Akdeniz Bölgesi’nin tarihi dokularıyla, doğal güzellikleriyle ve kültürüyle ön plana çıkmış olan şehri Adana, her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akına uğruyor.
Bulunduğu coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan şehir, ziyaretçileri tarafından hayranlıkla karşılanıyor. Bünyesinde bulundurduğu doğal oluşumlar, geçmiş uygarlıklara ait tarihi yapılar ve mimari eserleri bu şehri ön plana çıkarıyor.
Aynı zamanda Adanalılar, diğer şehirlerden 1-0 önde olduğunu söyleyerek, 1 sene ileriden gittiklerini düşünüyor. Bu yüzden her yıl düzenlenen yılbaşı etkinliklerinde, 1 sene öncesinin kutlamasını yaşıyorlar.
Bu şekilde muhteşem güzelliklere sahip olan Adana’yı, haydin gelin birlikte keşfedelim. Hem tarihi bir yolculuğa çıkalım hem de kültürünü tanıyalım.
Yemek kültürüyle de ün salmış olan şehrin, birbirinden güzel yöresel yemekleri de bulunuyor.
TAŞ KÖPRÜ
Adana’nın il merkezine 2 kilometre mesafede bulunan Taş Köprü, Seyhan Nehri üzerine inşa edilmiş. Seyhan Nehri’nin süzülerek dans eden suyunun üzerine yapılan bu yapı, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmış. O günden bugüne kadar ayakta kalmayı başarmış olan bu tarihi miras, dünyanın halen kullanılan en eski köprüleri arasında bulunuyor.
Taş Köprü, 319 metre uzunluğuna ve 13 metre yüksekliğine sahip. Zamanında çeşitli tadilatlara d a uğramış olan köprünün 21 kemerinden sadece 14’ü ayakta kalmayı başarmış. Bu taş yapının üzerinde de zamanın izlerini taşıyan, iki aslan kabartması yer alıyor.
Ziyaretçiler, Taş Köprü üzerinde hem nehrin manzarasını seyrediyor hem de fotoğraf çekilerek anı ölümsüzleştiriyor. Eğer sizler de bu tarihi yapının üzerinde bir gezinti yapmak isterseniz, ziyaret edebilirsiniz.
BÜYÜK SAAT KULESİ
Seyhan ilçesinde yer alan görkemli Büyük Saat Kulesi, şehri temsil eden önemli yapılar arasında bulunuyor. 1881 yılında Vali Ziya Paşa tarafından yaptırılmış olan bu cezbedici Büyük Saat Kulesi, kesme taşlar kullanarak inşa edilmiş. Anlayacağınız o ki Adana, taş yapıtlarıyla ünlü bir şehrimiz.
Uzunluğu yaklaşık 32 metre olan kule, kare prizma şekline sahip. Saat Kulesi, dikdörtgen şeklindeki taş tuğlalardan yaptırılmış. Osmanlı’da birçok illerde saat kulesi yaptırılmış. Bu saat kulesi de o zamanlarda inşa ettirilmiş en büyük saat kulesi olarak tarihe geçmiş.
Büyük Saat Kulesi’ndeki saat ise, zamanında Almanya’dan özel olarak getirilip yerleştirilmiş. Bu saat kulesi, Adana’da yaşanan depremde bile zarar görmemiş. Bu yüzden çok sağlam bir temeli olduğu da konuşuluyor.
Yerli ve yabancı turistler, Adana ile sembolize olmuş Büyük Saat Kulesi’ni görmeden şehirden ayrılmıyor.
TARİHİ KAZANCILAR ÇARŞISI
Büyük Saat Kulesi’nin hemen yan tarafında bulunan Tarihi Kazancılar Çarşısı, Adana’nın kültürünü en iyi şekilde tanıyacağız yerler arasında. Sıra sıra dizilmiş olan dükkanların bulunduğu bu tarihi çarşının içerisinde; bakırcılar, kalaycılar, hediyelik eşya dükkanları, terziler ve marangozluk yapan zanaatkarlar yer alıyor. Yarım asırdır devam eden mesleklerini hala devam ettiren ustalar, Adana’nın tarihi kültürüne sahip çıkıyor.
Anadolu bulunan geleneksel kapalı çarşılarıyla aynı özelliğe sahip olan Tarihi Kazancılar Çarşısı’nı ziyaret ettiğinizde, hem sevdiklerinize hediyelik eşya alabilir hem de çarşıyı keşfedebilirsiniz.
ULU CAMİ
Seyhan ilçesinde bulunan yapılar arasındaki Ulu Cami, büyüklüğü ve tarihiyle Adana’nın en önemli yapıları arasında yer alıyor. 1513 yılında Ramazan oğlu Halil Bey tarafından inşa ettirilmiş olan bu cami, mimari yapısıyla da ziyaretçilerinin gözlerini kamaştırıyor.
Ulu Cami; Selçuklu, Memluklu ve Osmanlı mimarisinin derlendiği bir yapı. Mermer taşları kullanarak yaptırılmış olan caminin batı kapısında da iki tane yılan kabartması bulunuyor. İçerisi ise çini süslemeleriyle renklendirilmiş.
ADANA SİNEMA MÜZESİ
Seyhan ilçesinde bulunan Adana Sinema Müzesi, 2011 yılında tarihi Adana evlerinden birine kurulmuş. Özellikle şehre özgü yönetmenlerin eserlerinin sergilendiği bu müze, sinemaseverlerin rotasını oluşturuyor.
Müzenin içerisinde yönetmenler, oyuncular ve yapımcılar ile ilgili eserler tanıtılarak, gelecek nesillere aktarımı sağlanıyor. Müzenin giriş katında sıra sıra asılmış olan film afişleri ve posterler yer alırken, ikinci katında ise Yılmaz Güney’e ait eserler var.
Müzede; Yılmaz Güney’e, Abidin Dino’ya ve Orhan Kemal’in heykelleri de var. Aynı zamanda bir de kütüphane ile müze desteklenmiş.
Sinema sektörüne ilginiz varsa, Adana’ya gittiğinizde rotanızı Adana Sinema Müzesi’ne çevirin.
BEBEKLİ KİLİSE
Aziz Pavlus Kilisesi olarak da bilinen Bebekli Kilisesi, 1880-1990 yıllarında yapıldığı tahmin ediliyor. Üzerinde Meryem Ana’nın tunçtan heykelinin yer aldığı kilise, İtalyan Katolik kilisesi. 1915 yılında yaşanan Ermeni Kırımı’ndan sonra Adana’da Ermeni cemaat kalmamış. Bu yüzden Bebekli Kilisesi Katolik cemaate verilmiş.
Kilisenin tepesinde bulunan 2,5 metre yüksekliğe sahip Meryem Ana’nın heykeli, yabancı turistler tarafından ilgiyle karşılanıyor. Bu heykel bebeğe benzediği için halk arasında bu kilisenin ismi ‘Bebekli Kilisesi’ olarak biliniyor.
KAPIKAYA KANYONU
Doğal güzelliğini gözler önüne sermiş olan Kapıkaya Kanyonu, Karaisalı ilçe sınırlarında bulunuyor. Adana il merkezine 72 kilometre mesafede yer alan Kapıkaya Kanyonu, doğaseverlerin vazgeçemediği bir yer.
İnanılmaz bir atmosfere sahip olan kanyon, yaklaşık 200 metre yüksekliğiyle ve ortasında akan Çakıt Çayı ile ziyaretçilerine görsel şölen sunuyor.
Tertemiz bir hava solumak, yürüyüş yapmak ve doğayla dolu dolu bir gün geçirmek isteyen kişiler burayı tercih ediyor. İçerisine ahşap yürüyüş parkurları da yapılmış. Ziyaretçilerin bu kanyonu keyifli bir şekilde gezmesini sağlamak için her şey düşünülmüş.
Yamaç tırmanışı da yapılan bu kanyonda, 7 bin 250 metre yürüyüş güzergahı bulunuyor. Kanyonun 400 metresinde ise güvenliği sağlamak için korkuluk bulunuyor.
YAYLALAR
Adana’nın birçok doğal güzelliğinin bulunduğunu söylemiştik. Bu şehri yaylarıyla ve yemyeşil alanlarıyla tam bir doğa harikası.
Kamp severlerin vazgeçemediği Adana yaylaları her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Kış mevsiminde çam ağaçlarının bembeyaz görüntüsü, yazın ise yemyeşil orman örtüsü enfes bir manzara oluşturuyor. Şimdi Adana’nın yaylalarını sizinle tanıyalım.
Kızıldağ Yaylası
Kızıldağ Yaylası, Karaisalı ilçe sınırlarında yer alıyor ve Adana’nın en eski yaylası olarak biliniyor. Adana’nın en yüksek rakımına sahip olan bu yayla, 1550 metreden başlayarak 1700 metreye kadar değişim gösteriyor.
Burada adeta oksijene doyacaksınız ve bu tertemiz hava başınızı biraz ağrıtacak. Tarihte de Adanalıların yaşam alanını oluşturmuş olan Kızıldağ Yaylası, yazları Adana halkının konakladığı bir yermiş. Bu yayla her yıl, 630 yıllık bir geçmişe sahip olan Karakucak Güreşleri’ne de ev sahipliği yapıyor. Ağustos ayında düzenlenen festivalde renkli görüntüler oluşuyor.
Kızıldağ Yaylası’nın içerisinde birçok ağaç türü mevcut. Bunlar; çam, ardıç, ladin, köknar ve katran ağaçları. Bu ağaçların arasında gezintiye çıktığınızda birçok canlı türünü de göreceksiniz. Kızıldağ Yaylası, hem bitki çeşitliğiyle hem de canlı türleriyle bir yaşam alanını oluşturuyor.
Yaylanın içerisinde tarihi bir çeşme de bulunuyor. Bu gürül gürül akan çeşmenin suyu ise buz gibi. Genellikle ziyaretçilerin piknik yapmak için tercih ettiği Kızıldağ Yaylası, ziyaretçilerine her türlü imkanı sunuyor. Kamp alanları, kasaplar, lokantalar ve restoranlar bulunuyor. Adanalıların vazgeçilmez kebabını da burada yiyebilirsiniz.
Kızıldağ Yaylası dışında gidebileceğiniz yaylalar ise; Horzum Yaylası, Aladağ Meydan Yaylası, Armutoğlu Yaylası, Belemedik Yaylası, Kürebeli Yaylası, Çatak Yaylası ve Obruk Yaylası. Bu yaylalar Kızıldağ Yaylası’nın güzelliğini aratmıyor.
VARDA KÖPRÜSÜ
1912 yılında Almanlar tarafından inşa edilen Varda Köprüsü, Karaisalı ilçesinde bulunuyor. Bu köprü Almanlar tarafından yaptırıldığı için halk arasında ‘Alman Köprüsü’ olarak biliniyor.
Adana il merkezine 64 kilometre mesafede bulunan Varda Köprüsü’nün yapılış amacını sizler için öğrendik.
Meğerse bu köprü İstanbul-Bağdat-Hicaz Demiryolu hattını tamamlamak için yaptırılmış ve 1912 yılında hizmete açılmış. Almanlar körünün yapımında çelik kafes taş örme tekniğini kullanmış.
Mimari özelliğiyle dikkat çeken Varda Köprüsü, 172 metre uzunluğunda ve 3 ana açıklık, 4 ana ayak üzerinde kurulmuş.
MİSİS KÖPRÜSÜ
Ceyhan Nehri üzerindeki Misis Köprüsü, Adana’nın Yüreğir ilçesinde yer alıyor. Tarihin baya bir eski olduğu Misis Köprüsü Roma İmparatoru Flavius Julias Costantinus tarafından inşa ettirilmiş.
Daha sonra ise çeşitli tadilatlar görmüş. 6.yüzyıl ortalarında Bizans İmparatoru I. Justiniaus tarafından ilk onarım gerçekleşmiş. Dokuz gözlü olarak yaptırılmış bu köprü, Anadolu’nun ilk Roma köprüsü olarak da tarihe geçiyor.
Misis Köprüsü bir hikayeye de konu olmuş. Rivayete göre, Lokman Hekim’in ölümsüzlük ilacını bulduğu ve bu ilacı yazdığı kağıdı Misis Köprüsü’nde elinden uçurduğu söyleniyor.
Günümüzde ise hem hikayesiyle hem görüntüsüyle cezbeden Misis Köprüsü, ziyaretçilerini ağırlıyor.
ANTİK KENTLER
AYAS ANTİK KENTİ
Tarihte birçok medeniyetin Adana’da yaşadığını söyledik. Bu medeniyetlerden kalan yapılar arasında ise Ayas Antik Kenti de yer alıyor. Yumurtalık ilçesindeki Ayas Antik Kenti, Antik Kilikya’nın önemeli bir liman kentiymiş. Eski adıyla Aegeae M.Ö. 1. yüzyılda en parlak dönemini yaşamış.
Kent günümüze kadar bütünlüğünü koruyamamış olsa da, geçmişten kalan kalıntılarıyla da dikkat çekiyor. Ayas Kalesi, Süleyman Kulesi ve Marko Polo İskelesi bu kalıntılar arasında.
Aynı zamanda Helenistik Dönem’e ait olan hastane ve tapınak kalıntıları da antik kentte bulunuyor.
Ayaz Antik Kenti’nde tarihe adım adım yürüyebilir ve kentin atmosferine kendinizi kaptırabilirsiniz.
ŞAR ANTİK KENTİ
Adana’da bulunan bir diğer antik kent ise Şar Antik Kenti. Tufanbeyli ilçesindeki bu antik kent, ‘Kilikya Komanası’ olarak da anılıyor. Geçmişte yaşamış olan Etilerin dini merkezlerinden ikinci olan Şar Antik Kenti’nde; Hitit, Roma ve Bizans eserleri yer alıyor.
Tarihe yenik düşmüş bu kentten geriye kalıntılar kalmış. Tapınak, kilise, bina, kitabeler, sütun başlıkları, kemer ve çeşitli mimari yapıların günümüze kadar gelen kalıntıları antik kentte bulunuyor.
YILAN KALESİ
Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Yılan Kalesi, Bizanslılar tarafından yaptırılmış. İhtişamlı yapısıyla şehri ayaklar altına alan Yılan Kalesi’nin, sekiz yuvarlak burcu bulunuyor. Kalenin içerisinde kilise ve sarnıç da yer alıyor.
Sarp kayaklar üzerine inşa edilmiş Yılan Kalesi, Evliya Çelebi tarafından 17’nci yüzyılda Şahmeran Kalesi adını almış.
Şahmeran efsanesinin burada geçtiği düşünüldüğü için bu adın verildiği söyleniyor. Daha sonra Türk gezgini Evliya Çelebi’nin verdiği bu isim değiştirilerek, Yılan Kalesi olmuş.
Bu yapının üzerinde Bizans, Haçlı ve Ermeni onarımlarına ait duvar kalıntıları da var. Merdivenlerle kalenin katlarına çıkılıyor. Kalenin en son katında ise bütün şehri görebileceğiniz bir teras var.
‘Ben Adana’yı yukarıdan bir izlemek istiyorum’ diyorsanız Yılan Kalesi’ne gidin.
Adana’da Ne Yenir?
Adana kebabıyla kendini tüm dünyaya duyurmuş bir şehir. Size ilk önerim enfes kebabının tadına bakmanız. Daha sonra yöresel yemekleri olan; peynirli sıkma, sarımsaklı köfte, içli köfte, yüksük çorbası, fıstık köfte, adana böreği, kamhi çorbası, ciğer, şırdan dolması, kırkkat, analı kızlı, fellah köftesi. Görüyorsunuz ki Adana, saya saya bitiremediğimiz birbirinden çeşit yöresel yemekleri bünyesinde barındırıyor.
Saydığım bu lezzetleri Adana’nın tüm restoranlarında ve lokantalarında bulabilirsiniz. Böylesine bir mutfağa sahip Adana’ya gidin ve bu yemeklerin tadına bakın.