Arkeolog Murat Sav, Çemberlitaş’ın, İstanbul’un ilk kimlik kazandığı dönemlerde inşa edilmiş özel bir noktası olduğunu söyleyerek, sütunun Roma şehircilik düzeninin İstanbul’daki ana arterlerinden biri olduğunu açıkladı. Sav, sütunun hem sembolik hem de kutsal emanetlerle ilgili söylenceleri barındırdığını da ifade etti.
Çemberlitaş, Konstantinos’un şehri yeniden inşa ederken genişlettiği alanın merkezi oldu. Pagan ve Hristiyanlık dönemlerinde de farklı işlevlerle kullanılan sütunun, 7. ve 8. yüzyıllarda bir şapele, 12. yüzyılda ise beyaz mermerden bir baş tabana sahip olduğu biliniyor. Osmanlı döneminde de çeşitli önemli yapılarla çevrili olan sütun, günümüzde hala önemli bir tarihi eser olarak korunuyor.
Roma ve Osmanlı dönemlerinde törenlerin ve sosyal etkinliklerin merkezi olan Çemberlitaş’ın çevresi bugün de tarihi ve kültürel değerini koruyor.