Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen ‘Bursa Gastronomi Festivali’ 23-25 Eylül tarihleri arasında Merinos Park’ta gerçekleştirilecek. 3 gün boyunca sürecek olan festivale katılanlar, Bursa’ya özgü lezzetleri tatma imkanı bulacak. Bursa’nın lezzetlerinin tüm dünyaya tanıtılacağı festival öncesi açıklamalara bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursa aslında ticaretin yoğun bir şekilde yaşandığı çok güçlü bir sanayisi olan, otomotiv, tekstil, ahşap sanayi, makine sanayi başta olmak üzere birçok sektörün ciddi geliştiği bir şehir. Ama Bursa aynı zamanda bir turizm şehri, kadim medeniyetimizin de önemli izlerini taşıyan bir tarih şehri Bursa. Belki müstakil anlamda, lokal bazı etkinlik ve aktiviteler, yerel anlamda bununla alakalı yapıldı ama ilk defa kurumsal, profesyonel anlamda bütün şehir olarak hem yerel lezzetleriyle hem de ulusal bu konudaki söz sahibi isimlerle ulusal gastronomi festivaline hazırlanıyoruz” dedi.
BURSA’NIN GASTRONOMİDEKİ GÜCÜNÜ DÜNYAYA HAYKIRACAĞIZ’
Bursa’nın gastronomi kültürünü ortaya çıkarmak ve turizmin canlanmasına katkıda bulunmak amacıyla zengin bir içerikle Gastronomi Festivali’ni hayata geçireceklerini ifade eden Başkan Aktaş, şunları kaydetti: “Yurt içinden ve yurt dışından önemli misafirlerimiz olacak. İnanıyor ve ümit ediyorum ki Bursa’nın özellikle turizmde daha da gelişmesine ama gastronomi özelliğinin de bütün çevreler tarafından bilinmesine önemli bir vesile olacak. 23-25 Eylül tarihlerinde Merinos Parkı içerisinde hem gıda, hem içinde turizm fuarı olmak kaydıyla farklı oturumların, yarışmaların yapılacağı, yerel lezzetlerin ikram edileceği, binlerce insanın 3 gün boyunca buluşacağı çok özel bir konsepti inşallah Bursalı hemşehrilerimize ve beraberinde bütün Türkiye’ye sunmuş olacağız. Heyecanlıyız. Çünkü her ne kadar Bursa döneri ve kestane şekeri olarak bilinsek de Bursa bugün birçok lezzetiyle ünlü. Çünkü Anadolu burada, Kafkaslar burada, Balkanlar burada. Bursa’nın saray mutfağı da var ayrıca Osmanlı’dan bu döneme devam eden. Dolayısıyla hem süt helvasıyla, hem Kemalpaşa tatlısıyla, Gedelek turşusuyla, İnegöl köftesiyle, cantığıyla, pideli köftesiyle velhasıl tüm lezzetleriyle Bursa’nın gastronomide ne kadar güçlü bir şehir olduğunu bütün Türkiye’ye, bütün dünyaya hep birlikte haykıracağız inşallah.”
GASTRONOMİDE DE EN AZ İPEK KADAR GÜÇLÜYÜZ’
‘İpeksi Lezzetler’ sloganını ise özellikle seçtiklerini belirten Aktaş, “İpek tabii Bursa için çok önemli bir değer. Aynı zamanda UNESCO yaratıcı şehirler içerisinde biz ipek ve çiniyle varlığımızı sürdürüyoruz. Buna dair yatırımlarımız var. Hem Bursa Büyükşehir Belediyesi özelinde hem de şehrin geneli anlamında yatırımlarımıza devam ediyoruz. İpek’ten ameliyat ipliği üretmekle alakalı, kozadan önemli çalışmalarımız var. Devletimizden de destek alarak yaptığımız. Ama ipek tabii dokunduğunuzda da çok yumuşak ve çok keyif veren bir yönü var ipliğin açıkçası. Dolayısıyla da ipeksi lezzetleri özellikle söyledik. Çünkü ipek de bizim güçlü yönlerimizden bir tanesi. Ama biz gastronomide de en az ipek kadar güçlü olduğumuzu, gastronominin de turizmi tetikleyen en önemli unsurlardan ve onun katalizörü olduğuna inandığımız için özellikle ipeksi lezzetler olarak çıktı ki ben bu lezzetleri bütün insanlıkla buluşturmak noktasında çok iddialı olduğumuzu ifade etmek isterim” diye konuştu.
Bursa’nın aynı zamanda bir tarım şehri olduğunun altını çizen Aktaş, “Bu gücü önce kendimizin de bilmesi gerekiyor. Topraklarımızın yaklaşık yüzde 40’lık kesimini tarım toprakları, yüzde 30’unu orman işgal ediyorsa veya bu konuda bir yüz ölçümümüz varsa, 10 bin 800 kilometre karede bu çok önemli bir değer açıkçası. Biz dört mevsimi yaşayan bir şehiriz. Dolayısıyla bu kadar değişik lezzetli meyvelerin ve sebzelerin Bursa’da yetişiyor olması aslında Bursa’nın gastronomide ne kadar haklı bir yere sahip olduğunun göstergesi” dedi.
‘DOMATES DE ÜRETMELİYİZ, SİHA DA ÜRETMELİYİZ’
Tarımla alakalı her geçen gün ürün yelpazesinin genişlediğini ve yatırımların arttığını vurgulayan Aktaş, şunları söyledi: “Pandemi süreci bize şunu gösterdi ki asıl tarım bizim asla vazgeçmememiz gereken en önemli kalemlerimizden bir tanesi. Belki kendi kendimize örnekler veriyoruz. İşte bir cep telefonuna, bir kamyon domates alıyorsunuz veya iki kamyon domates alıyorsunuz gibi ama bunlar çok sağlıklı örnekler değil bana göre. Biz domates de üretmeliyiz. Ama teknoloji de üretmeliyiz. İHA’lar da SİHA’lar da yapmalıyız. Bursa aslında teknolojiyle alakalı önemli adımlar atıyor. Önemli sanayi kuruluşları var. Önemli markaları bünyesine çıkıyordu ki yerli otomobil yılların hayali de Bursa’da gerçekleşiyor yine. Ama Bursa tarımla alakalı da çok kurumsal adımlar atıyor. Bu rakamlara da çok ciddi yansıyor. Kendi bünyemizde oluşturduğumuz önemli bir kuruluşumuz var Tarım A.Ş. diye. Tarım ve Peyzaj A.Ş. olarak biz onu revize ettik. Tarım A.Ş. 2014 yılında hayat bulmuş. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulmuş. Tamamı Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir iştirak, şirket. Tabii bu hal işletmeciliğini, meyve sebze hal işletmeciliğini yapıyordu ama bugün Tarım Peyzaj A.Ş. hem Bursa’nın bütün yeşil alan bakımlarını, 8 milyon metrekare gibi bir alanın bakımını, bütün sahil bakımlarını ve ilaçlama işini de yapıyor. 103 çalışanı olan Tarım A.Ş.’nin şu an bin 295 çalışanı var. Yani gelinen nokta Tarım A.Ş.’nin gücünü ortaya çıkardı. Bir kere bunları dışarıda yaptırmaktan ziyade kendi bünyemizde yaparak ciddi bir fayda da sağlıyoruz. Sağladığımız bu karı ve faydayı yine Bursalılarla paylaşıyoruz ve tarımda paylaşıyoruz. Hayvancılıkta paylaşıyoruz. Fide fidan dağıtımları yapıyoruz. Eğitimler veriyoruz, desteklemeler yapıyoruz.”
“İHRACATIMIZ HER YIL 100 MİLYON DOLAR ARTIYOR”
Bursa’da yetiştirilerek ihraç edilen tarım ürünlerinin ülke ekonomisine sağladığı katkıya da değinen Başkan Aktaş, “Tarımla alakalı rakamlarımız da ihracatımız da giderek yükseliyor. 2019 yılı tarım ihracatımız Bursa olarak 274 milyon dolar. 2020 tarım ihracatımız 352 milyon dolar ve geçen yılki tarım ihracatımız da 430 milyon dolar civarında. Yani her yıl 80-100 milyon dolar ihracatımızın arttığını görüyoruz. Ahududu, yaban mersini, goji berry, lavanta, çilek, armut, siyah incir, zeytin, son yıllarda kivi, nektar gibi çok önemli ürünlerin artık Bursa’da ciddi yer kapladığını ve her geçen gün de buna dair ciddi bir altyapının oluştuğunu, ciddi bir yönelmenin olduğunu görüyoruz. Bugün işte mayıs ayında başlayıp aralık ayına kadar devam eden yediveren çileğinin açıkçası çok ciddi rakamsal karşılığını görüyor Bursa üreticisi. İşte yine ejder meyvesiyle alakalı başlayan süreç var. Keza o da haziranda başlayıp kasım ayına kadar devam eden ve 5-6 kilo ürün alınan bir kalem. Yeni revize edilen Hürriyet’teki Hamidiye Tarım Lisemiz de buna çok önemli bir altyapı teşkil etti. Binanın restorasyonunu komple Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak biz yaptık. Ortaklaşa bazı çalışmalar da yapıyoruz onunla. Bursa’dan çok yakında çok önemli, sadece rakamsal anlamda değil, tarımsal anlamda çok önemli hem rakam hem ihracat hem de açıkçası çeşitlilik anlamında, kalite anlamında çok önemli başarıların Türkiye sathında duyulacağını buradan ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.