UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 2018 yılında dahil edilen Göbeklitepe, yapılan kazılar sonucunda insanlık tarihine dair önemli bulgular ortaya koydu.
Bu bulgular, tarım ve hayvancılığın yerleşikliğin nedeni değil, bir sonucu olduğunu gösterirken, bu dönemde yaşayan toplulukların sadece hayatta kalmak için değil, mimari, teknoloji ve sanatta da oldukça gelişmiş olduklarını ortaya çıkardı.
Göbeklitepe kazıları: Tarih yazımını değiştiren bulgular
Göbeklitepe’de 1995 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde sürdürülen kazılar, Neolitik Çağ’ın anıtsal yapılarının keşfedilmesine olanak sağladı. Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, elde edilen bulguların arkeoloji camiasında büyük bir etki yarattığını anlattı. Özellikle M.Ö. 9600 ile 8200 yılları arasına tarihlenen yaklaşık 1500 yıllık yerleşim katmanları, bu döneme ait toplumların yalnızca avcı-toplayıcı bir yaşam sürmediğini, aynı zamanda gelişmiş bir yerleşik hayat benimsediklerini gösteriyor.
Prof. Dr. Karul’un açıklamalarına göre, Göbeklitepe’deki kamusal anıtsal yapılar ve T biçimindeki dikili taşlar, 12 bin yıl önceki insanın mimarlık, teknoloji ve sanatta ne kadar ileri düzeyde olduğunu ortaya koyuyor. Göbeklitepe, bu özellikleriyle geçmiş toplumlara dair modern insanın sahip olduğu “ilkel toplumlar” algısını köklü bir şekilde değiştirdi.
Yerleşikliğin sebebi tarım ve hayvancılık değil
Göbeklitepe’de elde edilen en önemli bulgulardan biri, tarım ve hayvancılığın yerleşik hayatın nedeni değil, sonucu olduğunun anlaşılması. Yani yerleşik hayatı benimseyen bu topluluklar, tarım ve hayvancılığı sonradan öğrenip uygulamaya başlamışlar. Bu da insanlık tarihine dair yerleşik yaşamın dinamiklerini yeniden değerlendirmemizi sağlıyor.
12 bin yıl önceki insanlar mimarlık, teknoloji ve sanatta üstün becerilere sahipti
Göbeklitepe ve çağdaş alanlardaki kazılar, o dönemde yaşayan insanların yalnızca hayatta kalma mücadelesi veren bireyler olmadığını, aynı zamanda sanatta, teknolojide ve mimaride oldukça ileri becerilere sahip olduklarını gösterdi. Prof. Dr. Karul, 12 bin yıl önce bu coğrafyada yaşayan insanların anıtsal yapılar inşa edebilen, toplu meclisler kurabilen ve mitolojik hikayeleri sanat eserlerine işleyebilen topluluklar olduğunu açıkladı.
Tarih yazımına yeni bir perspektif: Göbeklitepe’nin önemi
Göbeklitepe, dünya tarih yazımını değiştiren bir keşif olarak kabul ediliyor. Özellikle geçmişte ilkel ve az gelişmiş olarak düşünülen topluluklara dair algılar, bu keşifle büyük ölçüde değişti. 12 bin yıl önce yaşayan toplulukların, hayatta kalmanın ötesine geçen sanatsal ve teknolojik başarılar elde ettikleri artık net bir şekilde görülüyor.
Sonuç olarak, Göbeklitepe’deki arkeolojik kazılar, tarihin yeniden yazılmasını sağlayacak kadar önemli verilere ulaşmamıza olanak sağladı. Veriler, sadece geçmişe dair bilgilerimizi değil, modern insanın tarih algısını da derinden sarsarak, insanlığın ne kadar köklü ve gelişmiş bir geçmişe sahip olduğunu gözler önüne serdi.