Boğaz’a hakim konumu, tarihi önemi, mimarisi ve yaklaşık 600 yıllık tanıklığıyla İstanbul’un eşsiz güzelliklerinden olan; Fatih Sultan Mehmet’in şehre yadigârı Rumeli Hisarı’nda restorasyon çalışmalarını sürdüren İBB Miras, büyük fethin 571. yılında Hisar’ın altındaki tünel yapısını keşfetti. Keşfedilen tünel ilk kez görüntülendi.
Tünel içinde gerçekleştirilen keşifte beşik tonozlu üst örtü, kemerli açıklıklar ve 19. yüzyıla tarihlenen tuğlalar rastlanan ilk bulgular olarak kayda geçti. Sahip olduğu genel özellikler sebebiyle tünelin bir su yolu hattı-drenaj kanalı olduğu tahmin ediliyor. 1949 tarihli kadastral paftada yer alan çizimlerde tünel girişinin, su yolu olması muhtemel bir hat ile Hisar sınırından Kale Ağası Sokak’a bağlandığı görülüyor. 1845 tarihli bir haritada ise Rumeli Hisarı sırtlarındaki suların Kanlıkavak Deresi (Kheimarrous Deresi) ile bağlantılı olduğu anlaşılıyor. Tünel içerisinde dikkat çeken, 19. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen “S.P.” damgalı tuğlalar ise yapının 19. yüzyılda çeşitli onarımlardan geçtiğine işaret ediyor.
Rumeli Hisarı, son olarak 1953-55 yılları arasında kapsamlı bir restorasyon görmüştü. Cahide Tamer, Selma Emler ve Mualla Eyüboğlu Anhegger gibi Cumhuriyet tarihinin önemli kadın mimarlarıyla anılan bu restorasyondan sonra, 2021 yılında yeni bir restorasyon süreci başladı. Bilim Kurulu’nca onaylı projede Hisar için konservasyon ve bakım çalışmalarını içeren bir restorasyon süreci planlandı.
Çandarlı Halil Paşa, Saruca Paşa ve Zağanos Kuleleri, deniz cephesindeki duvarların, kara tarafındaki kuleler ve duvarların evrensel koruma ilkeleri doğrultusunda özgün malzeme ve geleneksel tekniklerle restore edildiği belirtildi.
Bugüne kadar sadece müze alanıyla ziyaret edilebilen Rumeli Hisarı’nın yeni döneminde, Fatih Sultan Mehmet döneminin önemli isimleri Çandarlı Halil Paşa, Zağanos Paşa ve Saruca Paşa ile anılan üç kulenin kapıları, ilk kez İstanbullulara açılacak.