Fotoğraf Sanatçısı Cemil Şahin, Hazreti Mevlana’nın Fihi Ma Fih kitabında övdüğü Tokat’ın tarihini ve kültürünü Haber7 için yazdı.
Tokat’a Gitmek Gerek…
Hz. Mevlana’nın “Tokat’a gitmek gerek. Çünkü Tokat’ta insan ve iklim mutedil.” diye övdüğü tek şehirdir.
Şehirle ilgili en güzel sözü Hz. Mevlana, Fihi Ma Fih’te söylüyor.
Türkiye’nin her köşesi cennet. İşte bu cennet şehirlerden biri de Tokat. Eski çağlara uzanan uygarlıkların merkezi olan Tokat, tarihi dokusu ve konakları ile güzide bir ilimizdir. Orta Karadeniz Bölümü’nün iç kısımlarında yer alan ve Yeşilırmak’ın içinden geçtiği Tokat; kuzeyinde Samsun, kuzeydoğusunda Ordu, güneyinde Sivas, güneybatısında Yozgat ve batısında Amasya ili ile çevrili güzide bir ilimizdir.
Peki Hz. Mevlana’nın dediği gibi Tokat’a neden gitmeliyiz? Bu sualin cevabını gitmeden anlamak zor elbette.
Bir vesile ile fotoğraf sanatçıları olarak ben Cemil Şahin, Saime Güler ve Erhan Sınmaz arkadaşım ile revan olduk yollara. Tokat Valimiz Sayın Abdullah Köklü Beyefendi’yi ziyaret edip, görevinde başarılar dileyip, oradan Ordu’ya doğru yola çıkacağız.
Pazar akşamüstü Tokat’a geldik. Dinlendikten sonra ekip olarak makinalarımızı yanımıza aldık. Gece fotoğraf çekmeye çıktık. Şehre ilk defa geliyoruz. Ama hayranlığımız gitgide artıyor. Tertemiz şehir gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel.
Fotoğrafçı rahat durur mu?
Güzel çekimler yaptık. Pazartesi sabahı önce Tokat İl Müftümüz Sayın Esat Yapıcı ile görüştük. Güzel bir sohbetin ardından bizi Tokat’ın piri güzel insan Hasan Erdem Ağabeyimiz ile buluşturdu.
Tokat’ı onun ağzından dinlemek ayrı bir lezzet verdi bize. Pazar olmasına rağmen her yeri açtırıp, bilgilendirmesi bizi çok bahtiyar etti. Onun sayesinde şehrin bir kısmını gezme ve tanıma imkanı oldu.
Kapı tokmaklarını, konakları, hamamları, camileri, kervansarayları ve sokakları arşınlayıp, hepimize unutulmaz bir anı bıraktı. Anlat anlat bitmez. Tokat’taki tarihi eserlerin estetiği ve zerafeti insanı alıyor kendinden. Şehrin konaklarının eşi benzeri yok. Buram buram tarih kokuyor Tokat.
Hz. Mevlana boşuna söylememiş Tokat’ı.
İlk bakır madeni burada işlenmiş. Saraylara özel el işçiliği tepsiler ve her türlü bakır eşya burada yapılmış. Bakır işçiliği çok önem kazanmış. Müzede her türlü bakır işçiliğinin örneklerini görmek mümkün. Yazmacılık çok önem kazanmış. Osmanlı’nın elvan baskı tekniği ile hazırlanan en önemli yazmaları öncelikle buradan çıkmış. Kalıplar özellikle ıhlamur ağacından yapılmış. Ihlamur ağacı damar yapısı, boyayı emmesi ve kolay oyulabilmesi gibi özelliklerinden dolayı kullanılmış. Baskılar yapıldıktan sonra Ta sistemi denilen bir yöntem ile yazmalar asılıp kurutuluyor. Tokat elmalısı, Tokat üzümlüsü gibi birçok çeşidi mevcut.
Taş baskı tekniği burada önem kazanmış. El emeği göz nuru güzellliği görünce ecdadın nasıl emek verdiğini görmekteyiz. Müzelerde ihtişam, sanat ve Tokat’ın her türlü tarihi yönünü görmekteyiz. En ilginç olanlardan biri ise ilk plakalı bisikletin burada olması. Mutlaka görülmesi gereken muhteşem bir yer Tokat.
Şehrin eksiği -Hasan Erdem Usta’nın dediği gibi- insanların gelince faydalanabileceği bir gezi rehberi yok. Hasan Ağabey Tokat için bulunmaz hint kumaşı misali Şehr-i Tokat’ı arşın arşın her noktasını, her tarihini ayrıntıları ile bilen müstesna biri.
Bu yüzden Tokat’ın tanıtımında herkes elini taşın altına koymalı, yardımcı olunmalı. İnsanların Tokat’ta bakıp da göremediklerini göstermek için arşın arşın gezip, tanıtmalıyız. Bu tarihe, bu güzelliğe sahip çıkmalıyız.
Sezar’ın gelip, o müthiş sözü söylediği yer Tokat’tır. M.Ö. 47’de Zile önlerinde yapılan üçüncü savaşı kazanan İmparator Jül Sezar, bu sevincini “Veni, vidi, vici.” yani “Geldim, gördüm, yendim.” sözleriyle Roma’ya müjdelemiştir.
Biz de fotoğraf sanatçıları Saime Güler, Erhan Sınmaz ve ben Cemil Şahin “Geldik, Gördük, Çektik” diyerek ortaya bakıp da göremediklerimizi sergiledik şimdilik.
Çok teşekkür ediyorum önce Müftümüz Esad Hocam’a ve Hasan Erdem Ağabeyimiz’e.
Valimiz Abdullah Köklü ile Pazartesi saat 17.00’de görüştük. Her şehre böyle vali gerek. İşte Devlet dedim görünce vizyonu yetiyor görünce. Çok güzel bir görüşmenin ardından ayrılık vakti geldi. Tokat’ın Şehremini’ne nazik alakalarından ve tevazusundan dolayı en kalbi teşekkürlerimizi tekrar iletiyorum buradan. Sayın Valimiz, Erhan Sınmaz arkadaşıma “Belediye Başkanımız Mehmet Kemal Yazıcıoğlu sizinle görüşmek ister. Fotoğraflarınızı gösterdim. Çok beğendi.” dedi. Çarşamba sabah 09.00’a randevu aldık. Ordu dönüşü tekrar geleceğiz diyerek valilikten ayrıldık.
Tokat’ta tarihi eserlerin estetiği, zerafeti insanı alıyor kendinden. Anadolu’da ilk kurulan medreselerden Yağbasan Medresesi ve ilk astronomi merkezinin varoluşu… Ulu Camii ki eşi benzeri yok. Tokat’ta ilk örneklerini görmekteyiz. Tokat’a işte bu yüzden gitmeliyiz.
Her köşesi saklı saray gibi. Tarih tünelinin içinden geçip gidiyoruz. Anadolu’nun ilk Türk İslam Üniversitesi 1150 tarihindeTokat’ta açılmış. Rasat işlemleri ilk defa burada yapılmış.
Anadolu’da ikinci büyük Mevlevihane Tokat’ta açılmış. İlk olarak M. 1638 yılında Sultan 1.Ahmet’in vezirlerinden Sülün Muslu Ağa yaptırmış. Sultan Abdülmecid döneminde yenilenmiş. Ahşap Mevlevihane XIX.yüzyıl barok sanatının Anadolu’daki en güzel örneklerinden biridir.
Tabi ki şehrin en güzel tarihi eserlerinden biri 1902 yılında yapılan tarihi saat kulesidir. 2.Abdülhamid’in tahta oturuşunun 25.yılı anısına Mutasarrıf Bekir Paşa ve Belediye Reisi Mütevellioğlu Enver Bey tarafından halkın da katkılarıyla yaptırılmıştır.
Tokat’ı anlat anlat bitmez. Zengin estetik konaklarını görünce o yıllara gidiyorsunuz.
Gastronomi açısından çok zengin bir kültüre sahip şehrimiz. Müthiş lezzetleri mevcut. Geçmişten günümüze ulaşan hala o eski Osmanlı lezzetlerini tatmak mümkün.
Ve Tokat’ın kıymetli Belediye Başkanı Sayın Mehmet Kemal Yazıcıoğlu Beyefendi ile Çarşamba sabahı 09.00’da görüştük. Tarihi, gastronomisi, konakları ve estetiği müthiş olan bu şehre en üst seviyede en iyi hizmeti yapmak için verdiği uğraşı ve gözlerindeki o sevgiyi görmek açıkçası bizleri de hayli memnun etti. Şehrin tanıtımı için var gücüyle çalışan, sempatik ve tevazu dolu Başkan ile karşılıklı bilgiler eşliğinde güzel bir görüşme yaptık. Bizler çok memnun ayrıldık. Lakin gerçekten aklımız Tokat’ta kaldı.
Tokat tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Hatti, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişmendli, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı dönemine kadar gelişen süreç içerisinde tarihin her dönemine ait eserleri Tokat’ın her bölgesinde bulabilmek mümkündür. Bu yönüyle Tokat bir açık hava müzesi konumundadır.
En büyük özelliklerden biri ise Yeşilırmak Nehrinin şehrin merkezinden geçmesi. Şehri apayrı bir güzellik katıyor. Yöre halkı ve dışardan gezmeye gelenler sultan kayıkları ile unutulmaz heyecanlar yaşıyorlar. Tarihi taş köprü şehrin sembol eserlerinden biri.
Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde şehre büyük vurgu yapmıştır.
“Evvela Mısır ve Bağdad’dan başka Şam, Haleb, Ayıntab, Diyarbakır, Tire, Manisa ve İzmir’dir. Sekizinci büyük şehir bu Tokat şehridir. Allah imar etsin.” ifadeleriyle övgülerini dile getirmiştir…
Sizce bu eşsiz muhteşem güzellikleri Tokat’ı görmeye yetmez mi?
Bizler de bu minvalde Evliya Çelebi’nin övdüğü Şehr-i Tokat’a her an hizmet etmeye var gücümüzle çalışacağız. Tokat tarih sahnelerindeki statüsü yüksek bir ilimiz.
Hz. Mevlana’nın söylediği gibi.
Tokat’a gitmek gerek.