Seyahate çıkan gezginler için en önemli faktör güvenliktir. En son açıklanan Seyahat Riski Haritasına göre Afganistan, Irak, Mali, Suriye ve Ukrayna gibi ülkelerin tümü, iş ve gezi amaçlı seyahatler için dünyadaki en tehlikeli destinasyonlar arasında yer alıyor.
Risk değerlendirme firması International SOS’un küresel güvenlik ve tıp uzmanları tarafından bir araya getirilen risk haritası 2015 yılında oluşturuldu. Endeks ilk kez kaygı, yeme bozuklukları, depresyon ve şizofreni gibi ruh sağlığı bozukluklarını sayıyor.
Liste Nasıl Derleniyor?
Ülkelerin güvenlik seviyeleri, siyasi saikli huzursuzluk, terörizm, sosyal huzursuzluk ve adi suçlar dahil olmak üzere siyasi şiddetin çalışanlara yönelik tehdidi ve diğer faktörler tarafından belirlenir.
Güvenlik nedeniyle 2023 için “aşırı risk” altındaki ülkeler arasında Afganistan, Irak, Mali, Somali, Suriye ve Ukrayna yer alıyor. Siteye göre, bu ülkeler “yolcuları ve uluslararası görevlileri hedef alan silahlı gruplar tarafından ciddi bir şiddetli saldırı tehdidi” yaşadı. Ukrayna “orta riskli” olarak derecelendirildi, ancak şu anda Rusya’nın Şubat işgalinden sonra aşırı seviyede.
Düşük Riskli” Ülkeler Hangileri?
“Düşük riskli” olarak sıralanan ülkeler ABD, Kanada, Avustralya ve çoğu Avrupa ülkesidir. Ülkelerin COVID-19 sağlık hizmetlerini, bulaşıcı hastalık standartlarını ve ilaç malzemelerinin kalitesini sıralayan tıbbi kategoride “düşük riskli” ülkeler ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Batı Avrupa’nın çoğu.
Tıbbi kategorideki “çok yüksek riskli” ülkeler arasında Afganistan, Haiti, Mali, Nijer, Libya, Kuzey Kore, Somali ve Suriye yer alıyor. Tıbbi güvenlik ve güvenlikte yüksek puanlar alan ülkeler ruh sağlığı kategorisinde alt sıralarda yer aldı ve bunun tersi de geçerli. Endeks, Batı Avrupa’da ve İskandinavya’nın çoğunda insanların %15 ila %17,5’inin ruh sağlığı sorunları yaşadığını gösteriyor. Öte yandan, Avustralya, Grönland, İspanya ve Yeni Zelanda’da %17,5 ila %20’si ruh sağlığı sorunları yaşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünyadaki yedi kişiden biri en az bir akıl veya madde bağımlılığı bozukluğu yaşıyor. DSÖ, COVID-19 pandemisinin ilk yılında anksiyete ve depresyon oranlarının %25 arttığını ortaya koymaktadır.
International SOS tıbbi direktörü Dr. Irene Lai yaptığı açıklamada, “Birçok bölgede seyahat ve sağlık risklerinin artmasıyla birlikte, kuruluşların ruh sağlığı sorunlarının süregelen etkisini hafifletmeye odaklanması da önemlidir.” Lai devam ediyor, “Önemli bir etkiye sahip olabilecek diğer akut tıbbi sorunlar düzenli olarak ortaya çıksa da, ruh sağlığı sorunları arka planda kalıyor ve göz ardı edilemez.”