Osmanlı’nın ihtişamını yansıtan tarihi bir hazine: Yıldız Sarayı

İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde yer alan Yıldız Sarayı, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da yaptırdığı son büyük saray olma özelliğine sahip. Topkapı ve Dolmabahçe’den sonra devletin üçüncü yönetim merkezi olan Yıldız Sarayı, Türk mimarisinin zarafetini ve dönemin sanat anlayışını gözler önüne seriyor.

Osmanlı’nın 33 yıllık yönetim merkezi

Türk-İslâm saray mimari geleneğinin izlerini günümüze taşıyan Yıldız Sarayı, 500 bin metrekare alana yapılan kompleks yapılarının bütününden oluşuyor. Sultan III. Selim’in annesi Mihrişah Valide Sultan için yaptırdığı köşkle temelleri atılan saray,  II. Abdülhamid’in tahta çıkmasıyla genişletiliyor ve Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi oluyor.

Yıldız Sarayı ile özdeşleşen Abdülhamid Han, bölgeye “Yıldız Sarây-ı Hümâyûnu” ismini veriyor. Sarayı, asli ikametgâhı olarak belirliyor ve ülkeyi 33 yıl boyunca buradan yönetiyor.

Yıldız Sarayı, 3 büyük kısımdan meydana gelmekte. Birincisi, devlet yönetimini ilgilendiren yapıların bulunduğu asıl saray. İkincisi sultanın kendisine ve haremine ait olan hususi bölüm, üçüncü bölüm ise dış bahçe ve çevre yapılardan oluşuyor.

Yıldız Sarayı’nda “Büyük Mabeyn Köşkü”, “Çit Kasrı”, “Küçük Mabeyn Köşkü” ve “Has Bahçe”  en dikkat çeken yapı ve alanlar arasında yer alıyor.

Sultan’ın idari makanı: Büyük Mabeyn Köşkü

Yıldız Sarayı’nın her detayında incelik ve estetik ön planda. Süslü tavanlar, el işçiliğiyle bezenmiş duvarlar, mobilyalar ve kristal aydınlatmalar Osmanlı Devleti’nin zarafetini gözler önüne seriyor. Sarayın en dikkat çekici binalarından birisi olan Büyük Mabeyn Köşkü, en ince ayrıntısına kadar dönemin sanatını bizlere yansıtıyor.

Sultan II. Abdülhamid’in idari birimlerin birisi olan Büyük Mabeyn Köşkü, sanat tarihi açısından da büyük öneme sahip. Köşk, eklektik tarzda ve gotik etkilerle tasarlanıyor. Osmanlı İmparatorluğu, Batılaşma sürecinde batıdan aldığı sanatları kendi bünyesindeki Türk-İslam sanatlarıyla sentezleyerek ortaya karma bir görsel şölen oluşturuyor. Rokoko, barok ve ampir detaylarının yer aldığı binada aynı zamanda çok fazla altın ve yıldız detayı da yer alıyor.

Köşk içerisinde giriş katta mabeynci odaları yer alıyor. Baş Mabeynci, padişahın en yakınındaki kişilerden biri. Osmanlı saray teşrifatını, adabını, padişahla görüşecek kişinin nasıl konuşması gerektiğini, ne soru sorması gerektiğini ve içeriğinin ne olduğunu tamamen talim edip, araştırıp öğreniyor.

İstihbaratın sağlandığı yer: Çit Kasrı

Çit Kasrı, Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılıyor. Sultan Abdülhamid Han döneminde büyük bir öneme sahip olan kasır, Osmanlı Dönemi’nin istihbaratının sağlandığı yerlerden biri.

Kasır içerisinde dört tane oda bulunuyor. Bir kişi hakkında şüphe duyulduğunda bu dört oda da tek tek sorguya alınıyor. Sorgudan geçenler arz odasına ulaşabiliyor ve sultanla görüşebiliyor.

Çit Kasrı içerisinde, II. Abdülhamid’in yapmış olduğu ahşap eserler, yıldız porselenleri, kişisel eşyaları ve diğer devletlerden gelen hediye eşyalar sergileniyor.  

II. Abdülhamid Han’ın hal edildiği yer: Küçük Mabeyn Köşkü

Tavan süslemeleriyle öne çıkan Küçük Mabeyn Köşkü’nün iç süslemelerinde rokoko detaylar dikkat çekiyor. Kalem işçiliğinin de ön planda olduğu köşkün tavanlarında İstanbul’a ait çizilmiş resimler ön planda.  

Küçük Mabeyn Köşkü, aynı zamanda Sultan II. Abdülhamid Han’ın son günlerini geçirdiği ve hal edildiği yer. İkinci katta bulunan büyük salonda, o anı resmeden bir tablo yer alıyor.

1909 yılında 5 kişilik bir heyet geliyor ve II. Abdülhamid’in 33 yıllık iktidarına son veriyor.

Küçük Mabeyn Köşkü’nde dikkat çeken unsurlardan bir tanesi de bir oda içerisinde yer alan “Sakal-ı Şerif.”

Yıldız Sarayı’nın Saklı Cenneti: Hasbahçe

Osmanlı padişahlarının dinlenme ve doğayla buluşma noktası olan Hasbahçe, rengarenk çiçekleri, asırlık ağaçları ve huzur dolu yürüyüş yollarıyla büyüleyici bir atmosfere sahip.

Sultan Abdülhamid, bahçe peyzajına büyük önem veriyor. İmparatorluğun her yerinden ve uzak şehirlerden çeşitli egzotik bitkiler, çiçekler ve ağaçlar sipariş edilip getirtiliyor. Tarihte “Hamid Bahçe” olarak da anılıyor. Bununu sebebi, bahçede 300 metre uzunluğunda ve 15-40 metre genişliğinde doğal bir nehir gibi görünen “Hamid” adlı bir havuz bulunması.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir