriyoruz. Doğamızda inanılmaz ısırgan da var. Biz onları topluyoruz ve ısırgan yağlaşı yapıyoruz. Biliyorsunuz birçok doktor ısırganı kansere karşı tavsiye ediyor. Lahana çorbası bildiğimiz bir lezzet. Giresun bölgemizde birçok mantar çeşidi de var. Bezelye kavurması, lahana dolması, özel içecekler geleneksel yöntemlerle pişirilip hazırlanan isabella üzüm suyunu da sunuyoruz. Bir de aronya, yeni bir bitki. Yaylarımızda yetişen yaban mersini, çalı çileği dediğimiz bitkinin bir türüdür. Çok fazla antioksidan özelliği olan bir bitki. Bunu da damıtarak suyunu hazırlıyoruz.” açıklamasını yaptı.