Başkent Cezayir’in eski yerleşim yeri olan Kasba’da bulunan asırlık Osmanlı hamamları, aradan geçen uzun yıllara rağmen hamam, restoran ve müze gibi farklı alanlarda hizmet vermeye devam ediyor.
Ülke kültüründe hala önemli bir yer tutan Osmanlı hamamları, geleneksel olarak cuma günleri, bayram ve düğün törenleri öncesi gibi özel zamanlarda Cezayirliler tarafından tercih edilen mekanlar arasında.
Osmanlı döneminden kalan Sidna gibi bazı hamamlar, aslına uygun şekilde, geleneksel restorana çevrilerek yerli ve yabancı turistlerin hizmetine sunulurken, “Dar Mustafa Paşa Sarayı” gibi müzelerin içerisinde bulunan Osmanlı hamamları ise ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
Osmanlı hamamlarının sayısı zamanla 60’a kadar ulaştı
Kültürel mirasın korunması alanında uzman Batna 1 Üniversitesi Tarih Fakültesi Öğretim Üyesi Ermoli Bilal, 1529 yılında Barbaros Hayrettin Paşa ve kardeşlerinin İspanyolları Cezayir’den çıkarmasının ardından Kasba’da ilk hamamların inşa edilmeye başlandığını söyledi.
Bilal, şehrin zaman içerisinde genişlemesi ve özellikle de Endülüs’ün yıkılmasının ardından kente yönelik göç dalgasıyla beraber artan nüfusun ihtiyacına binaen Kasba’daki hamam sayılarının o dönem 16’ya kadar çıktığını ifade etti.
Cezayirli tarihçi, Cezayir’de Hasan Paşa zamanında Keçiova Camisi’nin genişletilmesi kapsamında yapılan yenilemeler ile Kasba’daki hamam sayısının 60’a kadar yükseldiğini kaydetti.
Kasba’daki Fransız sömürgesi döneminde onlarca Osmanlı hamamı yok edildi
Cezayir’in eski şehri Kasba’da Osmanlı döneminden günümüze ulaşan yaklaşık 10 hamam bulunduğunu ifade eden Bilal, “1830 itibarıyla başlayan Fransa sömürge döneminde Kasba’da yapılan tahribatla şehrin çehresi değiştirildi. Bölgede onlarca tarihi Osmanlı hamamı yok edildi.” dedi.
Bilal, sözlerine şöyle devam etti “Günümüzde tarihi alanda ona yakın hamam bulunuyor. Bu hamamların bazıları hala Cezayirliler tarafından aktif olarak kullanılıyor. Kimileri restorasyonu yapılarak müzeye dönüştürüldü. Sidna Hamamı ise uygun şekilde geleneksel bir restoran olarak hizmet veriyor.”
Osmanlı hamamlarının sosyal bir yönü vardı
Şehirde Osmanlı zamanında hamamların sosyal bir yönünün de olduğunu ifade eden Bilal, “O dönem hamamlar, halkın bir araya gelerek aralarındaki iletişimi kuvvetlendirdiği ve sosyal bağların devamlılığına katkı sağlayan alanlar olarak kullanılıyordu.” diye konuştu.
Dar Sultan Restoranı sahibi Riyad Osman ise ülkede Fransız sömürgesi sonrası atıl halde bulunan Sidna Hamamı’nı aslına uygun şekilde restore ederek Cezayir’in geleneksel lezzetlerinin sunulduğu otantik bir restorana çevirdiklerini söyledi.
Sidna’nın Cezayir’in eski yerleşim yerinde 1575 yılında inşa edildiğini aktaran Osman, hamamın daha önce Hasan Paşa, Hüseyin Dayı gibi birçok Osmanlı yöneticisine hizmet veren tarihi bir mekan olduğunu hatırlattı.
Osman, ülkeye gelen birçok yerli ve yabancı turistin Osmanlılar tarafından inşa edilen eski yerleşim yeri Kasba’yı dolaşarak başladıkları günlerini geleneksel Cezayir lezzetlerinin sunulduğu Dar Sultan Restoranı’nda kültürel müzik eşliğinde yemek yiyerek tamamladıklarını ifade etti.
Cezayirliler özel günlerden önce Osmanlı hamamlarına gitme geleneğini sürdürüyor
Keçiova Hamamı görevlisi Muhammed Halim, Kasba’daki tarihi hamamların asırlardır kullanıldığını dile getirdi.
Osmanlı’dan gelen hamama gitme kültürünün Cezayirliler tarafından bir gelenek olarak sürdürüldüğünü kaydeden Halim, “Biz Cezayirliler, özellikle dini özel günler ve düğün, nişan gibi törenlerden önce muhakkak hamama gideriz.” ifadelerini kullandı.
Keçiova Hamamı’nın kendisi için çok farklı bir yeri olduğunu vurgulayan Halim, “Babam da ben de hac görevimizi yapmadan önce Keçiova Hamamı’na gelmiştik.” dedi. UNESCO tarafından 1992 yılında Dünya Miras Listesi’ne alınan Kasba’da, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan 10 hamam bulunuyor.