Bayburt merkeze 45 kilometre mesafede bulunan, çağdaş ve geleneksel el sanatı eserlerini aynı çatı altında buluşturan Baksı Müzesi, sonbahar renklerine bürünen çevresindeki doğayla ziyaretçilerini ağırlıyor.
Sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın, sanatın büyük şehirlere sıkıştığı düşüncesinden hareketle 2010 yılında kurduğu Baksı Müzesi, eski adı “Baksı” olan Bayraktar köyünde Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepede bulunuyor.
Ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülen müze, sıra dışı sanatsal faaliyetlerin yanı sıra çevresindeki doğal güzellikleriyle de dikkati çekiyor.
Ziyaretçilerine her mevsim farklı güzellikler sunan müzenin bulunduğu coğrafyada, bugünlerde ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü ve sararan dağların arasından geçen Çoruh Nehri’nin eşsiz manzarasıyla ayrı güzellik yaşanıyor.
Müzenin kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, bu dönemde Baksı Müzesi’nin de bulunduğu bölgede şairane bir sonbahar yaşandığını söyledi.
Yörede dört mevsimin farklı güzellikler sunduğunu anlatan Koçan, “Kar yağar, çok güzeldir. Yağmur yağar, çok güzeldir. Bulutlar buraya çok güzel yaklaşırlar. Sonbaharda aslında bazıları onu biraz hüzün diye algılarlar ama sonbahar yeni bir şeyin başlangıcıdır. Renkler değişir ve yavaş yavaş kışın koşullarını buraya davet etmeye başlar. Sonbahar bir olağanüstülüktür. Bir hüzün değil, gelecek için bir müjde gibi gelir bana. Onun içinde sonbaharda burada olmak çok güzel.” diye konuştu.
Müzeyi ziyaret için Rize’den gelen Aysun Cingöz de çok güzel bir güzergahtan Baksı’ya ulaştığını söyledi.
Baksı’ya gelmeyi çok istediğini, sonbaharda burada bulunmanın ayrı bir güzellik olduğunu belirten Cingöz, şunları kaydetti: “Karadeniz’in yemyeşil ormanlarının arasından, Ovit Tüneli’nden geçip daha sonra Bayburt’un sapsarı dağlarının arasına geldim. Daha sonra Çoruh Nehri’nin kıvrılan güzergahını takip ederek buraya ulaştım. Yolda tek başıma olmama rağmen yolun güzelliği, sükuneti, varacağım noktanın güzelliği heyecanımı artırdı. Daha sonra tepelerden Baksı’nın yapısını gördüm. Geldiğimde muhteşem bir yerle karşılaştım. Bu dağların arasına, bozkırın ortasına muhteşem vaha gibi konulmuş bir yerle karşılaştım. Burada mevsim dolayısıyla bütün renkler, sarılar, yeşiller, ne ararsanız görebileceğiniz, muhteşem havasıyla beraber harika bir mekanda olmaktan çok mutluyum.”