Şanlıurfa’da Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nde yer alan, Amazon kadınları ile Aşil’in hayat hikayesinin yer aldığı Roma dönemine ait mozaikler, ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkarıyor.
Haleplibahçe semtinde 2006 yılında bir projenin temel kazıları sırasında, milattan sonra 5-6. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilen Roma sarayının tabanına işlenmiş savaşçı Amazon kadınları mozaikleri bulundu.
Eserlerin yerinde korunması için projede değişikliğe gidilerek 200 dönümlük alana içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından arkeoloji ve mozaik müzelerini barındıran bir kompleks inşa edildi.
Ziyaretçiler, kolon ve kiriş kullanılmadan inşa edilen yaklaşık 6 bin metrekarelik alana sahip Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nde, savaşçı Amazon kadınların mozaik resimlerini görebiliyor.
Müzede ayrıca, Truva savaşı kahramanı Aşil’in hayat hikayesinin tek panoda oluşturulmuş mozaiği ve yurt dışına kaçırıldıktan sonra ait olduğu topraklara getirilen “Orpheus Mozaiği” ile “Cenaze Şöleni Mozaiği” gibi birçok eser de sergileniyor.
Yaklaşık 10 santimetreye 500 mozaik sığdırılmış
Şanlıurfa Müzesi Müdürü Celal Uludağ, Şanlıurfa’nın mozaikler açışından çok zengin bir coğrafyaya sahip olduğunu, kent genelinde yapılan kazılardan çıkarılan birbirinden değerli mozaiklerin hassas şekilde korunduğunu ifade etti.
Haleplibahçe Mozaik Müzesi’ndeki eserlerin milattan sonra 2. yüzyıl ile 6. yüzyıl arasında tarihlendiğini aktaran Uludağ, şöyle konuştu: “Haleplibahçe Mozaik Müzesi içerisinde çok önemli mozaikler sergilenmektedir. Bunların en önemlilerinden biri de Aşil’in hayat hikayesinin anlatıldığı mozaiktir. Aşil’in hayatının tek panoda anlatıldığı dünyadaki tek örnektir diye nitelendirebiliriz. Bunun yanı sıra avlanan Amazon kadınları mozaiği de yine çok önemli bir yere sahiptir. Dünyada 4 tane savaşçı Amazon kadınının tek panoda yer aldığı bir mozaiktir. Ayrıca bu mozaiğin en önemli unsurlardan bir de orada betimlenen hayvanların ve bitkilerin çok canlı bir şekilde ifade edilmesidir. Mesela leoparın darbeyi alışı, yıkılışı, kan akışı ve yine bir kekliğin kanatlanışı, uçuşu, atın yüzündeki gülümseme çok canlı bir şekilde ifade edilmiştir. Özellikle bu Amazonlar villasında ve Aşil’in hayat hikayesinin anlatıldığı mozaiklerdeki tesseralar da çok küçüktür. Yaklaşık 10 santimetreye 500 mozaik sığdırılmıştır. Bu anlamda da çok özel bir yere sahiptir.”
Uludağ, mozaik müzesinin mimarisi sayesinde, ziyaretçilerin alanı rahat bir şekilde gezdiğini ve eserleri yakından inceleme fırsatı bulduğunu anlatarak buradaki mozaiklerin müzede görev yapan restoratörler tarafında sürekli kontrol ve bakımlarının yapıldığını söyledi.
Yurt dışından getirilen eserler sergileniyor
Celal Uludağ, müzede sergilenen eserler arasında yasadışı yollarla yurt dışına kaçırılan, Kültür ve Turizm Bakanlığının girişimleriyle yeniden ülkeye getirilen “Orpheus Mozaiği” ile “Cenaze Şöleni Mozaiği”nin de bulunduğunu ifade etti.
“Cenaze Şöleni Mozaiği”nin yakın zamanda müzede teşhir salonuna çıkarıldığını aktaran Uludağ, mozaiğin milattan sonra 238 yılına tarihlendiğini, üzerinde de Süryanice ‘Zeydallat oğlu Ma’mi’ yazısınının görüldüğünü kaydetti.
“Orpheus Mozaiği”nin de milattan sonra 194 yılına tarihlendiğini anlatan Uludağ, “Bu eser de 2010 yılında yurt dışından ülkemize getirilmişti ve Haleplibahçe Mozaik Müzesinde sergilenmeye başlanmıştı. Mozaikte sanatçı Orpheus elinde bir müzik aleti çalarken resmedilmiş. Elindeki müzik aletinin ismi lir, hemen yanında da yırtıcı ve uysal hayvanlar yer almaktadır. Burada çaldığı müzik aletiyle onları kendinden geçiriyor, büyülüyor, efsunluyor.” dedi.