Karahantepe’ye Şangay’dan ödül
32 ülkenin katıldığı ve 973 hakem değerlendirilmesiyle alınan karar, Anadolu’nun tarih öncesi arkeolojisine yaptığı önemli katkıları ortaya koydu. Göbeklitepe’ye 30 kilometre mesafede yer alan ve dünyanın zaman makinesi olarak nitelendirilen Karahantepe’deki yerleşimin 11 bin 500 yıl önce başladığı ortaya çıktı.
Bilim insanları bölgedeki dev heykellerin sırrını araştırıyor
Göbeklitepe – Karahantepe Kazı Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Tarih öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Göbeklitepe’ye 30 kilometre mesafede olan Karahantepe’nin bölgede bilinen en büyük yerleşim yerlerinden biri olduğunu ifade ederek “Şimdiye kadar elde edilen tarihler, buradaki iskânın 11 bin 500 yıl önce başladığını ve bin yılı aşkın bir süre devam ettiğini gösteriyor” dedi.
Karahantepe’de elde edilen bulgular insanlık tarihine ışık tutuyor
Karul, “Karahantepe’de tarih öncesi insanın çevresinden nasıl faydalandığından, geçim stratejilerine ve özellikle de 12 bin yıl önceki insanın sembolik dünyasına en fazla yaklaştığımız alan. Özellikle mimari, teknoloji, sanat ve günlük yaşam konusunda çok fazla veriye ulaşabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Arkeoloji dünyasının kalbi Şanlıurfa’da atıyor
Karul, “Yerleşimin son evrelerinde yapıların artık yuvarlak değil dörtgen planlı yapılmaya başladıkları dönemde de özel yapılar inşa edilmeye devam ettiği anlaşıldı. Bu yapılardan birinde seki üzerinde oturur vaziyette, yüksekliği 2 metre 45 santimetreyi bulan bir insan heykeli bulundu. Karahantepe ve çağdaşı yerleşmelerde açığa çıkarılan bu yapılar gerek inşa teknikleri gerekse içlerindeki buluntular, tarih öncesi insanın oldukça kompleks bir yaşam sürdüğünü kanıtlıyor. İlk yerleşik toplumlar mimari, sanatsal üretimler ve yaşamları için gerekli olan teknolojileri geliştirmekle kalmamış bunu organize bir şekilde planlayarak hayata geçiren toplumsal düzeni de kurmuşlardır. Bulunan çok sayıdaki insan ve hayvan heykeli ile özel yapılar ilk yerleşik toplumların yaşamlarını idame ettirmeye çalışan ve basit bir yaşam süren gruplar olmadıklarını aksine sanatsal bir üslup ve beğeni anlayışına sahip gelişkin toplulukların söz konusu olduğunu kanıtlıyor” dedi.