Türk mimarlık tarihinin en büyük simgesi olarak kabul edilen Mimar Sinan, Mimar Sinan’ı Anma ve Mimarlar Günü”nde yâd edildi. Prof. Dr. Suphi Saatçi ve yüksek inşaat mühendisi Vahit Okumuş, Büyük mühendisin tekniği hakkında açıklamalarda bulundu.
Mimar Sinan’ın, eserlerinde depremin tesirini azaltmak için yeni usuller bulduğunu söyleyen yüksek inşaat mühendisi Vahit Okumuş, “İstanbul’da bir deprem olacaksa Sinan’ın minaresi yıkılırsa ayakta bina kalmaz. Kubbesini, kemerini demiyorum. Onların yıkılmayacağını söylüyorum. Süleymaniye Camii’nin bir minaresini de bozmuşlar, taşları birbirine demirlerle bağlamışlar, o yıkılabilir. Bozmamışlarsa yıkılmayacaktır. Çünkü Sinan depreme karşı koymak istemiyor, depremin hareketini yok etmek istiyor ve yok edebiliyor. Bugün bu tekniği kullanarak evler yapılsa, hiçbir zaman yakılmaz” diye konuşuyor.
Bitmeyen bir mektep
Prof. Dr. Suphi Saatçi ise Ayasofya’nın Mimar Sinan’ın vaktiyle yaptığı restorasyon sayesinde ayakta kalabildiğini söylüyor. Mimar Sinan’ın bitmeyen bir mektep olduğunu kaydeden Saatçi, “Sinan ve Sinan sonrası mimariyi incelersek gelenekten gelen mimarimizi geleceğe taşımak konusunda birtakım çıkış yolları bulabiliriz. Bugün kapitalist zihniyet neticesinde betonarmeye mahkûm olmuşuz. Başka bir yapı malzemesi yokmuş gibi davranıyoruz” ifadelerini kullanıyor.