Porto, Portekiz’in en büyük ikinci şehri. Başkent Lizbon kadar turistik değil ama bu durum Porto için büyük bir avantaja dönüşmüş. Tarihi kentte ne kalabalık var ne de bir kaos. Bu da şehirde rahat dolaşabileceğiniz anlamına geliyor. Hatta yoğun bir turist akını olmadığı için daha ucuz da denilebilir.
Portekiz’in en gözde şehirleri arasında yer alan Porto, Avrupa’da göremeye alışkın olduğumuz şehirlerinden oldukça uzak ve insanları daha samimi. Bu şehir biraz daha bizden…
Akdeniz iklimin hakim olduğu ülkenin tarihi sokaklarında ılık ılık rüzgarlar eşliğinde gezmenin keyfi bir başka. Porto; yokuşları, tepeleri, köprüleri, renkli binaları, Duoro Nehri, harika okyanus manzarası, Gaia ve Ribeira bölgeleri ve lezzetli mi lezzetli mutfağıyla bir şehir gezisinden beklenilenin daha fazlasını size sunuyor.
Hadi gelin Porto’da gezilecek yerleri beraber inceleyelim…
Dom Luis Köprüsü
Porto’nun simgelerinden biri haline gelen Dom Luis Köprüsü, ülkeye giden turistlerin ilk ziyaret ettiği noktalar arasında bulunuyor. Köprü, şehrin tarihi dokusuyla öyle bir bütünlük sağlamış ki, bu durum köprüyü ‘bir metal yığını’ olmanın ötesine tanışmış.
İki katlı köprünün toplam uzunluğu 395 metre, nehirden yüksekliği 85 metre ve genişliği ise 8 metre oluşuyor.
Porto Katedrali (Sé do Porto)
Hemen hemen birçok Avrupa şehrinde katedral bulunuyor. Bu şehirlerden biri de Porto. Fakat Roma ve gotik mimari stillerinde inşa edilen Porto Katedrali, Avrupa’daki ve özellikle İtalya’daki katedrallere kıyasla biraz sönük kalıyor.
Ribeira
Porto’nun ruhunu tam anlamıyla anlamak için Ribeira gitmeniz gerekiyor. Burası nehir kenarında tarihi renkli evlerin yer aldığı bir bölge. Zaten Ribeira sözcüğü de “Nehir Kenarı” anlamına geliyor. Bu isim buradaki bütün alanı kapsıyor.
Şehre gelen bazı turistler Ribeira’da tekne turlarına katılırken bazıları ise nehir manzaralı restoranlarda keyifli anların tadını çıkıyor.
Praça de Liberdade (Özgürlük Meydanı)
Her şehrin popüler bir meydanı vardır. Tabii ki Porto’nun da meşhur bir meydanı var. Praça de Liberdade’nin tam merkezinde 4. Peter’in at üstünde elinde Portekiz Anayasası’nı tuttuğu bir heykel var. Çevresinde tarihi yapıların olduğu bu meydanı görmemeniz imkansız neredeyse. Çünkü geziniz esnasında mutlaka denk geleceğiniz bir konumda yer alıyor.
Sao Bento İstasyonu
Bildiğiniz tüm tren istasyonlarını unutun! Sao Bento istasyonuna daha girmeden mimarisiyle sizi büyülüyor. Duvarlarında seramik taşlarda çeşitli dini figürler ve semboller olan istasyon adeta bir müzeyi andırıyor. Bu taşlardaki her bir resim Porto tarihinden farklı bir detayı temsil ediyor.