Orta Avrupa’nın en görkemli şehri Prag, iyi korunan tarihi dokusu, mimarisi ve sanatsal zenginliğiyle her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Çekya’nın başkenti Prag, “Avrupa’nın kalbi”, “Şehirlerin anası”, “Masal şehir” gibi isimlerle anılıyor. Şehrin güzelliği o kadar nam salmış ki 2. Dünya Savaşı’nda tahrip etmeye kıyılamayan iki şehirden biri olduğu rivayet ediliyor.
Şehirde bulunan bini aşkın kule sayısı ise “Bin kuleler şehri” adını almasına neden olmuş. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Prag’da gezilecek arnavut kaldırımlı meydanlar, kaleler ve şehri ikiye ayıran nehir üzerine kurulmuş gösterişli köprüleri, gotizm ve modernizmin en iyi örneklerini yansıtıyor.
Açık hava müzesi, mimari harikası şehir Prag’da gezilecek yerler…
Prag Kalesi
Vita Nehri’yle ikiye ayrılan şehrin sol yakasında kalan Prag Kalesi, içindeki saray, kuleler, manastır, kilise ve evlerle dünyanın en büyük antik kompleksi özelliğine sahip. Komplekse girdiğinizde uzun bir döneme yayılan inşa sürecinden dolayı birden fazla tarihi dönem özelliklerine tanıklık edeceksiniz. Kale içerisinde şehrin en önemli yapılarını görme fırsatı bulacaksınız.
Kalede Kral ve Kraliçelerin taş giyme törenlerine ev sahipliği yapmış Kraliyet Sarayı’nın en üst katında bulunan Vladislav Salonu’nu, soylularla görüşmelerin yapıldığı Diet Salonu’nu, gizemli olayların yaşandığı mahzenleri mutlaka görmelisiniz. Şehrin her köşesinde olduğu gibi sarayı gezerken de heykel ve resimlerden gözlerinizi alamayacaksınız.
Aziz Vitus Katedrali
Prag Kalesi’nin en görkemli yapısı olarak dikkat çeken Aziz Vitus Katedrali, gotik mimarisiyle göz kamaştırıyor. Herkesi kendine hayran bırakan işçiliğe sahip katedralin dış cephesinde kötü ruhları temsil eden ürpertici heykeller vardır. Belirli bir kısmının olarak gezebileceğiniz katedralde Aziz George Bazilikası, Altın Yol, Eski saray, kule ve Rosenberg Sarayı’nı da görmek isterseniz giriş ücreti ödemeniz gerekiyor.
Pek çok kilisede olduğu gibi Aziz Vitus’de de mezarlar bulunuyor fakat Nepomuk’lu Aziz Jonh’un mezarı alışılagelmişin dışında tasarımıyla mutlaka görülmesi gerekenlerden. Tamamı gümüşten yapılan mezarda Aziz John, meleklerin taşıdığı bir tabut üzerinde diz çöker vaziyette tasvir edilmiş.
Prag Kalesi bölgesinde görebileceğiniz bir diğer yer ise Altın Yol yani Golden Lane’dir. Altın Yol’da Prag’ın kasvetli gotik mimarisinden farklı olarak rengarenk sevimli evler karşılıyor sizi. 17. yüzyılda kuyumcuların bulunması nedeniyle adını alan Altın Yol’da otantik hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.
Charles (Karl) Köprüsü
Prag’ın sembolü haline gelen Charles Köprüsü, şehre gelen turistlerin en çok ziyaret etmek istediği yerlerin ilk sırasında yer alıyor. Sıradan bir köprü olmanın dışında ayrıntılı mimarisiyle göz alan Charles Köprüsü, devasa heykelleriyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Heykeller arasında Roma İmparatoru 4. Karls ve ülkenin saygın azizlerinden Nepomuklu John’un heykelleri başta olmak üzere daha birçok ilgi çekici heykel yer almaktadır.
Old Town Meydanı ve Astronomik Saat
Avrupa’da şehrin kalbinin attığı yer olan Old Town bölgeleri, Prag’da da turizmin en canlı olduğu adreslerden. Prag’ın mimari harikalarını dört bir yanınızda görebileceğiniz Old Town’da cıvıl cıvıl kafelerle tarih bir arada bulunuyor. Diğer müzelere, galerilere kolayca ulaşmanızı sağlayacak bu tarihi meydanda kahvenizi yudumlarken şehrin ritmine ayak uydurabilirsiniz. Meydan, geçmişte geçmişte kralların taç giyme törelerinden önemli isimlerin idam anlarına şahitlik etmiştir.
Meydandaki eski belediye binasının üzerinde bulunan Astronomik Saat, Prag’ın sembollerinden. Dışarıdan baktığınızda hayran olacağınız saat binasının içinde girdiğinizde ise adeta büyüleneceksiniz. Binanın alt katında içerisinde kaybolacağınız labirent şeklinde odalar ve evlerle karşılaşınca nefesiniz kesilecek. Ayrıca 70 metre yüksekliğe sahip kulenin en üst katına çıkarak Prag’ı kuş bakışı izleyebilirsiniz.
Dans Eden Ev
Son yıllarda sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarıyla popüler olan dans eden ev, mimar Frank Gehry tarafından tasarlandı. İlginç mimariye sahip Rasinovo nabrezi 80 isimli ev, şeklinden dolayı dans eden ev ismiyle anılıyor. Bombardıman altında kalarak tahrip olmuş boş binanın yerine Dekonstrüktivizm akımından bir stil kullanılmış ve eğri bina inşa edilmiş.
Orta Çağ mirasları arasında tarihte yolculuk yaparken karşınıza çıkan dans eden binayla rüyadan uyanıp günümüze geri döneceksiniz. Pek çok gezginin uğrak noktası olan bu eğik bina ilginç fotoğraflar çekilmesini de sağlıyor.