UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Afrodisias Antik Kenti’nin bilinen en büyük evinin olduğu alanda, kazı çalışmaları 36 yıl aradan sonra yeniden başladı. Aydın’ın Karacasu ilçesindeki antik kentte ilk kazılar, 1904’te Fransız mühendis Paul Gaudin tarafından yapıldı. Bölgedeki kapsamlı arkeolojik çalışmalar ise 1961-1990 yıllarında Prof. Dr. Kenan Erim öncülüğünde gerçekleştirildi.
Erim’in 1990’da vefatının ardından kazılar, görevi devralan Oxford Üniversitesinden Prof. Dr. Roland R. R. Smith başkanlığında sürdürülüyor. Prof. Dr. Roland R.R. Smith, bulunan Kibele heykelciği nedeniyle “Kibele Evi” olarak adlandırılan, milattan sonra 5. ve 6. yüzyıllara tarihlenen evin bulunduğu alanda çalışmalar yapacaklarını söyledi.
Erim tarafından 1986 yılında kazılan ve bir bölümü ortaya çıkarılan yapıya yeni bir arkeolojik yaklaşımla tekrar bakmaya başladıklarını belirten Smith, “Yeni metotlarla kazıyı tamamlamak, çevresini düzenlemek, belgelemesini yapmak, konservasyonunu tamamlamak, ziyaretçiye açık ve ulaşılır hale getirmek üzere bu yıl burada çalışıyoruz. Burada aslında büyük bir mahalleye bakıyoruz. Sadece bir ev değil. Sur duvarlarının hemen dibine inşa edilmiş, büyük bir depo yapısı ve onun yanında bir sokak ve burada büyük bir konak, köşk görüyoruz.” dedi.
Kazılarda daha önce gün yüzüne çıkarılmış kalıntıları da yeniden incelemeye aldıklarını aktaran Smith, evin zemininin siyah ve beyaz mermerden yapıldığını ve son derece görkemli olduğunu belirlediklerini anlattı.
“Ev sahibi, Pagan geleneklerini devam ettiriyordu”
Evin yapıldığı dönemde Afrodisias’ta resmi dinin Hıristiyanlık olduğunu belirten Smith, zengin bir aristokrata ait olduğu düşünülen evde o dönemde Kibele heykelciği bulunmasının oldukça çarpıcı olduğunu vurguladı.
Smith, o dönemde kamuya açık herhangi bir yerde Hıristiyan olmayan dini gelenekleri sürdürmenin mümkün olmadığını kaydederek “Fakat bu geç antik kent konutundan anlıyoruz ki burada yaşayan aristokrat, bir Pagan’dı ve Pagan geleneklerini evinin içinde devam ettiriyordu.” diye konuştu.
Gizemli tüneller
Yapının altında tüneller keşfettiklerini de aktaran Smith şöyle devam etti: “Bu evle ilgili ilginç bir konu da evin altında büyük bir tünel ağının olması. Bu tünellerin henüz ne için kullanıldıklarını anlamış değiliz. Oradaki çalışmalarımız da devam ediyor ama altında büyük bir tünel ağı olduğunu fark ettik ve bu da eve ilginç bir özellik daha katıyor. Evin boyutu, evin içinden geçen buluntular ve evin inşaatında kullanılan malzemeler bu kişinin ciddi anlamda zengin ve normalin üzerinde bir sınıfa ait olduğunu gösteriyor. Çok muhtemel bu ev Afrodisias’ın en büyük eviydi ve henüz tamamen açığa çıkarılmadı. Bu evin Afrodisias için en önemli özelliği, Pagan, zengin aristokrat sınıfının yaşamlarını artık özel mekanlarda sürdürdüklerini göstermesi. O dönemin sosyal yaşamını göstermesi açısından çok önemli.”
Smith, Kibele Evi’ni 5 yıl sonra tamamlayıp ziyarete açmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürü Umut Tuncer de çalışmaları yerinde inceledi. Tuncer, yaptığı açıklamada, evin antik kentin “gizemli bir noktası” olduğunu, tamamın ortaya çıkarılmasıyla ziyaretçiler için cazibe merkezine dönüşebileceğini düşündüklerini söyledi.