Ankara-Tatvan güzergahını yaklaşık 28 saatte tamamlayan Turistik Tatvan Treni’nin ikinci seferi, İstanbul Üniversitesi öğrencilerini ağırladı.
1262 kilometrelik Anadolu keşfi
Seyahat tutkunlarına Ankara ile Tatvan arasındaki güzergah boyunca eşsiz doğa güzellikleri ve tarihi yerleri görme fırsatı sunan turizm treni, üniversite öğrencilerinin de Anadolu’yu yakından tanımasını sağladı. Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun trenin tanıtımı için düzenlediği tur etkinliğine katılan AA ekibi de Ankara ile Tatvan arasındaki yolculuğu görüntüledi.
160 yolcu kapasiteli trende yolcuların çoğunluğunu oluşturan 130’u aşkın İstanbul Üniversitesi öğrencisi, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini görmenin keyfini çıkardı.
Tarihi yapıları gezdiler
Trende müzik eşliğinde eğlenen gençler, manzaraya karşı kitap okudu ve oyunlar oynadılar. Elazığ’daki molada tarihi alanları ve müzeleri gezen öğrenciler, Tatvan’da da Türkiye’nin en büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü, Islahiye Medresesi ve Ahlat Selçuklu Mezarlığı gibi tarihi yerleri yakından görme şansını yakaladılar.
“Buraya kadar gelmeyi hayal etmemiştim”
Yolculuğa katılan öğrencilerden Arzu Eyyübova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tren yolculuğunun harika geçtiğini söyledi.
Arkadaşlarıyla yolculuğun çok zevkli olduğunu belirten Eyyübova, “Anadolu’yu görmek hep hayalimdi ve Turistik Tatvan Treni ile bu hayalim gerçekleşmiş oldu. Dün Elazığ’daydık, mola verdik. Orada Basın Müzesi’ne gittik, Hamam Müzesi’ne gittik, birçok tarihi yere gittik. Rehber de olduğu için sürekli bize anlatıyordu, anlattıkça da bilgilendirici oldu.” dedi.
Tatvan’da çok güzel karşılandıklarını söyleyen Eyyübova, şöyle konuştu:
“Sabah erkenden kalktık, geziye başladık, Tatvan’dan Nemrut’a geldik ve burayı çok beğendik. Ben aslında buraya kadar gelmeyi hayal etmemiştim. Yukarıdan bakarız, birkaç fotoğraf alırız, rehber bize anlatır ve biter diye düşünmüştük ama bayağı geldik, suya dokunduk, gezdik, sohbet ettik, fotoğraf çektirdik. Özellikle öğrenciler için çok güzel oldu. Bu benim ilk deneyimimdi ama üniversite ortamında yaşamak çok başkaydı.”