Balıkesir ve Çanakkale’nin ortasındaki Kazdağları Milli Parkı’nda yetişen şakayık ve mavi sümbüller koruma altına alındı.
Kazdağları’nda koruma altında olan şakayık ve mavi sümbülün çiçeğini koparmanın cezasının 244 bin lira olduğu açıklandı.
Bu sene geç ısınan hava nedeniyle haziran ayında kuruması beklenen ancak temmuz ayına girilmesine rağmen canlılığını koruyan şakayık ve mavi sümbüller, bütün güzellikleriyle ziyaretçileri etkilemeye devam ediyor.
Kazdağları’na özgü olan ve beyaz renkte olanı endemik tür olarak kabul edilen, kırmızısı ise korunan bitki statüsünde olan şakayık çiçekleri Kazdağları’nın bin rakımın üzerindeki belirli bölgelerinde yetişiyor.
Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Satıl, Türkiye’de 8 çeşit şakayık bulunduğunu söyledi.
Şakayıkın Anadolu’da yaygın olarak ayı gülü, beyaz tombak ve gagaç gibi isimlerle anıldığını belirten Satıl, “Kazdağı’nda da bunun iki türü var. Birisi kırmızı, birisi beyaz çiçekli. Beyaz çiçekli olan, dünyada sadece Kazdağı’nda olan önemli endemik bir bitkidir.” dedi.
Satıl, şakayıkın mitolojik bir değeri de olduğunu dile getirerek, antik dönemde Herkül tarafından yaralanan Plüton’un tedavisinde Çin’den getirilen bir bitkinin köklerinin kullanıldığının rivayet edildiğini ve bu tedaviyi yapan doktorun da isminin Peon olduğunu, bu nedenle bitkinin bilimsel literatüre Peonya olarak geçtiğini aktardı.
Şakayıkın rengiyle, albenisi ile insanların dikkatini çeken bir güzelliğe sahip olduğunu anlatan Satıl, şöyle devam etti:
“Maalesef bazı insanlar bu bitkiyi bu güzelliğine aldanarak toplamakta veya kökleyerek bahçesine dikmeye çalışmaktadır. Oysa bu bitkiler koruma altında olan bitkilerdir. Milli Parklar tarafından koparma cezası kesilmektedir. Bu bitkileri koparıp kendi bahçenize dikmeye çalışsanız da orada yetişmezler. Çünkü bu bitkiler bin metrenin üzerinde, kara çam ormanların içinde yetişen bitkiler. Bunların doğada kalması lazım. Bu güzellikleri doğada görüp sadece fotoğraflamamız gerekiyor. Kesinlikle koparmamamız lazım.”