Anadolu’nun önde gelen mutasavvıflarından Hacı Bayram-ı Veli’nin Altındağ’daki adını taşıyan müzede bulunan, hırkaları ve dönemin şairlerinin kendisine yazdığı şiirler gibi kişisel eşyaları ziyaretçilerden ilgi görüyor.
Yakın zamanda Altındağ’da açılışı gerçekleştirilen Hacı Bayram-ı Veli Müzesi’nde mutasavvıfın hırkaları, dönemin şairlerinin kendisine yazdığı şiirler ve kişisel eşyaları sergileniyor.
Bu eşyalar arasında Hacı Bayram-ı Veli’nin özel taçları olduğu belirtilen “sanduka tacı” ve “keçe külahı”, müzeye gelen ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.
“İki taç da Hacı Bayram-ı Veli’nin olgunlaşma dönemine ait”
Müze Müdürü Dilek Kara, yaptığı açıklamada, dervişlerin, tasavvuf yolculuğuna attıkları ilk adımda hırka giydiklerini, olgunlaşma dönemlerinde taç taktıklarını, dolayısıyla tacı olan dervişin tarikat kubbesi altında şeriat makamına dahil olduğunu söyledi.
Sergilenen iki tacın, Hacı Bayram-ı Veli’nin olgunlaşma dönemine ait olduğunu belirten Kara, Hacı Bayram-ı Veli’nin taçları sadece özel gecelerde ve üç aylar olarak tanımlanan recep, şaban ve ramazanda taktığını ifade etti.
“Sanduka tacı kainatın kapılarını ve yönlerini simgeliyor”
Tepesinde tasavvuf rengi mavi ipliklerle işlenen yıldız motifi olan keçe külahının orijinal yünden yapılmış en eski taç olduğunu dile getiren Kara, külahtaki yıldız motifinin tasavvuftaki Mühr-i Süleyman simgesi ve Ehl-i Beyt’i sembolize etmek için kullanıldığı bilgisini verdi.
Altı dilimli olan sanduka tacının ise kainatın kapılarını ve yönlerini simgelediğini belirten Kara, tacın tepesinde “Bayramiye Günü”nü temsil eden üç küçük dairenin bulunduğunu söyledi. Kara, “Sanduka’nın tepesindeki üç halkadan sırasıyla en alttaki şeriat, ortadaki tarikat, en üstteki ise marifettir. Yani Allah’ı bilmektir. Tacın hepsi ise hakikattir.” dedi.
Kırşehir’de Ahi Evran’ın kurduğu Ahilik Teşkilatını, Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli’nin devam ettirdiğini belirten Kara, şunları kaydetti:
“Hacı Bayram-ı Veli’nin Ankarasında aslında bozkır bir Ankara’yı göremiyoruz. Ankara bozkır değil, bozkırın ortasına nadide bir çiçektir. Etrafı bu kadar sulak bir çevreye sahip ve çevresinde küçük Asya’nın, yani Anadolu’nun zaptı en zor kalesine, Ankara Kalesi’ne sahipseniz, koyun keçi yetiştiriciliğinde eğer liderseniz aslında siz bir ahi şehrisinizdir.”