Buzul Dönemi’ne ilişkin hidrolojik ve atmosferik verileri saklı tutan Mersin’deki Gilindire Mağarası’nda turizm sezonu için yenileme çalışması yapıldı.
Yenilenen çehresiyle sezona hazır
Valilik koordinasyonunda, Çukurova Kalkınma Ajansınca yürütülen “Gilindire Mağarası Gezi Güzergahı Düzenleme İşi Projesi” tamamlandı.
Denizden 45 metre yükseklikteki yamaçta olan, 555 metre yatay uzunluğa ve 46 metre derinliğe sahip Gilindere Mağarası, çok sayıda ilginç figürlü sarkıt, dikit, sütun ve mağara incisi gibi oluşumlara ev sahipliği yapıyor. Mağarada dev boyutlara ulaşan damla taşlar, ana galeriyi çok sayıda salon ve odaya ayırıyor.
Buzul döneminden izler taşıyor
Dördüncü zaman başındaki son iklim değişikliğiyle buzul sonrası döneme geçişte oluştuğu anlaşılan mağara, derinlikteki su nedeniyle halk arasında “Aynalıgöl” olarak da nitelendiriliyor. Aynı zamanda su altındaki sarkıt ve dikitlerin atmosferik değişimlerden etkilenmediği, Buzul Dönemi’ne ilişkin hidrolojik ve atmosferik verileri saklı tuttuğu değerlendiriliyor.
“Mağarada insanoğlunun izleri yaklaşık 11 bin yıl öncesine dayanıyor”
Vali Ali Hamza Pehlivan, mağaranın keşif hikayesine değinerek, “Mağara 1999’da bir çobanın dikkatini çeken kirpiyi takip etmesi sonucu keşfediliyor ancak burada insanoğlunun izleri yaklaşık 11 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Mağaranın oluşumu ise kimine göre 30 milyon yıl, kimi araştırmacılara göre 50 milyon yıl kadar geçmişe sahip.” ifadelerini kullandı.
Buzul Dönemi’ne ilişkin verileri saklı tutan mağaranın sonunda “Aynalıgöl” olarak bilinen sulak alanın olduğuna dikkati çeken Pehlivan, “Sarkıt ve dikitler hemen hemen her mağarada var ama içinde gölün oluşu buraya ayrı bir boyut katıyor. Gerçekten mağaraya ayrı bir değer katan, burayı daha cazip haline getiren yönlerinden birisi.” diye konuştu.