Sanat tarihçisi Süleyman Faruk Han Göncüoğlu’na göre, suyun insanlık için hayati önemi, medeniyet tarihini şekillendirdi. Osmanlı döneminde suyun en verimli şekilde kullanılması amacıyla yapılan çeşmeler, sosyal devlet anlayışının bir yansıması olarak her kesimden insanın ve sokak hayvanlarının suya ulaşmasını sağladı.
Göncüoğlu, Osmanlı mimarisinde çeşmelerin, sadece estetik değil, mühendislik açısından da eşsiz olduğunu belirtti.
Osmanlı döneminde, insanlardan ziyade kuşlar gibi hayvanlar için özel çeşmeler yapıldığını da belirten Göncüoğlu, örneğin Maltepe’deki Feyzullah Efendi Meydan Çeşmesi gibi yapıların dünyada tek örnek olduğunu ifade etti. Ayrıca, bazı çeşmelerde insan sağlığını korumak amacıyla el veya ağız değmeden su içmeyi sağlayan düzenekler bulunuyordu.
Göncüoğlu, birçok çeşmenin restore edilip hizmet vermeye devam ettiğini, ancak bazı önemli çeşmelerin hala atıl durumda olduğunu anlattı.
Üsküdar’daki Hüseyin Avni Paşa Çeşmesi’nin örneğinde olduğu gibi, bu yapılar bir zamanlar suyun can verdiği sosyal merkezlerdi. Çeşmelerin akmamasını bir “hafıza kaybı” olarak nitelendiren Göncüoğlu, bu yapılar üzerinden şehirlerimizde yeniden bir sevgi kültürü oluşturabileceğimizi söyledi.